RANT KAPISI

Denizciliğimizde üretim, istihdam, iş gücü ve verimliliğin canlandırılması, reel ücretlerin belirlenmesinde sosyal otoritenin korunması ve bu kriterler...

Denizciliğimizde üretim, istihdam, iş gücü ve verimliliğin canlandırılması, reel ücretlerin belirlenmesinde sosyal otoritenin korunması ve bu kriterler arasındaki adaletin sağlanması, onun uluslar arası rekabet gücünü de arttıracaktır

Denizcilik sektörümüzde küresel krizden önceki yükseliş trendinin, daha krizin başındayken tepetaklak gelmesinin nedenlerinden biriside, sosyal güvenlik alanında yetersiz kalışı ve bunun doğurduğu olumsuz sonuçlardır.

Sektörün bu parlama süreci içinde iş gücü, üretim ve verimlilik grafiğinde ciddi bir yükseliş olurken, işçilerin ve diğer çalışanların ücretlerinde günün şartlarına uygun artışlar ne üzücüdür ki olmamıştır. Bununla birlikte sosyal güvenlilik alanında da beklenen reformlar yapılamamış ve sektör bu konudaki çağdaş önlemlerin alınmasında isteksiz bir görünüm sergilemiştir.

Üretimin ve verimliliğin artması, kaliteli iş gücünün istikrarlı performansı ile sağlanabilir. Eğer, reel ücretlerdeki yapılandırma ve iyileştirme koşulları, insani içerikli sosyal refleksler ile yeniden değerlendirilmiyorsa, sektördeki sorunlar hiçbir zaman, ne azalır nede son bulur.

Denizcilik sektörümüz, hırsa dönüşen kişisel kazançların sağlandığı, emeğin ezildiği ve güvenin sarsıldığı vahşi bir arenanın rant kapısı olmamalıdır. Sektördeki işverenler, istihdam, sosyal güvenlik, iş sağlığı, ücretler ve sosyal adalet gibi önemli konularda kararlı ve istikrarlı olduklarını her fırsatta göstermelidirler.

Denizcilik kültürümüzün geçmişten günümüze kadar gelen süreci içinde, uluslar arası kriterlerin belirlediği kurumsallaşmaya yönelik girişimlerin amaca ulaşabilmesinin önündeki en önemli engellerin başında, dağınıklık, amprik yapılanmanın yarattığı tıkanıklıklar, dışa bağımlılık ve izlenen ilkesiz gevşek liberal politikalardır.

Denizcilik yakın tarihimizin değişim ve dönüşümleri çerçevesinde alınması gereken dersler ile geleceğe hazırlanmanın sancılarını yaşamamak için, Ulusal Denizcilik misyonumuzun ilkelerini oluşturmalıyız. Sektördeki canlılığın yeniden başlaması ile birlikte istihdam artacak ve sosyal güvenlik sistemimizdeki eksiklikler giderilecektir.

Küresel rekabetin tam ortasında kalan ve en çok etkilenen sektörlerimizin başında gelen denizciliğimiz, hizmet içi eğitimlere önem vermelidir. Çünkü yetenekli işgücünün performansı, firmalara en etkin rekabet avantajını sağlayacaktır. Denizcilik sektörümüzün artık farkına varması gereken daha çok önemli gerçekler ve konular halen gündemdeki yerini korumaktadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diğer Haberler

Çarıkcı Trans, İlk Wielton Treylerini Teslim Aldı
"BP satın alımını ülkemize olan koşulsuz inancımızla gerçekleştirdik"
‘Türkiye Yüzyılında Sürdürülebilir Ulaşım Zirvesi’
Index Grup, lojistik işletmeciliğinde büyümeyi hedefliyor
Sürat Kargo filosu, 2025'te 125 elektrikli araca ulaşacak
Ticaret Bakanlığı'ndan hızlı kargo dolandırıcılığı uyarısı
Daimler elektrikli otobüs testinde Mercedes-Benz Türk imzası!
Aliağa’da Denizcilik Uygulama Merkezi açıldı
6.⁠ ⁠Hizmet İhracatının Şampiyonları Ödülleri sahiplerini buldu
Evolog, TAL Trailer'den 120 treyler alacak