Kamyoncular, artan maliyetler sebebiyle oldukça zor günler geçiriyor. Mazot, köprü-otoyol, yedek parça gibi masraf kalemlerindeki büyük artışlar, sektörü bir hayli zorlar durumda.
Seslerini duyurmak isteyen 2 bin kamyoncu ve mal sahibi, geçtiğimiz şubat ayında, Türkiye'nin en büyük kamyon ve TIR garajı olan Gebze Nakliyeciler Garajı’nda basın açıklaması yapmış ve kontak kapatmıştı. Biz de aynı yerde kamyon şoförlerine mikrofon uzattık. Kamyoncular, dertlerini şu sözlerle anlattı:
Şoför Fatih Zoroğlu: “Kamyoncu olarak bizim en büyük derdimiz mazot. Mazot masrafları artık bizim canımıza tak etti. Bugün iyi bir lastik almaya kalksan 14-15 bin liradan aşağı değil. Biz gidiyoruz ucuzunu alıyoruz. 7-8 ayda bir lastiklerimiz yine gidiyor bu sefer. Ben sebze çekiyorum, tarlaya giriyorsun.
Tarlada lastiğine bir çivi girse lastik zaten gitti. Sahip çıkan zaten yok, bizi savunan hiçbir yer yok. Bir dünya giderimiz var bizim. Sebzeleri ve meyveleri çeşitli bölgelerden getiriyoruz. Antalya çalışıyoruz, İzmir çalışıyoruz. Dün Alaşehir’den Bayrampaşa Hal’e üzüm getirdim. Akhisar’dan geldim Dilovası’ndan çıktım. 1010 lira para aldı benden. Yavuz Sultan Selim Köprüsü hariç. Kırkayak ile 1010 lira benden para aldı. 350-400 liraya yakın da Yavuz Sultan Selim Köprüsü tutuyor. Geldiğimiz paralar ortada.
Bir de saatli geliyoruz. ‘Jet’ getirttiriyorlar bizi mal yetiştirmek için, haliyle mal bozulmasın diye. Bir dünya para… Hal giriş çıkışları zaten dünya para olmuş, her şey para. Antalya’da iş alabilmek için oradaki nakliyeciye 500 lira komisyon veriyoruz. Sebzeden sebzeye, meyveden meyveye göre değişir bu paralar.
Karpuz yüklersek; yükleme, saman, kantar parasını biz veriyoruz. Domates, biber gibi ürünlerde yükleme parası yok. Antalya’dan buraya bize 8.30-9 saat veriyorlar Kadıköy Hal’e. Buraya da saatli geliyoruz. Antalya’dan Kadıköy’e ‘jet’ geldiğimiz zaman kendi aracım için söylüyorum, 350-370 litre mazot yakıyorum ben. Bunun komisyonunu, kantarını veriyoruz, saatli geliyoruz.
Aldığımız para da mazottan çıkıyor zaten. Sadece mazot masrafım 8 bin liranın üstünde. Benim şahsıma ait 5 tane arabam vardı. 3 tanesini sattım. Bugün 2 tane arabam var, 5 arabadan 2 arabaya düştüm. Baş edemiyoruz artık. Kalan araçlar da inşallah gitmez. Gitmemesi için kredi kartlarına yükleniyoruz, krediye yükleniyoruz. Her yıl böyle takla attırmaya çalışıyoruz.”
Şoför Murat Bozkurt: “Kamyoncu olarak en büyük sorunumuz akaryakıt, lastik, parça, aklına gelebilecek her şey. İstanbul’dan İzmir 400 kilometre. Kırkayak bir aracın 120 litre yakıt masrafı var. 120 litre yakıt ise yaklaşık 3 bin liraya tekabül ediyor günümüz şartlarında. Otobanı kullanma şansımız yok, otoban buradan girip İzmir’den çıktığın zaman bir kırkayak araç yaklaşık 1500 lira tutuyor.
Yol parasını vermemek için mecburen eski yolu kullanıyoruz. Zaman açısından çok fark ediyor. Yedek parça, lastik alımında zorlanıyoruz. Nereden baksan lastik fiyatları 4’e katladı son bir yılda. Şu an iyi bir lastik 15 bin lira. Kırkayakta 12 lastik var 180 bin lira… Kullanımına bağlı olarak en fazla 3 senede lastik değiştirmemiz gerekiyor.”
Şoför Erol Toprakçı: “Bunlara ek olarak bir de yiyecek, içecek giderlerimiz var. Yiyeceğimiz yemeğe bağlı. Gidip biz ucuzunu, iyisini yemek isteriz ama bugün bir oturduğumuz zaman 150 liradan aşağıya çıkamıyoruz. Bazen de ekmek ve bisküvi ile günümüzü geçiririz. Masraflarımız belimizi çok büküyor.
