Türk ekonomisi ayağa kalkmaya çalıştıkça, etrafındaki ülkeler yeni yeni kreatif önlemlerle, bu çabayı engelleme gayreti içindeler. Tabloyu her zaman olduğu gibi yine uluslararası taşımacılara getirilen taleplerde net olarak görmeniz mümkün.
Ticaretin engellenemeyeceği ile ilgili kararlar, anlaşılan bahis konusu Türkiye ise pek de dikkate alınmıyor. AB’ye yük taşıyabilmeniz için istenen 22 belgenin arasında bulunan ‘DAVETİYE’ bunun en önemli yansıması. Avrupa’dan bir yük buldunuz ama taşıyabilmeniz için vizeniz olmalı; vize için gerekli evraklardan biri de: DAVETİYE. Yapmanız gereken yükü bulduğunuz kişi ya da kurumu arayıp, “Malınızı getireceğim ama sürücümü noter tasdikli olarak davet etmelisiniz” demek. Tabi, siz Kaf Dağı’nın ardındaki Zümrüd-ü Anka kuşunu arar gibi davetiye beklerken; Bulgar, Romen, Moldovalı elini kolunu sallayarak anlaştığınız yükü kapıveriyor. Çünkü, yük beklemez.
Bir de Türkmenistan gibi ‘sözde kardaş’ ülkeler var. Türkmen kardaşlarımız da, bizden davetiye talep ediyor. Hatta, bunun için ülkede yeni bir sektör oluşturmuşlar. Bir davetiyenin bedeli 100-150 dolar…
İşte canımızı yakan, aşağılayan, hak etmediğimiz bu sorunu anlatmak için sektör basınını UND’nin genel merkezine davet etti, çiçeği burnundaki İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener.
DAVETİYEYİ BİR SEFER ALIR, ÜLKEYE ONLARCA KEZ GİRERSİNİZ, MANTIK NEREDE?
“Vizeyi verecek olan ülke, sizin nerede, ne kadar süreyle kalacağınızdan ve geri döneceğinizden emin olmak ister. Davetiye de bu amaçla alınır” diyen Şener açıklamalarına şöyle başladı: “Bunu sürücülerden de istiyorlar. Yükünü taşıyacağınız Avrupalı, diğer rakiplerinizden ayırarak sizi seçiyor, siz de yükü taşıyacaksınız ama diyorsunuz ki: ‘Ben senin ülkene doğrudan giremiyorum. Tamam yükünü taşırım ama beni ülkene davet etmelisin! Notere git benim orada uygun bir yerde kalacağımı, vaktim dolunca geri geleceğimi, iltica etmeyeceğimi devletine taahhüt et!’
Davetiye seferlik bir uygulamadır ve hiçbir mantığı yok. Diyelim, siz davetiyeyi de alarak bir yıl vizeye sahip oldunuz. 1 yıllık vizeniz olduğu için o ülkelere belki onlarca kez daha girerek taşıma yapıyorsunuz. O halde davetiyenin hükmü nerede kaldı?”
İSİM BENZERLİĞİ VARSA YANDINIZ
Bazı ülkelerin yapılanın saçma bir uygulamadan ibaret olduğunun farkında olarak fotokopinin fotokopisinden de iş yapabildiğini ifade eden Fatih Şener, “Onlar da farkındalar ve usulen alıyorlar. Ama bazıları da bin dereden su istiyor. Örneğin, Türkmenistan’a vize almak istiyorsunuz. Davetiye ile ilgili şirketler oluşmuş. Fırsatçılara yeni bir rant kapısı açılmış. Davetiye gitti geldi süreci 15 gün. Davetiyeyi verdiniz, vize alacaksınız: Adınız Mehmet Yıldız. Türkmen’de şayet 5 günden fazla kalırsanız, resmi bir kurum var ‘5 günü geçtim’ diye kayıt yaptırmanız gerekiyor. 5. günü kaçırdıysanız kaçak sayılıyorsunuz. Bu şu demek, bundan sonra Türkiye’den gelecek bütün Mehmet Yıldız’ların kapısını kapattınız. Türkiye’de kaç Mehmet Yıldız var diye baktım, Türkiye’yi bilmiyorum ama sadece Türkiye futbol liglerinde 203 Mehmet Yıldız var. 100-150 dolar verip, davetiyeni almışsın, 15 gün davetiyenin gidiş-geliş sürecini beklemişsin ama adın Mehmet Yıldız olduğu için vize alamıyorsun. Bir yanda zamanında gitmesi gereken yük diye bir gerçek var ama siz adı Mehmet Yıldız olmayan bir sürücü bulup prosedürü yeniden başlatmak zorundasınız.”
TÜRKMENİSTAN’DA İŞİ DAVETİYE VERMEK OLAN ŞİRKETLER KURULMUŞ
“Türkmenistan’a gidiyorsun, davetiyen var mı diyor? İngiltere’ye gideceksin davetiyen var mı diyorlar” şeklinde tepkisini gösteren Şener, çok çarpıcı bir gerçeğe de dikkat çekti: “Sürücü, sadece verilen yükü taşıyacak, davet almasına ne gerek var? Bazen de davetiye alamadığın için gidemiyor ve ihraç yükünü taşıyamıyorsun. Türkmenistan’da davetiye alabilmek için 100-150 dolar masraf ediyorsun. Bir firma üretmişler, yeni bir sektör doğmuş. İşi sadece davetiye temin etmek. Biz ‘bu davetiye şartını kaldırın, sürücü için davetiye saçmalıktır’ diyoruz. Aslında vize de ticaretin önüne getirilen bir engeldir. Hız ve maliyet en önemli rekabet gücümüz. Çin tekstili, çok başarısız olduğu için satılmıyor Avrupa’da, geç ulaştırıldığı için orada yoklar. Bir gemi çıkıyor Avrupa’ya bir ayda ulaşıyor, bu arada moda da değişiyor; ama biz 3 gün sonra oradayız.
