Teknoloji ve tüketim alışkanlıklarında yaşanan değişimler sonucu şirketler gelen talepler doğrultusunda rekabet edebilmeleri için üretim sistemlerinden lojistik çözümlerine kadar tüm süreçlerini dijitale taşımaya mecbur kalıyorlar.
Ancak lojistik sektöründe dijitalleşme, sanayi sektörüne göre daha yavaş ilerliyor. Lojistik sektöründe dijitalleşme dev şirketler tarafından uygulamaya konulurken, daha küçük ve orta ölçekli perakende şirketleri dijitalleşmeye geçişte zorlanıyor. Küresel perakende devleri depolama, nakliye ve dağıtım proseslerine karmaşık robotik çözümlerini eklerken şimdi, son teslimat kanallarına robotik çözümleri entegre etme konusunda deneme çalışmaları yapıyorlar.
Lojistik firmaları artık büyük veri kaynaklarını kullanarak iş yapmaya çalışıyor. Teknolojik ve yazılım çözümlerinin kullanımıyla üretim aşamasından, teslimat aşamasına kadar ürün dijital ortamda izleniyor. Bu da yapılan işlere şeffaflık katarken şirketlere depolama ve lojistik maliyetlerinden tasarruf etmelerini sağlıyor. Dünya Ekonomik Forum verilerine göre lojistik sektörünün dijitale dönüşmesi ile 2025 yılına kadar 1,5 trilyon dolarlık değer yaratacak. Bu değişim sadece lojistik sektörünü şekillendirmeyle kalmayacak, lojistik dışında otomotiv, metalürji, ilaç ve elektronik sektörlerinin de iş süreçlerini etkileyecek.
Otonom araçların devrimi
Bu yılın Mayıs ayında Münih Lojistik fuarında lojistikte dijitalleşme sürecine dikkat çekmek için firmaları bilgilendiren Alman merkezli Fraunhoffer Enstitüsü, gelecek 20 yılda özerk ve otonom araç kullanımı karayolu ve demiryolu taşımacılığında devrim yaratacağını belirtiyor. Enstitünün tahminlerine göre lojistik alanında, depolamadan yüklemeye, taşımadan teslimata kadar otonom araçların kullanımı ile hem insan gücünün kullanımı azalacak. Nesneler arası iletişim büyük önem kazanacak, çünkü sürücüsüz otonom araçlar yükleme yaptıktan sonra, sürücüsüz kamyon yükünü en yakın demiryoluna sürücüsüz trene teslim edecek. Ve bu süreçte kullanılan tüm araçlar insana gerek duymadan birbirleri ile iletişim kurarak gerçekleştirecekler.
Demiryolun sektörü geriden geliyor
Ancak Boston Consulting Group danışmanlık şirketine göre tüm sektör aynı hızla otonom araç kullanımına geçmeyecek. BCG’ye göre kamyon sektörü otonom araçlar konusunda demiryolu üreticilerine göre daha hızlı yol alıyor. BCG’nin öngörülerine göre maliyet açısından karayolu nakliyecileri 2030 yılında demiryolları ile rekabet edecek konuma ulaşacak Çünkü 2030 yılında artık yollarda sürücüsüz otonom kamyonları görmeye başlayacağız. BCG’ye göre demiryolu sektörü bu gelişmelere ayak uydurmak için gereken yatırımları yapmazsa uzun vadede lojistik piyasasının yüzde 20 ile 30’luk kısmını kamyonlara kaptıracak. BCG’ye göre otonom araçlar demiryolu sektörünü derinden sarsacak. Bunun öncüsü de sürücüsüz kamyonlar olacak. Bazı öngörülere göre ilk sürücüsüz kamyonları çok değil 2020 yılında görmeye başlayacağız. Fraunhoffer Enstitüsü’nün otonom çalışmaları bu öngörüleri destekliyor. Kamyon endüstrisi bu yeniliği uygulamaya hazır olduğu belirtilirken, yeni teknolojik uygulamaların karayolu taşımacılığında yüzde 50’ye kadar tasarruf sağlayacağı tahmin ediliyor.
Otonom araç denemeleri
Avrupa Birliği tarafından yürütülen Avrupa Demiryolları Trafiği Yönetin Sistemi (ERTMS) projesi kapsamında sürücüsüz trenler yönetimi konusunda denemeler yapılıyor. ERTMS projesi ile uzun vadede bu teknolojilerin trenlerde uygulaması yönünde çalışmalar yapılıyor. Avrupa tren işletmecileri ile birlikte yürütülen bu çalışmaların amacı demiryollarının rekabet gücünü artırmak ve maliyet tasarrufu sağlamak. Sektör kaynaklarından alınan bilgilere göre Avrupa şirketlerinden ProRail ve DB Cargo, yük trenlerinin insansız sürüş testlerine başlamış. Öte yandan dünyanın en büyük maden şirketlerinden biri olan Rio Tinto, faaliyetlerine tam otonom tren uygulamasını entegre etme çalışmalarına başladığı belirtiliyor.
Kamyon gruplama uygulamaları
Hollanda’da “The European Truck Platooning Challenge” inisiyatifi adı altında wi-fi ile birbiri ile bağlantı kuran iki-üç otonom hareketli kamyonun sürüş denemeleri yapıldığı gelen en son bilgiler arasında. Konvoydaki ilk kamyon hızı ve rotayı belirlerken diğer kamyonlar onu takip edecek. Sürücüler bu uygulamada sadece tehlike anında devreye girecek. Sürücülü otonom uygulamaları kamyon taşımacılığında yüzde 20’ye kadar tasarruf sağlayacağı, iki üç kamyonluk konvoy nakliyeni ise maliyetleri yüzde 50’ye kadar aşağı çekeceği tahmin ediliyor.
Mustafa SALİH - LOJİSTİK EKİPMANLAR
LOJİPORT