Hükümet, faizsiz yatırım aracı arayan Körfez ülkelerindeki yatırımcıların da talep ettiği köprü ve otoyol işletmelerinin özelleştirilmesi için düğmeye bastı.
Türkiye?deki cazip yatırım fırsatlarına karşın faize yatırım yapamayan Körfez ülkelerinden yatırımcıların talebinin ardından, Hükümet, 2007 yılında köprü ve otoyollar ile büyük karayolu projelerini özelleştirme programına alıp ek gelir kapısı yaratmaya hazırlanıyor. Ali Babacan?ın önceki hafta yaptığı Dubai gezisi sırasında da gündeme geldiği belirtilen konuyla igili çalışmalara başlanırken, ilk etapta İstanbul Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü?nün özelleştirilmesi bekleniyor. Özelleştirme listesinde 3 ayrı paralı otoyolun da bulunduğu kaydediliyor. Otoyol ve köprülerin satış yöntemine ilişkin detaylar kesin olarak belirlenmezken, satışın tıpkı havalimanlarında olduğu gibi işletme hakkı devriyle yapılacağı kaydedildi.
YATIRIM ALICI FİRMADAN
Konuya yakın kaynaklar, köprü ve otoyol özelleştirmelerinde ağırlıklı olarak ?işletme hakkı devri? üzerinde durulduğunu kaydederken, uluslararası örneklerden yola çıkarak, özel bir ?kiralama modeli?nin de geliştirilebileceğini ifade ediyor. İşletme hakkı devrinin süresiyle ilgili bir netlik olmamakla birlikte 49 yıllık sürenin böyle bir devir için ?fazla uzun? bulunduğu da gelen bilgiler arasında.
Belirlenecek satış yönteminin ardından özelleştirilecek köprü ve otoyolların gelir sağlama dışında bütçedeki yatırım kaleminde de tasarrufa yol açması bekleniyor. Otoyol ve köprülere zaman içinde yapılması gereken her türlü yatırım ile masraftan alıcı firmaların sorumlu tutulması fikri üzerinde duruluyor. Söz konusu otoyol ve köprüler üzerinde devletin denetleyici görevi ise sürecek.
Ancak AKP Hükümeti?nin Özelleştirme İdaresi ve yetkili bakanlıklar arasında ortaya çıkabilecek yetki karmaşasını ortadan kaldırmak için konuyu Özelleştirme Yüksek Kurulu?ndan (ÖYK) geçirmesi gerekecek.
Babacan: Çalışma sürüyor
Devlet Bakanı Ali Babacan, dün yaptığı basın toplantısında konuyla ilgili soruları yanıtlarken, çalışmaların sürdüğünü kaydetti. ?2007 yılında büyük karayolu projelerinin finansmanı için Turgut Özal modeli gelir ortaklığı senedi gibi yeni bir finansman aracı çıkartmayı düşünüyor musunuz. Ayrıca buna ek olarak köprü ve otoyolların özelleştirileceği gibi haberler basında yeralıyor, böyle bir çalışmanız var mı?? sorusuna, ?Biz 2007 yılında değişik finansal araçlar düşünebiliriz. Ayrıca ifade ettiğiniz türde projeleri de gözardı etmiyoruz. Henüz alınmış bir kararımız yok. Ancak hala süren çalışmalarımız var? diye yanıt verdi.
SPK, borsada işlem görecek GOS üzerinde çalışıyor
* AKP hükümetinin bütçeye ek gelir kapısı olarak düşündüğü bir başka proje de Turgut Özal döneminde gündeme gelen Gelir Ortaklığı Senetleri?nin yeniden satışa çıkarılması. Bu yolla hem mevcut altyapı stokunun değerlendirilmesi hem de yeni projelere kaynak sağlanması hedefleniyor. GOS?ların yeniden ihracıyla ilgili SPK çalışmasınının sürdüğü kaydedilerken, ihraç edilecek tahvillerin Özal döneminde satılanlardan farklı olacağı kaydediliyor.
