Sektör, kış lastiğine doydu

Geçtiğimiz yıllarda durgun bir seyir çizen lastik pazarının, kış lastiğinin zorunlu olmasıyla birlikte hızlı bir ivme yakaladığını söyleyen Michelin Türkiye Genel Müdürü Marco Giuliani, bu büyümenin de artık duraklama noktasına geldiğini belirtti.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde sektörün kış lastiği konusunda bir doygunluğa ulaştığını söyleyen Michelin Türkiye Genel Müdürü Marco Giuliani, buna rağmen kış lastiği konusunda her geçen gün artan bilincin, pazarda dalgalanma yarattığını dile getirdi. Geçtiğimiz yılların, lastik sektörü adına oldukça durağan geçtiğini hatırlatan Giuliani, “Kış aylarının hafif geçmesi ve ekonomik verilerin etkisine ek olarak önceki yıllarda kış lastiği pazarının doygunluğa ulaşması da sonucu bu yönde etkiledi. 2012 yılında yürürlüğe giren kış lastiği zorunluluğunun ardından 2012-2013 yıllarında kış lastiği satışları 3 katına çıkarak 9 milyona ulaşmıştı. Kısa sürede ulaşılan bu rakamların etkisiyle de özellikle kış lastiği pazarında bir doygunluk oluştu. Artık sürücülerin hem kış hem de yaz olmak üzere iki takım lastiği var. Böylece lastikler çok daha az yıpranarak değişim periyotları eskisine göre uzadı” ifadelerini kullandı.

PİYASA YAVAŞLASA DA PAZAR YÜZDE 3 BÜYÜR
Türkiye lastik pazarının, gerek nitelik gerekse de nicelik anlamında Avrupa’dan daha büyük bir hızla sürdürülebilir büyümesine devam edeceğini dile getiren Giuliani, Avrupa ile kıyaslandığında birey başına düşen araç oranının çok daha düşük olduğunu hatırlattı. Pazarın, bu yüzden gidecek daha çok yolu olduğunu kaydeden Giuliani, “Bu rakamların otomatik olarak lastik sektörünü de kalkındıracağını düşünüyoruz. Bugün lastik pazarında binek ve hafif ticari için yılda 17 milyon, orijinal ekipmanda 5 milyon, değişim segmentinde ise 12 milyon lastik olduğunu tahmin ediyoruz. Ayrıca kış lastiği konusunda toplumda artan bilinç de piyasada her geçen yıl daha büyük bir dalgalanma yaratıyor. Geçtiğimiz yıl pazardaki hem doygunluk hem de hafif geçen kış ayları nedeniyle piyasa yavaşlasa da 2015 yılının yüzde 3’lük bir büyümeyle sonuçlanacağını öngörüyoruz” dedi.

AR-GE DEVİ OLARAK RAKİPLERİMİZDEN AYRILIYORUZ
Michelin’in, inovasyona çok büyük bir önem veren ve gücünü inovatif çalışmalarından alan bir kurum olduğunu anlatan Giuliani, Ar-Ge’ye yılda 600 milyon euro ayırdıklarının altını çizdi. Giuliani, “Bir Ar&Ge devi olarak rakiplerimizden ayrılarak lastik sektörüne de yol gösteriyoruz. Bu alandaki yoğun çalışmalarımız sayesine hem daha yaratıcı hem de gerçek hayattan ilham alarak çözüm üreten bir markayız” dedi.

CROSSCLİMATE DEVRİMİ
Kuru zeminde kısa mesafede fren yapma imkanı, ıslak zeminde frenlemede "A" derecesi ve kış mevsiminde kullanım için 3PMSF işareti olan CrossClimate, uzun lastik ömrü, enerji verimliliği ve konfor özellikleriyle de sürücülere büyük avantajlar sunuyor. Dünyanın ilk “3PMSF” kış sertifikalı yaz lastiği olma özelliğine sahip Michelin CrossClimate, 36 ay gibi kısa bir sürede Michelin mühendisleri tarafından geliştirildi. Yıl boyunca karşılaşılacak 4 mevsim koşulunda sürücülere aynı lastikle seyir ayrıcalığı sunan CrossClimate, bütün Michelin ürünlerinde olduğu gibi günlük hayattaki ihtiyaçlardan ilham alınarak tasarlandı.

