Ulusal stratejik kalkınma ve gelişme planlaması, sektörün sahip olduğu kriterlere uyum kapsamında hazırlanmadan ve sürdürülebilir finansman kaynakları yaratılmadan, sadece Dünya’da hızla yükseliş gösteren yük taşımacılığının denizlerde oluşan yoğun talep artışının rüzgarından kopan esintilerinden kaynaklanan gemi inşadaki bu yapay büyüme, kriz ile birlikte saman alevi gibi kaybolmuştur.
Gemi inşa sektöründe 2000 yılında 5 bin işçi çalışırken, bu rakamın 2008 yılında 35 bin kişiye ulaşmasından gurur duyacaksın, sektörde yaşanan bu gelişmeleri siyasi rant kapısı yaparak defalarca vurgulayıp gündemde tutacaksın, sonrada daha krizin kokusunu alır almaz küreselliğinin ardına saklanıp, 20 bin asli çalışanın işine vicdanın hiç sızlamadan son verip, yoksulluğun ve bunalımın içine sürükleyeceksin. Bu ne biçim panik ve korkudur? Bu nasıl bir tökezlenme ve tükeniştir ki, yıllarca sektörü sırtında taşıyan işçinin emeği bir anda silinebiliyor. Bunca yıl sermayeniz büyüyüp gelişirken bütün işler yolunda gidiyordu ve hiç bir sorun yoktu. Ama şimdi, böylesine zor bir dönemde siz de işçilerinize sahip çıkmalı ve olanaklarınız ölçüsünde destekleyerek vefa örneğini göstermelisiniz, yoksa kapıyı değil. Aksi durumda, bunun adına nankörlük, vurdumduymazlık, hainlik derler. Zaten denizciliğin evrensel vizyonunun sahip olduğu insancıl ilkelere de ters düşen bu uygulamalar kesinlikle kabul edilemez. Buradan anlaşılıyor ki, yaşanılan ekonomik krizden, sosyal, ekonomik, psikolojik, ahlaki ve kültürel alanlarda daha çok önemli dersler almamız gerekecek.
Krizde durum
Krizden hemen önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile denizcilik sektörümüzün lokomotifi Konumundaki Deniz Ticaret Odası nın başkanı Metin Kalkavan’ın aynı dergiye, sektöre ilişkin yaptıkları açıklamalardaki çelişkiler ortadayken ve yaşanmakta olan bu uyumsuzluk sürecindeki dağınıklık sürerken, sektörün kısa sürede toparlanmasını beklemek, sanırım güzel bir düş olarak belleğimizde uzun yıllar kalmaya devam edecektir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan özel bir derginin Ağustos 2008 sayısında Türk özel tersaneleri ile ilgili olarak,
*Modern
*Güvenli
*Teknolojik gelişmelerini tamamlamış
*Her türlü alt yapısı olan
*Teknik imkanlara sahip
*Uluslar arası standartlarda
*Sertifikalı
*Tecrübeli ve uzman personeliyle hizmet vermeye hazırdır.
Açıklamasının hemen ardından gelen ekonomik kriz de yaşanan çöküntüler, bu acı gerçekleri saklamanın hiçbir anlam ifade etmediğini göstermiştir.
Deniz Ticaret Odası başkanı Metin Kalkavan ise açıklamasında,
*Alt yapının yetersiz ve hazırlıksız olduğunu
*Kalifiye eleman eksikliği ve yarattığı sorunlar
*Az zamanda çok iş yapma arzusu
*Konsantrasyon bozukluğunun yarattığı kazalar
*İş sağlığı ve güvenliğindeki yetersizlik
*Uzun yıllar süren ihmallerin yarattığı sorunlar
*Devletin ve özel sektörün ihmalleri
*Planlanmayan büyümenin getirdiği sorunlar
*Eğitim eksikliği
Konularındaki sektör gerçeklerini gündeme taşımıştır. Her iki açıklamadaki yorumu
sizlerin görüşlerinize bırakıyorum.