Tamer Ünlü, basın mensuplarıyla bir araya geldiği sohbet toplantısında, ''şivesinden de anlaşılacağı üzere'' doğma büyüme Adanalı olduğunu belirtti.
Toyota Türkiye Fabrikasını Özdemir Sabancı'yla beraber kurduklarını dile getiren Ünlü, Sabancı suikastına ilişkin daha sonra ortaya atılan iddiaların hatırlatılması üzerine, suikastın terör amaçlı olduğunu söyledi.
Ünlü, ''Olay yaratmak, başka bir şey değil. Kim çıkarsa, onu vur. Haluk Bey de (Toyotasa Genel Müdürü Haluk Görgün) öyle gitti, sekreter de (Nilgün Hasefe) öyle gitti. Önüne kim çıkarsa vur geç. Ben de gidebilirdim. Haluk Görgün oraya görüşmeye gitti. Kriz vardı o sıra, 1996... Sallanıyordu hala... Her an telefon gelip 'Tamer'i de çağırın bir toplantı yapalım' diyebilirlerdi. Telefon başındaydık. Bir haber geldi 'öldü' diye...'' şeklinde konuştu.
Özdemir Sabancı'yla çalışmaya 1980'de Adana'da başladıklarını anlatan Ünlü, şunları kaydetti:
''16 sene neredeyse her gün beraberdik. Sadece bu proje değil, Adana'da Temsa Otobüs Fabrikasını beraber kurduk. O da ikimizin projesi. Sabancı'nın ilk otomotive girişi, Özdemir Sabancı ile ben beraber yaptık. Adana'daki fabrikayı kurduk. Çok tereddütlüydü başarılı olur mu olmaz mı diye. Başarılı olunca bu defa 'Toyota'ya soyunalım' dedi. Bir telefon, 'evi topla buraya gel' diye. Hayatım değişti. Ben Adana'daydım İstanbul'dan bana telefon ediyor.''
''Toyota'da Sabancı'nın ayrılmasından sonra ne değişti?'' sorusu üzerine de Ünlü, ''Rakamları gördünüz, 94 krizine girmişiz 2002'ye kadar (elini alçaltarak) böyle gidiyor. Biz 2000'de Sabancı'dan ayrıldık, 2002'den sonra roket gibi fırlıyor. 20 binlerden 170 binlere (üretim rakamı) çıktık. Bizim için değişen bu...'' dedi.
Bir gazetecinin ''Özdemir Bey olsaydı bu işi bırakmazdı'' ifadesi üzerine de Ünlü, şunları söyledi:
''O olsaydı daha da büyürdü. Benim kafamın içi binlerce anekdot dolu. Ben dedim, 'mukavele yapılırken (ihracat) yazsanız'. 'Yok, ihracat yazma' dedi. 'Kaliteli yap, o (Japonlar) gelip (ihraç edelim) der. Kendi gelsin. Şimdi yazarsan ürker, '(Türk malı nesini ihraç edeceksin) der' dedi. O zaman Doğan'lar, Şahin'ler var. 'Ne derece kaliteli yapalım, Doğan'dan Şahin'den bir derece kaliteli yapsak yeter'... Bunlar konuşuluyor. Özdemir Bey, 'Hayır' dedi. 'Japonya nasıl yapıyorsa aynısını yapacaksınız'...''
-ÇARPIŞMA TESTLERİ-
Toyota araçların alçak olduğunun ifade edilmesi üzerine, ''İlk başta alçaktı, biraz değiştirildi'' yanıtını veren Ünlü, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Viraj performansı önemli bir kriterdir. Bir arabanın viraja girmesi, çıkması önemlidir. Kazaların önemli bir kısmı virajlarda olur. Arabayı 1 santimetre yükseltirseniz kriterler inanılmaz değişir, 2 santimetre yükseltirseniz... Şimdi böyle yükseltiyorlar söylediğiniz markaları jeep gibi dolaşıyorlar. Onlarla gir bakayım viraja nasıl savuruyor.''
Ünlü, bir soru üzerine, üretim rekoru kırdıkları dönemde fabrikada yaklaşık 80 saniyede bir aracın üretim hattından çıktığını, krizin ardından bu sürenin 150 saniyeye kadar uzadığını bildirdi.
Türkiye'de Toyota distribütörünün bütün Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Brüksel'deki merkeze sipariş verdiğini anlatan Ünlü, ''Bütün Avrupa bilgisayar ortamında siparişlerini geçiyor. Alıyor onu Brüksel, konsolidasyona başlıyor, 'Şu kadar araba Japonya'da, şu kadarı Fransa'da, İngiltere'de, Türkiye'de üretilmesi lazım' diyor. Bütün bunları merkezden Brüksel organize ediyor. (Türkiye'deki distribütör firma için) Kamyon buradan yükleniyor, yolun karşısına geçiriyor, orada indiriliyor. 300 metre gidiyor'' dedi.
''Toyota'nın Çinliler tarafından taklit edildiği'' yorumu üzerine de Ünlü, ''Bütün markaları taklit ettiler. Rolls Royce'u bile taklit ediyor şu anda. Ama kalite yok. Çarpışma kriterlerinden hiçbirini geçemediler. 1 ay olmadı Avrupa'da yapılan çarpışma testlerinde Verso birinci oldu. 5 yıldız...'' diye konuştu.
Tamer Ünlü, şirketin kendisine Lexus, Land Cruiser ve Camry olmak üzere 3 araç tahsis ettiğini, kendisinin Camry'yi kullandığını anlatarak, şunları ifade etti:
-ÇOCUKLARIN TOP OYNADIĞI SOKAKTA LEXUS-
''Anadolu çocuğuyuz, öyle şeylere bakmayız. Ben Camry sürüyorum, hiçbir şeye aldırmıyorum. Avrupa'daki Genel Müdür, bana 'Bütün genel müdürlerin arabası Lexus olur sen niye Lexus almadın?' diye sordu. Dedim, 'Ben İstanbul'da oturuyorum, sokağa park ediyorum, çocuklar top oynuyor. Lexus'u oraya park edemem ki'. 'Al bir tane koy fabrikaya dursun. Bakanlıklara, Ankara'ya falan gidince kullanırsın' dedi. Arabayı alalı 3,5 sene oldu, daha 10 bin kilometre olmadı.''
LOJİPORT