Buna göre altyapı projeleri için çıkartılması öngörülen GOS?ların İMKB?ye kote edilmesi planlanıyor. Böylece söz konusu senetler tıpkı Hazine tahvilleri gibi ikincil piyasada işlem görebilecek. Bu sayede gelir ortaklığı senetlerinin geniş yatırımcı kitlelerine ulaştırılması sağlanacak. Söz konusu senetler faizsiz olduğu için Körfez ülkelerinden yatırımcıların da ilgisini çekmesi bekleniyor. Bu yolla elde edilen kazanç hükümetin yeni otoyol, köprü ya da baraj yapması için bütçe dışı kaynak yaratmasını sağlayacak.
Yatırımcının enflasyon riskini sıfırlayacak tahviller geliyor
Devlet Bakanı Ali Babacan, 2007 finansman programının açıklandığı toplantıda önümüzdeki yıl, yatırımcının riskini minimize edecek enflasyona endeksli Hazine tahvillerinin satışına başlanacağını kaydetti. Enflasyona endeksli tahvillerin, borçlanma programında ilk defa yer aldığını kaydeden Babacan, bu tahvillerin de 3 ayda bir ihraç edilmesinin öngörüldüğünü söyledi. Ali Babacan, ?Bu yeni bir enstrüman ve ilk defa 2007?den itibaren kullanmaya başlayacağımız bir enstrüman? dedi. Enflasyona endeksli tahviller konusunu birkaç yıldır düşündüklerini, ancak bunun piyasa koşullarıyla ilgili bir durum olduğunu ve bu nedenle gelecek yıl uygulanmasına karar verdiklerini anlatan Babacan, enflasyona endeksli tahvil çıkarma konusunu, piyasa yapıcısı bankalarla görüştüklerini de vurguladı. Babacan bu arada, bu yeni enstrümanın, yatırımcının enflasyon riskini ortadan kaldıran bir enstrüman olduğunu belirtti.
Ali Babacan Hazine?nin önümüzdeki yıl, daha önce satışını yaptığı iskontolu bono ve tahviller ile değişken faizli, kuponlu kağıtların satışını sürdüreceğini de kaydetti.
Kamu dengesi ilk kez fazla verecek
Ali Babacan, ekonomideki dalgalanmaya karşın kamu finansman dengesinin 2006 yılında ilk kez fazla verdiğini kaydetti. Babacan, şunları söyledi:
?Kamu kesimi yıllardır açık verdikten sonra ilk kez 2006?da fazla vermiştir. Bu sonuç, borç yükünün düşmesini sağlamıştır. Kamu net borç stokunun GSMH?ye oranının 2006 yılında yüzde 50?nin altına inmesini bekliyoruz. Özellikle tüm kamu kesimini düşündüğümüzde -yerel yönetimleri de içeriyor- Mart sonunda, bu rakam görülecek ama öngörümüz yüzde 50?nin altında olacak. Bu oran 2001 yılı sonunda yüzde 90,5 , 2002 yılında yüzde 78 idi. İşte bu rakamlardan yüzde 50?nin altına iniliyor.?
İç borçlanmada vade 2006?da 9 gün uzadı
Babacan, 2006 yılı sonunda Hazine rezervlerinin 6.2 milyar YTL artış gösterdiğini kaydederken, 2005 yılında 27.7 ay olan iç borç vadesinin, bu yıl 28 aya uzadığını söyledi. Yurtdışı tahvil ihraçlarında da (dolar-avro) vadelerin uzadığına dikkati çeken Babacan, toplamda vade süresinin 5.5 yıla kadar çıktığını kaydetti. 2006 yılında eurobond ihraçlarının, programlanan 5.5 milyar doların bir miktar üzerinde, 5.8 milyar dolar olarak gerçekleştiği bilgisini de veren Babacan, ?Böylelikle ilk defa yurtdışı tahvil piyasasında değişim işlemi gerçekleştirilmiştir. Yani kısa vadeli eurobondların uzun vadelerle değişim işlemi yapılmıştır? diye konuştu. Babacan, dövize endeksli iç borçların itfa edildiğini ve yeni dövize endeksli senet ihraç edilmediğini, bu durumun böyle devam edeceğini de kaydetti.