Pandır, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) ve Uludağ İhracatçılar Birliği (UİB) tarafından düzenlenen ?Türkiye Sanayisine Sektörel Bakış: Otomotiv Sanayii? konulu konferansta konuştu.
Türkiye'de 1,5 milyonluk üretim kapasitesi kullanma oranının, krizin etkisiyle yüzde 60'lar civarına düştüğünü belirten Pandır, şöyle devam etti:
?Biz, üretim kapasitesini 2012'de 2 milyona çıkarıp, bunun da büyük bölümünü kullanmayı hedefliyorduk. Şu anda tarihi bir dönüm noktasındayız. Türkiye'ye proje getirmek için önümüzde handikap var ama onu fırsata çevirebiliriz. Bizim projelerdeki rakibimiz, Doğu Avrupa ülkeleri; onlar arasında da Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Rusya... Polonya ve Çek Cumhuriyeti geçen yıl bizden daha az üretim yaptı fakat en büyük rakip Rusya olarak ortaya çıkmıştı. Rusya krizden bizden daha fazla etkilendi ve Rus hükümetinin de bu konuda çok fazla yaptığı şey yok. Şimdi gözler tekrar Türkiye'ye çevrildi. Önümüzdeki 1-2 yılı iyi kullanabilirsek, otomotivdeki yeni yatırımları, Doğu Avrupa ülkeleri yerine, Türkiye'ye çekme fırsatına sahibiz.?
Bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Pandır, ?Aksi takdirde, tekrar bu fırsat çıkmayabilir. Otomotivde milyar dolarlık yatırımlar, her yıl yapılmıyor. Otomotivde yabancı yatırımın Türkiye'ye gelmesi için teşvikler, iş barışı, vergi indiriminin yanında en kritik şey, iç pazar büyüklüğü. Bu fırsatı kullanmak için iç pazarımızı geliştirip, bu teşviklerin devamıyla krizden diğer Doğu Avrupa ülkelerine göre göreceli iyi çıkarsak, 2 milyon hedefimize de mutlaka erişiriz? diye konuştu.
ÖTV'DE YUMUŞAK GEÇİŞ YAPILMALI
Tam kriz öncesi son yaptıkları yatırımla, 400 bin kapasiteye ulaştıklarını ve Türkiye'nin en büyük fabrikası haline geldiklerini kaydeden Pandır, bu yatırımla, dünyanın da önde gelen entegre tesislerinden birine sahip olduklarını vurguladı. Pandır, küresel krizin, sahip oldukları 400 bin kapasitenin yüzde 90'ından fazlasını kullanma planını sekteye uğrattığını dile getirerek, şöyle konuştu:
?Krizle birlikte bu yıl için yaptığımız iş planında, geçen yıla göre yaklaşık yüzde 20 civarında küçülmeyi ön görürken, şu anda o açığımızı gittikçe kapatıyoruz. Bunun birinci etkeni, iç pazarda ÖTV indirimiyle gelen canlanma... ÖTV indirimi, stokları eritme amacıyla çıkmasına rağmen, az stokla krize girdimiz için stokların birkaç günde eritmesiyle, istihdam paketine dönüştü. İstihdam fazlası olan bine yakın işçiyi geri çağırıp, tam kapasiteyle 24 saat, hatta zamana karşı yarışarak üretim yapmaya çalışıyoruz. Arzumuz, 15 Haziranda bitecek teşvikin, en azından bir şekilde devam edip, bir yumuşak geçişe dönüşmesi... Aksi takdirde bu öne gelen talep, bir anda tam tersine dönüp, bizi gene durgunluğa itebilir.?
HÜRRİYET