Geçen yıl Türkiye’nin Çin’e ihracatı yaklaşık 3.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde Türkiye’nin Çin’den ithalatı ise 35 milyar dolar civarındaydı. Türkiye, iki ülke arasındaki ticaret dengesizliğini azaltmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda İstanbul Ticaret Odası, Çin Halk Cumhuriyeti Shenzhen Belediye Komitesi’ni ağırladı. Komite Organizasyon Departmanı Genel Müdürü Cheng Buyi ve beraberindeki heyet, İTO Başkan Yardımcısı Ahmet Özer ile görüştü.
TİCARETİN FORMÜLÜ
Ahmet Özer, Çin ve Türkiye arasındaki ticaretin yeterli olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Türkiye, sadece Shenzhen bölgesine ürün satsa bile ticaretimiz bir dengeye oturur. Bu kapsamda şunu fark ediyoruz: Çinli firmalar Türk ürünlerini tanımıyor. 2016’da Çin’e ilk gittiğim zaman fındık ihracatı yapmak istiyorduk fakat Çinliler fındığı tanımadığı için zorlandık. Şimdi ise Çin, fındık ithalatını iyice artırdı. Bu da bize gösteriyor ki, ürünlerimizi tanıtmaya, fuarlara katılmaya ve pazar araştırmasına daha fazla önem vermeliyiz. Bu konuda atacağımız adımlar, sadece gıda ile sınırlı kalmamalı. Türk ürünlerinin Çin pazarında daha fazla yer alabilmesi için tanıtım faaliyetleri, fuar katılımları ve ikili görüşmelerin artırılması gerekiyor. Çinli tüketicilerin ve iş dünyasının Türk ürünlerine ilgisini artırarak, ticaret hacmimizi dengeli bir seviyeye getirebiliriz. Ticareti artırmanın formülünün bu olduğunu görüyorum. Bu hedefe ulaşmak için stratejik planlar yapmalı ve bu planları kararlılıkla uygulamalıyız. Bu kapsamda, ürünlerimizi tanıtmak için yakında ticaret heyetimizle Çin’e gideceğiz.”
DEPO MERKEZİ
Özer, konuşmasında Çin’in son zamanlarda Avrupa Birliği (AB), Türk Cumhuriyetleri, Orta Doğu, Körfez ve Kuzey Karadeniz pazarlarına ulaşmak için Türkiye’nin stratejik önemini fark ettiğini belirtti. Özer, bu avantajı şöyle anlattı: “Tarih tekerrürden ibarettir. Nasıl ki İpek Yolu döneminde mallar İstanbul üzerinden dünyaya dağılıyordu. Bugün de ‘Made in Türkiye’ ibaresi birçok pazara girebilmenin anahtarı haline geldi. İpek Yolu’nu tekrar canlandırmak, ticaret yollarını güvence altına almak istiyorsak mevcut alternatifleri Türkiyesiz, İstanbulsuz gerçekleştirmek mümkün değil. İki ülkenin lojistik alanında yapacağı ortak çalışmalar çok önemli. Bu bağlamda, Build Your Dreams (BYD) firmasının Türkiye’ye yaptığı yatırım, Çin’in bu stratejik önemi anladığının bir göstergesidir. Çin, uygulanan yaptırımların etkilerini bu şekilde hafifletebilir. Ayrıca, konteyner ticareti yerine adet bazlı ticaretin arttığını görüyoruz ve Çin’in Türkiye’de depolama yaparak ihracatını daha da geliştirebileceğine inanıyoruz. Ticarette depolamanın önemi büyük ve bu strateji iki ülke arasındaki ticaret hacmini de artıracak.”
