Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Çetin Nuhoğlu’dan, TIR sistemi ile ilgili haberlere yanıt geldi. Sayın Nuhoğlu’nun açıklamasını virgülüne dahi dokunmadan yayınlıyoruz.
Kamuoyunda birkaç günden beri TIR sistemi ile ilgili tartışma yaşanmakta. Yapılan tartışmalarda UND olarak bizler Birleşmiş Milletler çatısı altında TIR sisteminin devam etmesini Türk nakliyecisi açısından hayati önem taşıdığını vurgulamaya çalışıyoruz. Fakat RO-RO şirketinin çıkarlarını ön planda tutan RODER ise; mevcut TIR karnesi sisteminin yok edilmesini destekleyen açıklamaları Türk nakliyecisi için hayal kırıklığı yaratmıştır.
RODER yetkilisinin yapmış olduğu açıklamada “ T1 ile nakliye sektörü tamamen elektronik ortamda işlemlerini yapacak. Bu sistem batı ülkelerinde gerçekleştirilecek taşımalarda alternatif olarak kullanılacak. Biz sektör olarak T1’i destekliyoruz.” denilmektedir.
Alternatif olarak önerilen sistem AB’ne yönelik taşımalar için zaten yıllardır mevcuttur. Dileyen nakliyecimiz Avrupa Birliği üyesi ülkelere ister T1 ile, isterlerse TIR karnesi ile gidebilmektedirler. (Şu andaki TIR sisteminde Türkiye’de olduğu gibi birçok ülkede de elektronik ortamda bilgi transferi gerçekleştirilmektedir.) Ancak, AB üyesi olmayan ülkelere (Sırbistan, Hırvatistan, Romanya, Bulgaristan vb.) ve bu ülkeleri transit geçerek AB üyesi bir ülkeye mal götüren taşımacılar düşük maliyetler nedeniyle TIR karnesi kullanmak zorundadırlar. Aksi halde yükselen maliyetler nedeniyle karayoluyla yapılan taşımalar durma noktasına gelecek; tek gidilebilecek yol denizyolu olacaktır. Tüm bu gelişmeler sonucunda RO-RO ile gidiş de zorunluluk halini alacaktır.
Diğer taraftan TIR sisteminin ortadan kalkması Türk ihracatının AB dışındaki diğer ülkelere yapılmasını engelleyecektir.
Mevcut TIR sistemi 55 ülkeye yapılmakta olan mal hareketlerini teminat altına almış Birleşmiş Milletler kontrolünde olan küresel bir sistemdir.
Her geçen gün büyüyen Türk uluslararası taşımacılık sektörü AB dışındaki Kazakistan, Türkmenistan, Ukrayna, Rusya, Ürdün, İran, Suriye, Azerbaycan, Gürcistan gibi toplam 30 ülkeye TIR karnesi ile taşımalarını gerçekleştirmektedir. Sadece T1 sistemine bağlı olmak demek AB dışındaki ihracatımızı ve buna paralel olarak taşımalarımızı ortadan kaldıracaktır. Türk nakliyecileri AB dışında hiçbir bölgeye bu maliyetlerle taşıma yapamayacaklar; Avrupa’ya da karadan ulaşamayacaklardır. Bu taşımalar için daha önce açıklandığı gibi 2.000-$’a kadar ekstra maliyetler ortaya çıkacaktır.
Oyunun nedeni: RO-RO şirketinin değerini artırarak satmaktır.
Son günlerde yazılı basına yansıyan haberlere göre UN RO-RO 6 ay içerisinde yabancılara satılacak. UN RO-RO CEO’su tarafından yapılan bu açıklama yukarıda anlatmaya çalıştığımız sistemin bir parçasıdır. Türk nakliyecisinin karayolu ile Avrupa’ya geçişlerinin önü kapatılarak alternatif olarak sadece RO-RO’nun gösterilmeye çalışılması, ardından da UN RO-RO şirketinin yabancılara satılacağının basına duyurulması ile RO-RO şirketinin yüksek bir bedelle satılması amaçlanmaktadır.
Karayolunun önünü keserek; Türk taşımacılarını RO-RO’ya mahkum ederek şirketin değerini artırmak!!! Yapılmak istenilen budur. Bunları düşünüp hayata geçirmek için kamu ve kamuoyunu yanıltmaya çalıştıkları artık bilinmektedir. Kendi çıkarları uğruna sektörlerini dolayısıyla ülkemiz ihracatını yok etmeyi göze alabilmektedirler.
Bu oyun hiç vakit kaybetmeden bozulmalıdır. Aksi durumda ülkemiz ihracatı açısından felaketle sonuçlanacaktır.
Çetin NUHOĞLU
UND Yönetim Kurulu Başkanı