Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği (RODER) taşımacılık sektörünün önceliklerini belirledi. Yeni hükümetten en önemli beklentilerini ?Reel sektörün canlandırılarak üretim ve ihracatın artırılması? olarak açıklayan RODER 2. Başkanı ve Başkan Vekili Erol Soylu, ?İhracatçının nabzını tutan nakliyecidir. İhracatçı, ne ihraç ediyorsa o sektörü ve şartlarını bilir. Biz ise, her sektörden ihraç edenle muhatabız. Herkesin ortak görüşü ?bu kurlarla ihracat yapılamaz? şeklindedir. YTL bazındaki maliyetler artar, döviz bazındaki gelirlerimiz de sürekli düşerken, ihracatın yükselen bir trend izlemesi mümkün değildir. Bu, şimdiye kadar sürdürülüyordu, ancak bundan sonra işlerin bu kadar kolay olamayacağı kanaatindeyiz? diye konuştu.
Rusya ile had safhada sorunlar yaşadıklarını da vurgulayan Erol Soylu, ?Yüzlerce araba limanlarda bekliyor. Bir belge 2000 dolara satılıyor. Rusya?da nakliyecilik yerine belge ticareti hakim. Nakliyecilik yapmadan belge satarak para kazanmak mümkün hale geldi. Ulaştırma Bakanlığı mutlaka bunu çözmeli? şeklinde konuştu.
Ayrıca, ?Rusya ve Ukrayna ile olan meselelerin çözümü sadece ticari ya da ulaştırma konularındaki müzakerelerde yatmamaktadır? diyen Soylu, ?İki ülke arasındaki dış politikaların birbirine uygunluğu gerekiyor. Bizim diğer kutbun temsilcisi değil, bu bölgenin asli oyuncusu olduğumuzu iyi anlatmamız gerekir? ifadelerini kullandı.
Erol Soylu, RODER?in yeni hükümetten beklentilerini ise maddeler halinde şöyle sıraladı;
Karayolu Taşıma Kanunu
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ülkemizde karayolu taşımacılığı sektöründe yeni bir dönem başlamıştır. Bu kanun ile birlikte, taşımacılık sektörü içerisinde yer alan ve faaliyet gösteren tüm işletmeler kayıt altına alınmış ve bu işletmelere faaliyet türlerine göre lisans belgeleri verilmiştir. Ancak, lisanslarını almadan veya lisansı olmasına rağmen, kendi faaliyet alanı dışında bulunan firmaların lisans alan firmalar arasında haksız rekabete yol açtıkları hepimizin malumudur. Hükümetimizin, lisans alarak ve lisanslarını faaliyet alanlarında kullanan firmalarımızın haklarının çiğnenmemesi açısından, ivedilikle denetim mekanizmalarını kurmaları ve bu denetimleri behemehal başlatmaları gerekmektedir.
Yabancı araçların ülkemizden yapmış oldukları taşımalar
Bilindiği üzere, ülkemizin dış ticaret hacmi giderek büyümekte ve özellikle ihracatımızın artışına paralel olarak, ülkemizden yabancı taşıtların üçüncü ülkelere yaptıkları tışımalar da artmaktadır. İkili ve çoklu karayolu anlaşmaları ve protokoller ile ve verilen kotalar dahilinde bu ülkelerin araçları ile amacına uygun geçiş belgeleri ile yapılan taşımalar hariç olmak üzere, bu gibi taşımalar dışında amacına uygun olmayan geçiş belgeleri ile yapılan yabancı araçların 3. ülke taşımaları, son derece sıkı bir şekilde denetime tabi tutulmalı ve bu tip teşebbüslerde bulunan yabancı araçlar ve firmaları cezalandırılmalıdır.
AB ülkeleri, diğer ülkeler geçiş belgeleri ve Schengen vizeleri
Bu yeni dönemde, karayolu taşımacılık sektörümüzü yakından ilgilendirilen geçiş belgesi (kotalar) sorunun ivedilikle ele alınmasını ve eşyanın serbest dolaşımının sağlandığı ancak araçlarımızın serbest dolaşımına engel olan kotalar sorunun bir an önce çözüme ulaştırılmasını bekliyoruz. Sürücülerimizin AB ülkeleri sınırları içerisinde dolaşımını sağlamayan Schengen Sürücü vizelerinde yaşanan sorunlar da hepimizin malumudur. Bu sorunların da üzerine gidilmesi gerekmektedir.
