22 Temmuz genel seçimleri geride kaldı. Seçim sonuçlarının iş dünyasının gönlüne göre gerçekleştiği söylenebilir. Çünkü, işadamlarımızın her fırsatta dile getirdiği ‘tek parti’ yine görev başına geliyor. AKP yönetimini kutluyoruz.
Biz işimiz gereği, siyaseti tartışmak yerine sektörün beklentilerini dile getireceğiz. Bakalım, sektör yeni hükümetten ne bekliyor:
KARAYOLU
- Karayolunda çözümü bekleyen konuların başında Karayolu Taşıma Kanunu geliyor. Bir yandan herkesin teslim ettiği gibi sektör kayıt alınmış; ancak diğer yandan lisanssız ya da lisans dışı taşımalar nedeniyle haksız rekabet durumları oluşmuştur. Yeni hükümetin Ulaştırma Bakanlığı, ivedilikle denetim mekanizmalarını kurmak ve denetimleri başlatmak zorundadır. Yine, üçüncü ülke taşımalarının da, gerekli belgelerle mi yoksa transit belgelerle mi yapıldığı çok iyi denetlenmeli ve Türk taşımacılarının mağduriyeti engellenmelidir.
- Geçiş belgesi sorunları ivedilikle ele alınmalı ve eşyanın serbest dolaşımının sağlandığı, ancak araçların serbest dolaşımını engelleyen Gümrük Birliği’ndeki garabetin yeniden masaya yatırılması gerekmektedir. Sürücülerimizin AB ülkeleri sınırları içersinde dolaşımını sağlayan Schengen Sürücü vizelerinde yaşanan sorunların da, çözüme kavuşturulması önceliklerden biri olmalıdır.
- Lojistik Köy projeleri mevcut yapıyı rahatlatacak önemli çözümlerden biri olarak durmaktadır. Türkiye Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında Lojistik üs olmak, küresel ekonomiden pay almak istiyorsa, bu çalışmaları vakit geçirmeden uygulamaya koymalıdır.
- Devlet, ihracat yükü taşıyan uluslararası nakliyeciye ÖTV’siz yakıt vermektedir. Aynı avantaj, ihracat yükünü fabrikadan limana taşıyan kamyoncuya da tanınmalıdır.
DENİZYOLU
Denizyolu taşımacılarının sorunları görece az gibi gözüküyor. Geçtiğimiz dönemde Denizcilik Müsteşarlığı’nın başarılı çalışmaları problemleri minimuma indirmişse de, çözüm bekleyen birkaç sorun da yok değil.
- Denizciler, yeni dönemde denizlerimizde daha fazla Türk bayraklı tekne görmek istiyor. Ancak, bu dileğin mevcut sistemle gerçekleşmesi, sadece bir ütopya olarak kalır. Çünkü, özellikle Maliye Bakanlığı, tekne sahiplerini kalantor zengin sınıfına koymaktan vazgeçmelidir. Karayolunda yola verilen zarar nedeniyle alınan MTV’nin teknelerden de tahsili durdurulmalıdır. Çünkü, hiçbir tekne denizyolunu bozmaz. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, “beni seçerseniz bu sorunu çözerim” diyordu. Hodri meydan sorun orada ve çözüm bekliyor. Denizlerimizde daha çok tekne ve kıçlarında da daha fazla Türk bayrağı görmek istiyoruz.
- İkinci en büyük sorun ise, zabitan açığı olarak gözüküyor. Yeni dönemde arzu edilen, yeni okulların açılmasına izin vermek; mevcutların da kalitesini yükseltmek için formüller geliştirmek olmalıdır.
KOMBİNE
Dünyada en geçerli taşıma modunun kombine taşımacılık olduğu gerçeğinden yola çıkarak yeni hükümet de, intermodal taşımacılığı teşvik etmelidir. Bunun yanı sıra;
- Gümrüklerdeki fazla mesai sorunu ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır. Sistem, ne İsa’ya ne de Musa’ya yarayan bir uygulamadır ve yeni dönemde mutlak surette yanlıştan dönülmesi gereği vardır. En iyi çözüm olarak da, gerek iç, gerekse sınır kapılarındaki ihracat ve ithalat işlemlerinde araç başına tek ve yeknesak bir ücret alınması en mantıklı çözüm olarak durmaktadır.
- Yeni Ulaştırma Bakanlığı’nın sektördeki en önemli öncelik sırasını “lojistikte kalıcı bir strateji oluşturmak” almalıdır. Çünkü, dünyada trilyon dolarlarla ifade edilen bu sektörde kalıcı teşvik politikaları ve bürokrasinin minimuma indirilmesi gereği vardır.
- Ülkemizin 3 tarafı denizlerle çevrilidir. Bu nedenle karayolunun yükünü alacak uygulamalar hayata geçirilmelidir. Araçların sevkıyatında ro-ro gemilerini kullanmak en akılcı yöntem olarak gözükmektedir. Bu durum, yeni hükümetin liman altyapısını oluşturması için yapacağı çalışmaları hızlandırması anlamına gelmektedir.
HAVAYOLU
Hızla gelişen bir taşımacılık şekli olan havayolunda da, önceki dönem yapılanları teslim etmek gerekir. 59. Hükümetin Ulaştırma Bakanlığı, ülke insanın kafasındaki ‘hava lüks bir taşıma modudur’ imajını silmiştir.
Havada da bizce birinci öncelik, herkesin içinin cız ettiği orman yangınlarını söndürmeye verilmelidir. Dünyadaki en fazla makam aracına sahip ülkelerden biri olan Türkiye, yeni dönemde bunların sayılarını artırmak yerine, yeni söndürme helikopterleri almalıdır. Böylece kasıtlı ya da kazaen yanan güzelim ormanlarımıza ivedilikle müdahale edilebilecektir. Helikopter yatırımının bir avantajı da, mevsimsel yangınlar geçtikten sonra birkaç aparat değişikliği ile bu helikopterlerin özel amaçlarla kiralanmasıdır. Bu da kendi kendini amorti etmesi anlamına gelir.
DEMİRYOLU
İşte, 59. hükümetin alkışlanası icraatlarından biri de, bu taşıma modumuzda gerçekleştirildi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatıyla tarihin tozlu raflarına kaldırılan demiryolu yatırımları, ilk kez bu dönemde yeniden yapıldı. Talihsiz hızlı tren kazasını saymazsak; yatırımların yanı sıra birçok ‘ilk’e de yine bu dönemde imza atıldı. Özelleştirilen istasyon ve demiryolları, blok tren taşımacılığı, gerçek hızlı tren için start ve Ro-La Projesi gerçekleştirilen icraatlardan bazıları...
Ancak, bir çalışmayı ‘rüya proje’ olarak görüyor ve ayırıyorum. Samsun – Kafkas trenferi hattı ile Rus trenlerinin Samsun’dan Akdeniz’e, Avrupa’ya taşınması... Proje, Rusya açısından en kısa yoldan Akdeniz ülkelerine ulaşabilmek; Türk demiryolları açısından ise, transit trafikten gelecek milyonlarca dolar anlamına geliyor. Demiryollarına yeni bir vizyon kazandıracak bu projeyi de, hükümetin ulaştırmada öncelikle yapılması gerekenler arasına almasını umuyorum.