Mazot masrafı, otoban masrafı, lastik masrafı artı komisyonlar. Bize kalan paradan daha çok komisyon ödüyoruz. Son dönemde eskiye göre daha çok zorlamaya başladı. Eskiden İzmir’e bir aracın nakliyesi 1500 liraydı. 600 lira mazot masrafımız oluyordu İzmir’e kadar. Yarısından fazlası kalıyordu. Şimdi 5 bin lira yazıyorlar, 4 bin lirasını mazota veriyoruz, bin lira kalıyor. Yemek, feribot, köprü içinde. Bize yine bir şey kalmıyor, sadece çarkı çeviriyoruz.”
“MAZOT FİYATLARI DÜZELİRSE ÇOĞU ŞEY DÜZELECEK”
Şoför Cesim Gülgeldi: “Bizim en büyük masrafımız mazot ve köprü-otoban ücretleri. Özellikle köprülere çok para veriyoruz. Bu konularda büyük sıkıntılar yaşıyoruz. İstanbul’dan Van’a yaklaşık 1500 litre mazot harcıyoruz. Ortalama 23-24 bin lira yakıt masrafımız oluyor. Gebze’den Çorlu’ya gidişimizde ortalama 500 lira otoban-köprü parası veriyoruz. Mazotun da sık sık inip çıkması da piyasayı allak bullak ediyor.
Hesaplar şaşıyor. Mazot düştüğü gibi nakliyeciler hemen fiyatı düşürüyor. Ama mazot yükselince biz fiyat yükseltmek için çok uğraşıyoruz. Mazot pahalı olduğu için nakliyeciyi kurtarmıyor. Nakliyeci yüksek fiyat istediği zaman da mecbur tezgaha da yansıyor. Mazot fiyatlarının artık belli bir yerde durması lazım. Mazot fiyatları düzeldiği zaman çoğu şeyin düzeleceğine inanıyorum. Mazotun kesinlikle belli bir seviyede durması lazım. Köprü ve otoyol ücretleri de düşmeli.
Özellikle köprülerden 4. sınıf araç olarak geçince altından kalkamıyorsun. Sadece bunlarda değil, her alanda fiyatlarda düşüş olması hem bizim hem de halkımız için gerekli.”
“GEÇEN SENE 5-6 BİN LİRAYA GİTTİĞİMİZ YERE BU SENE 20-25 BİN LİRAYA GİDİYORUZ”
Şoför Servet Sencar: “En büyük masrafımız şu anda aracın giderleri. Ben Doğu- Güneydoğu’ya gidiyorum, bunun için cebimde en az 20 bin lira olması lazım. Geçen sene burası (Gebze Nakliyeciler Garajı) bomboştu, araç arıyorlardı; şimdi tıklım tıklım araç dolu. Geçen sene Doğu’ya 5-6 bin liraya gidiyorduk, şimdi 20-25 bin liraya gidiyoruz. Bazen buraya mal getiren adam parasızlıktan geri dönemiyor, burada boş durup iş bekliyor.”
“ÜÇÜNCÜ KÖPRÜYÜ KULLANINCA MALİYETİMİZ ARTIYOR”
Şoför Cumaattin Kazan: “En büyük sorunlarımızdan biri, masraflarımızın aşırı şekilde artması. Lastikti, yedek parçaydı… Sanayiye gittiğiniz zaman eskiden ‘siftah at’ derlerdi, 50 lira atardınız. Bugün, ‘borcum ne?’ dediğiniz zaman 200 lira istiyor… Bu sektör en sahipsiz sektörlerden bir tanesi. Türkiye’nin en önemli sektörlerinden bir tanesi ama en kontrolsüz sektörlerden de bir tanesi. Bugün çiftçiye, balıkçıya mazot desteği veriliyor ama nakliyeciye destek yok…
Geçen sene Bitlis’e 7-8 bin liraya giden araba para kazanıyordu, bugün 25 bin liraya giden araba para kazanmıyor. Ben Trakya bölgesine çalışıyorum, bir kamyon 5 bin 500-6 bin liraya gidiyor. Geçen sene 2 bin 500-3 bin liraydı. Geçen sene ikinci köprüyü kullanabiliyorduk maliyetlerimiz düşüktü. Üçüncü köprüyü kullanınca maliyetiniz artıyor. Bir şekilde bunların önüne geçilmesi lazım.”
KAYNAK: Batuhan SERİM – SÖZCÜ
LOJİPORT