10 ŞOFÖRDEN 4'Ü MEVSİMSEL LASTİK DEĞİŞİMİNİ KISITLAMA OLARAK GÖRÜYOR
“Araştırmalar gösteriyor ki Avrupa’daki sürücülerin 65’i tüm yıl boyunca yaz lastiği kullanarak kış yol koşullarında aynı lastikle seyahat ediyor” diyen Michelin Türkiye Genel Müdürü Marco Giuliani, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir başka önemli rakam ise 10 şoförden 4'ü mevsimsel lastik değişimini bir kısıtlama olarak görüyor ve son dakikaya kadar erteliyor.  Bu sonuçlarla her mevsime uygun ve değişim zahmetini ortadan kaldıran bir lastik geliştirmeyi arzuladık. Yeni lastiğimiz lastik sektöründe bilinenleri tam anlamıyla değiştiren ve oyunun kurallarını yeniden kurgulayacak nitelikte bir buluş. Yeni Michelin CrossClimate, sahip olduğu teknoloji ile her an karşılaşabileceğiniz her türlü hava ve yol koşuluna karşı güvenli bir hareket kabiliyeti sunuyor.”

MİCHELİN PİLOT SPORT 4, OCAK 2016’DA YOLLARDA
Giuliani, Eylül ayında Frankfurt’taki otomobil fuarında lansmanı yapılan yüksek performans segmentindeki en yeni lastikleri olan Michelin Pilot Sport 4 hakkında da bilgi verdi. Pilot Sport 4’ün, yüksek performans ve yakıt tasarrufu gibi özelliklerinin altını çizen Giuliani, “Michelin Pilot Sport 4 özgün bir sırt deseni ve bileşene sahip. Michelin’in temel stratejisi ‘Michelin Total Performance’ sayesinde güvenlik ve performansı bir arada sunan bu yeni lastiğimiz, ‘Dynamic Response’ teknolojisi ile yüksek hızlarda bile yol ile lastiğin temasını sabitliyor. Bileşiğindeki elastromerler ve silika sayesinde ise homojen yapısıyla sürücülere yüksek performans sunuyor. Ayrıca Pilot Sport 4, geniş ve derin kanalları ile de su tahliyesini de sağlayarak lastik ömrünü uzatarak yakıt tüketimini sınırlıyor. Sürüş keyfi ve güvenliği bir arada sunmak üzere tasarlanan Pilot Sport 4’ün Ocak 2016’dan itibaren yollarda olmasını planlıyoruz” diye konuştu.

SAKLAMA KOŞULLARI, LASTİĞİN ÖMRÜNÜ DOĞRUDAN ETKİLİYOR
Mevsimden dolayı lastik değişimlerinde bir geçiş dönemi yaşandığını anlatan Giuliani, kış lastiğine geçen sürücülerin eski lastiklerini saklarken dikkatli olmaları gerektiğini belirtti. Doğru koşullarda stoklanan bir lastiğin ticari ömrünün 10 yıl olduğunu vurgulayan Giuliani, stoklama koşullarının, stok yapılan yerin konumu ve durumunun, lastiğin ömrünü doğrudan etkilediğini söyledi. Geçiş dönemlerinde, lastiklerin uygun ortamda saklanmasının son derece önemli olduğunu aktaran Giuliani, “Biz Michelin olarak, hava sıcaklığı 7 derecenin altına düştüğü anda yaz lastiği soğuk havada esnekliğini kaybedeceği için kış yol tutuşu, çekiş kuvveti ve fren mesafesinde ciddi kayıplara yol açmaması açısından kış lastiği takılmasını öneriyoruz. Ancak bu geçiş sırasında lastiklerin doğru ortamda uygun koşullarda saklanması çok büyük bir önem taşıyor ve lastik ömrünü doğrudan etkiliyor. Uygunsuz ortamda stoklanan lastik, kapağı açık bırakılmış bidon ve kaplardan çıkan uçucu maddelerin üzerine yapışması sonucu korozyona uğrayarak zarar görür. Akülerin içerisindeki asit de kapağa bırakıldığında uçuşur ve lastiklere yapışır. Lastik zararlı maddeleri sünger gibi emer. Yanı sıra lastik yakınlarında bulunan kaynak makineleri, elektrik terminalleri de lastiği olumsuz etkilere maruz bırakır. Zamanla özelliğini yitirmeye başlayan lastiğin performansı da bu durumdan etkilenir. Dolayısıyla lastiğin saklandığı ortamın uçucu maddelerden uzak, güneşi direkt olarak görmeyen, rutubetsiz, yerde su olmayan bir mekan olması gerekiyor. Ayrıca lastikler raflara dik olarak yerleştirilmeli ve zaman zaman yüzeye temas eden yeri değiştirilmeli” ifadelerini kullandı.

Burak GÜNER - LOJİPORT

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Firmalar-dernekler Haberleri

MAN Kamyon ve Otobüs, ödüllerle taçlandırdığı 2024'ü değerlendirdi
Türk Telekom ve Petrol Ofisi'nden dijital dönüşüm hamlesi
TÜSİAD, Türkiye’nin e-ticaret lojistiği profilini çıkardı
TotalEnergies’ten yeni distribütörlük anlaşması
Ağır ticari araçlar sektöründe sürdürülebilirlik; çevresel etkiler