Genelde “DB” popüler kısaltmasıyla bilinen “Deutsche Bahn [Deutsche Bahn AG], Almanya’nın ulusal demiryolu şirketidir. Berlin merkezli bu anonim şirketin sermayesinin tamamı Alman hükümetine aittir. Ticari arenada, “Die Bahn (Tren)” sloganını benimsemiş “DB”nin bünyesinde “buharlı cer” tarihe karışalı 44 yıl olmuştur. Ancak bu realite bile, Almanya’nın başat demiryolu işletmecisinin 2020 senesi bitiminde raylardaki faaliyetinin yaklaşık 6 (5.7) milyar Euro’luk âdeta buharlaşmış bir mali zararla kapanmasına bir engel oluşturamamıştır. Şirketin geliri %10 düşüşle 40 milyar Euro’ya gerilerken, 2019’da 24 milyar Euro olan net borcu da rekor bir düzeye çıkarak, 29.3 milyar Euro’ya yükseldi. Küresel COVID-19 sağlık krizi kökenli devasa boyuttaki zarar, Alman hükümetinden sürekli finansal destek görmüş ve görmeye de devam edecek olan “DB” camiasında ve ülke kamuoyunda tabii ki bir tür şok etkisi yarattı.
DB, 2019'daki 1.8 milyar Euro kar ile karşılaştırıldığında, 2020'de 2.9 milyar Euro işletme zararı kaydetti. Yolcu memnuniyetinin ise pandemiye rağmen geçen yıl rekor seviyeye ulaşması dikkat çekiciydi. Diğer yandan “DB”nin uluslararası lojistik aktiviteler iştiraki “DB Schenker,” yeni nesil koronavirüsün varlığına rağmen son derece iyi performans göstererek dünya çapında temel navlun için istikrarlı tedarik zinciri ağının sürekliliğini sağladı. “DB,” pandemiye etkili bir harcama kesintisi programıyla yanıt verdi ki, bu da 2020'de 1.7 milyar Euro'luk bir tasarrufla sonuçlandı. Şirket 2024 yılına kadar entegre raylı sistemlerdeki COVID-19’a bağlı kayıplarının yarısını karşılamayı hedefliyor.
Alman federal hükümeti, 2020 senesi ek bütçesinden 5 milyar Euro’yu DB’nin öz sermayesini güçlendirmek için tahsis ederken, yine 2020’de, bir defaya mahsus olmak üzere, ulusal demiryolu kuruluşuna 2.5 milyar Euro'luk ek bir yardım paketini de onayladı.
Gezegen genelinde “kayıp yıl” şeklinde tanımlanan 2020'de “DB” atılım yapmayı tamamıyla bırakmadı. Örneğin; Hamburg - Berlin arasında her yarım saatte bir YHT hizmetini devreye sokan şirket, Rostock ile Dresden arasında da "büyük bir başarı" diye tanımlanan yeni bir şehirlerarası hızlı tren servisi başlattı. Uluslararası alanda ise Münih - Zürih ile Berlin - Krakow arasında yolcular yeni tren seferleriyle buluşturuldu. Ama belki de hepsinden önemlisi, “DB”nin özellikle makinistler, servis ekipleri ve bakım teknisyenleri başta olmak üzere 26 000 yeni çalışanı “kayıp yıl”da işe almasıydı.
Ölçülü iyimserliğini koruyan “DB” yönetimi, olası 2021 finansal borcunu dengelemeyi hedeflerken, geleceğe bakıldığında ise pandemi sırasında hızlanan evden daha fazla insanın çalışma eğiliminin, seyahat eden kişi sayısında anlamlı bir azalmaya yol açmasını beklemediğini vurguluyor. Hatta şirket yöneticileri, "Tüm dünyada dijital toplumların daha mobil toplumlar olduğunun artık iyi bilindiğini, ayrıca gündelik hayat ve iş ortamı daha esnekleştikçe, hareket halindeyken yaşamak ve çalışmak için de çok daha fazla fırsatın olacağı” görüşünü içtenlikle savunmakta. Nitekim tıpkı federal hükümet üyeleri gibi “DB”yöneticileri de, “COVID-19 daha az endişe verici hale geldiğinde, insanların yeniden iklim değişikliği gibi bildik hayati öneme sahip konulara daha fazla odaklanmaya başlayacaklarından” eminler. Böyle bir durumda yolcu ve yük trafiğinin, iklim krizine verilecek yanıt bağlamında tartışmasız en çevreci taşımacılık modu olan demiryoluna kaydırılacağı elbette kesin denilebilir. “DB” yönetiminin gözünde demiryolu hem bütün taşımacılık unsurlarının “en yeşili” hem de “dramatik iklim değişikliği için etkin bir aşı” niteliğinde.
Verimli günler ve gelecek yazımda yine bu sütunda görüşmek üzere.