Gümrük Kanunu ve bu kanun bünyesinde yürürlüğe konan yönetmelik
4458 sayılı Gümrük Kanunu ve bu kanuna istinaden çıkarılan yönetmelik, tebliğ ve genelgeler'in büyük bir bölümü, AB Gümrük Kanunu'na uyum sağlayan düzenlemelerdir. Hal böyle olmakla birlikte, uygulamada farklılıklar ortaya çıkmakta (örneğin Antrepolardan yapılan ihracat işlemleri, transit sevkiyatların son gümrük idaresinden başlatılması v.b.) ve bu nedenle sevkıyatlar gecikmeli olarak yapılmakta, son derece yoğun olan gümrüklerimizdeki işlem hacmi giderek artmaktadır. Yeni dönemde, bu sorunların ortadan kaldırılmasını temin edici ve daha sarih bir şekilde uygulamaya dönüştürülmesini sağlayan yasal düzenlemelere ivedilikle gereksinim duyulmaktadır.
Gümrüklerle olan ilişkilerimiz yakından ilgilendirilen bir başka konu da fazla mesai sorunlarıdır. Bu konu hakkında öteden beri savunduğumuz gerek iç gerekse sınır kapılarında ve gerek ihracat gerekse ithalat işlemlerinde araç başına tek ve yeknesak bir fazla mesai ücreti uygulamasının yürürlüğe girmesi, yeni göreve gelecek hükümetimizden beklentilerimiz arasındadır.
4458. sayılı gümrük kanunumuzun uluslararası taşımacılık faaliyetini etkileyen en önemli düzenleme transit rejimi konusudur. Bu doğrultuda ülkemizde de, AB'de geçerli olan transit rejimini adepte eden yasal düzenlemelerin ivedilikle ele alınması gerekmektedir.
Kısa yol deniz taşımacılığı'nın geliştirilmesi
Ülkemiz taşımacılık sektöründe karayolu'nun ağırlığı hepimizce malum olup, taşıma modları arasındaki bu dengesizlik, kara yollarımızın aşırı yıpranmasına, aşırı trafik yoğunluğuna ve hepsinden önemlisi, kazalara sebebiyet vermektedir. Oysa, ülkemiz 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke olup, denizyolu vasıtası ile araçlarımızın sevkiyatları (Ro - Ro taşımacılığı) pekala mümkündür. Kısaca adına Kısa Yol Deniz taşımacılığı adını verdiğimiz bu sistemin ülkemizin belirli yörelerinde (bilhassa Marmara Denizinde) geliştirilmesi, bunun için uygun liman altyapısının oluşturulması yeni hükümetimizden beklediğimiz önemli bir husustur.
Reel sektörün desteklenmesi
Düşük kur, yüksek faiz politikası özellikle ihracata yönelik üretim yapan sektörü olumsuz etkilemektedir. Uluslararası taşımacılık faaliyeti de döviz kazandırıcı bir faaliyet olup, bu yönde ihracatçıların gerçek reel konusunda karşılaştıkları sorunları, uluslararası taşımacı da üstlenmektedir. Gelirleri döviz bazında ancak çıktıları YTL bazında olan uluslararası taşımacılar, özellikle istihdam üzerindeki vergiler, yurt içi motorin fiyatları, enerji girdileri konusunda sıkıntı içerisindedirler.
Türkiye dünyanın en yüksek nominal faiz veren ülke konumundadır. (Aynızamanda reel faiz) YTL'nin değer kazanması ile birlikte, dövize ödenen faiz, döviz bazında yüzde 30-35'lere ulaşmaktadır.
Ülkemizde sıcak paranın cari açığın kapatılmasında rol oynadığı söylenerek, faizler indirilmemekte ve YTL giderek yabancı para birimleri karşısında değer kazanmaktadır. Yapılan hesaplamalara göre YTL olması gerekenden yüzde 70 daha değerlidir. Sıcak paranın bir an önce "soğuk paraya" yani doğrudan yatırıma, yani kalıcı paraya çevrilmesi gereklidir:
Bu doğrultuda;
* Faizler indirilmeli,
* YTL'nin döviz kurları karşısındaki değeri nisbi olarak düşürülmeli
* Doğrudan yatırımı destekleme yönünde yapısal reformlar gerçekleştirilmelidir.
Satıcı?ya ?palas pandıras? yanıtı
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı?nın U.N Ro-Ro?nun 910 milyon Euro?ya ABD?li fon şirketi KKR?ye satılması ile ilgili olarak ?palas pandıras sattılar? sözünü eleştiren Erol Soylu, şöyle konuştu: ?Yaklaşık 1 yıldır UN Ro-Ro?nun satış aşamasında olduğunu duymayan kalmadı. Sayın Oğuz Satıcı da, 6 ay önce talip olmak için konsorsiyum oluşturma girişiminde bulundu. Palas pandıras olmaması için sürecin ne olması gerektiğini merak ediyorum.?
Selçuk ONUR