ŞANLI TARİHE İHANET

Hem Osmanlı Donanması'nda hem de Cumhuriyet dönemi Deniz Kuvvetleri'nde uzun yıllar önemli görevler yaparak büyük başarılara imza atmış...

Hem Osmanlı Donanması'nda hem de Cumhuriyet dönemi Deniz Kuvvetleri'nde uzun yıllar önemli görevler yaparak büyük başarılara imza atmış olan savaş gemilerimizin sonları ne yazıktır ki şöhretleri gibi olmamıştır. Türk halkının takdirini ve sevgisini kazanan bu gemilerin hazin sonları bizim için çok onur kırıcı olduğu kadar, tarihi değerlere gösterilen vefanın da güzel bir örneği olmuştur.

Birinci Dünya Savaşı'nda Rus donanmasını Karadeniz'de kısa bir süre bile olsa ilerlemesini engelleyen   Hamidiye Kruvazörü yakın tarihimize ışık tutması açısından çok rahatlıkla müzeye dönüştürülebilirdi. Ama o da Bandırma Vapuru'nda olduğu gibi hurdaya ayrılarak bir köşede haince parçalanmıştır. Osmanlı Donanması'na ait "Peyk-i Şevket" ve "Berk-i Satvet" isimli iki adet ünlü torpido kruvazörünün sonları da kim bilir nasıl oldu? Ama hiç olmazsa bunlardan bir tanesini gelecek nesillerin görebilmesi için saklıyabilir ve müze haline getirebilirdik. Ne yazıktır ki, Mecidiye Krovazörü'nü de korumasını beceremedik.

Savaş gemilerimizin onurlu geçmişine ihanet hiç bir engel ve de vijdan tanımadan bütün hızıyla devam ediyor. Almanya'da 1911 yılında denize indirilen Yavuz Muharebe Zırhlısı o yıllarda Akdeniz'in en güçlü savaş gemisiydi. Osmanlı Donanması'na 1914 yılında katılarak o meşhur Sivastopol baskınında görev almıştır. Atatürk'ün naaşını 19 Kasım 1938 de İstanbul'dan İzmit'e taşıma görevini üstlenmiştir. Hizmet dışı bırakıldıktan sonra 1969 yılında zamanın mevcut hükümeti tarafından MKE ye (Makina Kimya Endüstrisi) satılarak parçalanmıştır. Daha sonra da jilet yapılmak üzere İtalyan'lara satılmıştır. Böylece denizcilik tarihimizin önemli bir tanığını da kendi ellerimizle boğmanın utancını hiç sıkılmadan yaşamışızdır.

Kurtuluş savaşı yıllarında zaferden zafere koşarak büyük başarılara sahip olan Nusrat Mayın Gemimiz de bir şahsa satılarak uzun yıllar Akdeniz'de yük taşımıştır. Alabora olup batmış ve 9 yıl boyunca denizin dibinde kaderine terkedilmiştir. Daha sonra bir avuç gönüllü tarafından çıkartılıp Tarsus'ta müze olarak sergilenmiştir.

Osmanlı Donanması'nın gözde savaş gemilerinden olan Muavenet-i Milliye, İngiliz'lerin yenilmez dedikleri en büyük savaş gemisi olan Goliath'ı gece karanlığında yanına kadar sokularak batırmayı başarmıştır. Türk Halkının o yıllardaki birikimleriyle alınan Muavenet-i Milliye savaş gemisinin de sonu sanki programlanmış gibi yine hurdalık olmuştur.

İşte mevcut iktidarlar şanlı tarihimizin o çok önemli değerlerini, zafer hatıralarını, bir daha yerine kesinlikle konamayacak olan sessiz tanıklarını hurdalıklarda hiç acımadan ihanet içinde parçalatırken, binlerce şehidimizin kemikleri de toprak altında inim inim sızlıyordu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diğer Haberler

Bir türlü güncellenemeyen gümrük sistemi, milyon dolarlık kayıplar getirdi
Yeni eSprinter ile Mercedes hafif ticarilerde elektrikli dönüşüm başlıyor
Fenerium ürünleri, özel tasarımlı F-Max araçlarıyla Türkiye yollarında
Ticaret Bakanlığı ‘NCTS Faz 5’ krizine çözüm için harekete geçti
Capella Logistics, Fransa taşımalarını 2 yılda yüzde 200 artırdı
MAN eBus ailesinin yeni modeli Lion'ın City 12 E LE "sürdürülebilirlik" tacı taktı
Mars Hava ve Deniz Kargo, iki fuara 339 Türk markasını taşıdı
Arkas Lojistik Grubu’nun yeni yatırımları 2025’de sahada olacak
Mercedes’in yeni nesil otobüsleri hem kaptanları, hem yolcuları mutlu edecek
Renault Trucks T, Euro NCAP'te 4 yıldız ile ödüllendirildi