SÜRÜCÜLERİMİZ DE GEMİ ADAMLARI GİBİ DEĞERLENDİRİLEBİLİR
TIR sürücüsü vizesinin farklı bir statüde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Dünya ticareti liberalleşiyor, fakat bu serbestlik geliştikçe, ülkelerin de daha kreatif ve legal engeller çıkarma yetileri gelişiyor. Karada yaşadıklarınızı hava taşımacısı olsanız asla yaşamazsınız. Aşağıdaki ülkenin kimin tarafından yönetildiği, rejim şeklinin ne olduğu, güçlü bir lobisi olup olmadığı, gelişmişlik derecesi sizi hiç ilgilendirmez. Ama taşımayı karada yapıyorsanız birçok global oyuncuyla mücadele etmek zorunda kalabiliyorsunuz. Vize önemli bir prosedür. Yük, TIR ve sürücü ayrılmaz bir bütün. Gemicilikte gemi adamı diye bir kavram var ve uluslararası alanda hareket alanı farklı. Pilotların da birçok imtiyazı var. Ama kara adamlarının gördüğü muamele içler acısı. Biz de gemi adamları gibi bir cüzdanla bu sorunu külliyen çözebiliriz.. Schengen vizesi alacaksınız. 22 farklı evrak temin etmek zorundasınız. Bunları hazırladınız, vizeyi aldınız 6 ay sonra hayatınızda hiçbir değişiklik olmadığı halde 22 evraklık aynı işlemi bir kez daha yapıyorsunuz. Biz, Türkiye’nin ihracat yükünü taşıyoruz. 2023 hedefleri, eğer taşımacının önündeki engeller azaltılırsa başarıya ulaşır. Bu konuda hükümetimizden destek bekliyoruz” açıklamasını yaptı.
UND, VİZE MESELESİNİ ÇÖZME KARARLILIĞINDA
Geçtiğimiz hafta Dışişleri Bakanlığı’ndan kendileri için ‘kritik’ diye nitelendirilebilecek 50 ülkenin bize ve bizim onlara uyguladığımız vize prosedürlerinin bir raporunu istediklerini vurgulayan Şener, “Çünkü, vize prosedürlerini bilirsek, onlarla mücadelemiz daha etkili olur. Bir başka yaklaşım değişikliğimizi de Kara Ulaştırması Karma toplantılarında (KUK) yaptık. KUK toplantılarında kara ulaştırma konuları konuşulur. Ulaştırmacılar diğer bakanlıklarla ilgili sorunlarını anlatır, karşı ulaştırma bakanlığı da bunları not ederek ilgili kurumlara taşır. Biz bu süreci hızlandırmak için Türkmenistan’da yeni bir şey gerçekleştirdik. Türkmenistan ile ilgili problemlerimizi rapor ettik. Gittiğimizde büyükelçilikteki vize konsolosluğumuzu da alıp, Dışişleri Bakanlığı nezdinde teşebbüste bulunmayı planladık. Yani sorunları ilgili birimlere aktarıp, aktarmama sürecini beklemedik. Türkmenistan’daki vize konsolosumuz, arkadaşlarımızla birlikte Dışişleri Bakanlığı’na gidip bizim istemediğimiz birçok belge ve uygulamayı onların istediğini bizzat anlattı” ifadelerini kullandı.
VİZELERE YILDA 6 MİLYON 500 BİN EURO ÖDÜYORUZ
Fatih Şener, sektörde bulunan 60 bin aracın 35 bininin Avrupa’ya çalıştığını, sürücü sayısının da bunun 1.5 katı olduğunu söyledi. 52 bin sürücünün yarısının yıllık, yarısının da 6 aylık vize aldıklarını aktaran Şener, Schengen vizesinin ortalama maliyetinin 60 Euro olduğunu, 52 bin sürücü için yapılan ödemenin 4 milyon 725 bin Euro’ya ulaştığını belirtti. Aracı kurumlara ödenen 1 milyon 817 bin Euro ile bu rakamın 6 milyon 542 bin Euro’yu bulduğunu aktardı.
UND’NİN ÜYE SAYISI ARTIYOR
UND’ye üye olan nakliyeci sayısının artırılması için de çalışmalarda bulunduklarını söyleyen İcra Kurulu Başkanı, “Şemsiye dışındakilerin de UND hizmetlerinden faydalanması için bir işbirliğine ihtiyaç var. Giriş aidatlarını 3 bin liradan 900 liraya indirdik. Sadece bu ay üye olan kuruluş ve kişi sayısı 47. Ocaktan bu yana da 85 üye yaptık, şu an toplam üye sayımız 1.107’dir. Ay sonuna kadar 30 üyenin daha katılmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Selçuk ONUR - LOJİPORT