İSTİHDAMA KATKI
Ahmet Özer, Türkiye’nin coğrafi konumunun yanı sıra lojistik altyapısının da Çinli firmalar için büyük avantajlar sunduğunu belirtti. Özer, “Çinli firmaların küresel ticaret ağlarını genişletmeleri için Türkiye ideal bir üs. Depolama ve lojistik merkezlerinin Türkiye’de kurulması, sadece Çinli firmalar için değil, aynı zamanda Türk ekonomisi için de büyük fırsatlar yaratacak. Bu merkezler, Türkiye’nin ihracat kapasitesini artırırken, istihdamı da olumlu yönde etkileyecek. Çin’in bu potansiyeli görmesi ve değerlendirmesi, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin derinleşmesine katkı sağlayacak. BYD’nin yatırımını başlangıç olarak görüyoruz” diye konuştu.
İSTANBUL’UN POTANSİYELİ
Çin Halk Cumhuriyeti Shenzhen Belediye Komitesi Organizasyon Departmanı Genel Müdürü Cheng Buyi ise Shenzhen bölgesinin, İstanbul’u ticaret pilot bölgesi olarak belirlediğini açıkladı. Ticaret ve yatırımları geliştirmek için yaptıkları araştırmalarda İstanbul için İTO’nun öncü olduğunu tespit ettiklerini söyleyen Buyi, “İstanbul, son yıllarda hızla gelişen ekonomisi ve stratejik konumu nedeniyle Çinli iş insanları ve yatırımcılar için büyük bir potansiyel taşıyor” dedi.
YATIRIM TAMAM, SIRA TİCARETTE
Cheng Buyi, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye, Doğu ile Batı arasında bir köprü görevi görerek, ticaret rotaları üzerinde kritik bir noktada bulunuyor. Hem Asya hem de Avrupa pazarlarına erişim sağlayabilen nadir ülkelerden biri olması, Türkiye’yi bizim için cazip kılıyor. Bölgemizde yer alan Huawei, Türkiye’de yatırım yapma kararı almıştı. Shenzhenli firma olan dünyanın en büyük otomobil üreticisi BYD de Türkiye’de yatırım yapacak. Buradaki yatırımların artacağına inancım tam fakat ticaret için ürün grupları belirleyerek ülkemizde tanıtmamız gerekiyor. Özellikle gıda ürünleri ithalatını gerçekleştirebiliriz.”
40 PUANLIK ARTIŞ
Shenzhenli iş insanları ve yatırımcıların Türkiye pazarına daha fazla ilgi göstermesi gerektiğini ifade eden Buyi, bu amaçla çeşitli iş forumları, ticaret fuarları ve ikili görüşmeler düzenleyeceklerini duyurdu. Buyi, “Türkiye pazarında yer almak isteyen tüm şirketlerimize, Shenzhen’in sunduğu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanabilmeleri için gerekli tüm desteği sağlayacağız. Türkiye’deki ürünlerimiz gitgide artıyor. Son verilere baktığımızda 2022’de bölgemizin Türkiye ile ticareti yüzde 20 arttı. 2023’te de aynı oranda bir artış var. Bu da bize gösteriyor ki, uzak ülkelerin birbiriyle daha çok görüşmesi gerekiyor. Türkiye ile tarım ve turizm alanında da ortaklık yapabiliriz” dedi.
BİRÇOK ALANDA YATIRIM
Çin Halk Cumhuriyeti Shenzhen Belediye Komitesi yetkilileri, haziranın sonunda TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu üyelerinin, Çin’in Shenzhen ve Dongguan kentlerini ziyaret ettiğini belirtti. Yetkililer, “Komisyon Başkanı Mustafa Varank ile görüşmelerimizde, güvenli ticarette güvenli ülkelere ihtiyaç olduğunu belirledik. Türkiye ve Çin, bölgenin güçlü ve güvenilir ülkeleri. Bölgeden diğer pazarlara ulaşmak için Türkiye ile teknoloji dışındaki yatırım alanlarını tespit edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
Barış ÇABACI – İSTANBUL TİCARET GAZETESİ
LOJİPORT