Yeryüzündeki denizler ve okyanuslar, bütün görkemleriyle yaratıcı ve hayranlık uyandıran doğallıklarını sürdürürken, uzak denizlerin gün batımı solmaya başlıyor. Turuncu renge bürünen denizin üzeri, birden ortaya çıkan, yolunu şaşırmış üç-beş kar beyazı bulut kümesinin görüntüsüyle efsanevi bir tabloya dönüşüyor. Oluşan bu panoromik manzara, denizler üzerindeki yansımalarıyla evrensel bir kimliğe sahip oluveriyor.
Masal gibi renkli, o kadar da özgür ve fantastik ruhu yakalayabilmek için, ondaki gizli gücü ve esrarı çözmeniz gerekir. Çünkü onda, yaşamın sizlere sunabileceği her türlü güzellik ve ihtişam mevcuttur. Bu konuda da oldukça cömert davranır.
Denizler, insanın düşsel ufkunda görüntüleyebileceği en özel ve doğal manzaraları ince ayrıntılarına kadar sergiler. Denizlerdeki güç ve gizem, insan ruhunda özgürlük ve macera tutkusu uyandırır. Denizler varoluşun, yaşamın özünün kaçınılmaz simgesidir. Sahip oldukları çekicilikle insanları etkilemişler ve onları iç dünyalarına çekmeyi başarmışlardır. Deniz konusunu içeren çok güzel tablolar yapabilir, dalgaları ve azgın köpüklerini bir sanat anlayışıyla resmedebilirsiniz. Ama onlara asla ruh veremezsiniz. O ancak yaşanırsa, dokunulursa ve de hissedilirse bir anlam ifade eder. Denizin ruhunu tuvaller üzerinde yaşatmak için sadece görsel bir anlatım yeterli değildir.
O bir yaşam felsefesinin kaynağıdır. Dünyanın evrene açılan mavi gözlü çehresidir. Denizlerin yaşamı da. sular üstüne yazılmış romanlar gibidir.
Tarih boyunca insanoğlu hep denizler ötesindeki kıtalara ulaşmak için canı pahasına maceraya atılmıştır. Denizlerin ve okyanusların derinlikleri onbinlerce yıllık geçmişin izleriyle kaplıdır. Denizler tanıyabileceğiniz en sırdaş dostlardır. En değerli tarihsel değerler onlar tarafından korunmaktadır. İnsanlık, denizlerin keşfi ve kullanılmasını öğrendikten sonra yeryüzüne daha hızlı yayıldı. Denizler insan ruhunu zenginleştirdiği gibi onu motive eder dingin düşüncelerin önünü açar. Denizler ve okyanusların insanoğlu ile arasında inanılmaz bir çekim gücü vardır. Sevgi ve korkunun bu kadar birlikte zevk alınarak hissedildiği bir yaşam ortamı olamaz. En güçlü anlarımızda bile onun varlığından zaman zaman korktuğumuz halde, yine de ondan vazgeçemeyiz. O farklı duygulardaki heyecan bile bize zevk vermektedir. Bu da anlaşılması güç, karmaşık bir duygudur.
Belki de düşlerimizi süsleyen denizlere henüz ulaşamadık. Suların üzerine patikadan yollar yapıp, attığımız her adımda onları hayal edebiliriz. İster Ölüdeniz Lagünü'nde, isterseniz kutuplarda buz tutmuş bir denizde olsun, sizi kucaklayacak mutlaka bir yudum su olacaktır.