Gezegenimizin Danimarka kökenli APM-Maersk şirketinin ardından 2’nci en büyük konteyner taşımacılık kuruluşu (gemi sayısı ve konteyner kapasitesi bakımından) olan İtalyan-İsviçreli MSC [Mediterranean Shipping Company] gemicilik grubunun temeli 1970 yılında İtalya’nın efsanevi liman şehri Napoli’de uzak yol kaptanı Bay Gianluigi Aponte tarafından atılmıştır. Ticari denizcilik serüvenine tek bir küçük yük gemisiyle (M/V Patricia) başlayan Kaptan Aponte’nin şirketi şu an için farklı boyutlarda 550 kargo gemisiyle donanmış durumda. Genel merkezi İsviçre’nin efsanevi göl kenti Cenevre’de bulunan MSC, dünya genelinde 70000’i aşkın kalifiye personeliyle hizmet vermektedir. Üstün bir global liman kapsamına sahip özellikteki MSC, deyim yerindeyse müşterilerinin gidilmesini istediği her noktaya gidebilmekte, 155 ülke genelindeki 200 rotadaki 500 uğrak limanı arasında düzenli yük taşımacılığı seferleri yapmaktadır. Şirket ana liman terminali olarak Belçika’nın tarihi denizcilik şehri Anvers’te faaliyet göstermektedir. MSC yük gemiciliği dışında, “MSC Cruises”, “Grandi Navi Veloci (GNV)” ve “SNAV” adlı 3 şirketiyle yolcu gemiciliği [kruvaziyer+feribot] hizmeti de sunmaktadır. Bir aile şirketi olarak tanımlanabilecek MSC’de Ekim 2014’te görev değişimi olmuş ve 74 yaşındaki milyarder iş insanı Kaptan Gianluigi Aponte başkanlık ve CEO’luk görevini tek oğlu Bay Diego Aponte’ye devretmiştir.
Söz konusu anlamlı kararın en güncel örneği olarak da MSC, Türkiye’ye yönlendiriyor. MSC şirketinin “Oscar Sınıfı” konteyner gemilerinden (Bu sınıftaki MSC Oscar, MSC Zoe, MSC Oliver, MSC Jade, MSC Viviana, MSC Maya ve MSC Tina kardeş gemilerdir), 2017 senesi yapımı “Liberya” bandıralı [Liberya’nın başkenti “Monrovia” bağlama limanlı] MSC Tina, 3 Nisan’da Güney Kore’nin Busan limanından ayrılarak başladığı uzun soluklu yolculuğunun Türkiye kısmında, Çanakkale Boğazı’ndan geçerek Marmara Denizindeki Körfez ilçesinin “DP World Yarımca Liman”ına 4 Mayıs günü ulaştı. 6 Mayısta oradan ayrılan gemi, 7 Mayıs günü “Marport-Ambarlı Limanı”na yanaştı. 9 Mayısta oradan yola çıkarak, gün bitmeden “Asyaport-Tekirdağ Limanı”na varan MSC Tina, 11 Mayıs günü Pire’ye doğru tarifeli seferine devam etmek üzere Marmara Denizi yoluyla Çanakkale Boğazı’na yöneldi. Böylece ülkemiz ürkütücü COVID-19 pandemisi kapsamında halen önleyici çalışmaların aksatılmadan sürdürüldüğü bir dönemde, ticari faaliyetlerine hız kesmeden devam ederken, Türkiye limanları da tarihinin en büyük konteyner gemisini 3 ayrı noktada arka arkaya ağırlama fırsatı buldu.
Evet, gemi kardeşlerimden sevgili “MSC Tina” Marmara Denizimizin limanlarına yaptığı yoğun ziyaretleri tamamlayarak, sırasıyla Yunanistan’ın Pire, Mısır’ın Port Said (Bur Said) Suudi Arabistan’ın Kral Abdullah, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Cebel Ali limanlarına uğradıktan sonra bugün yani 24 Mayıs Pazar günü itibarıyla Umman Denizi sularından Hint Okyanusu’na doğru saatte ortalama 18 millik bir hızla ilerliyor. Bir sonraki uğrak noktası ise, 3 Haziran Çarşamba günü yanaşacağı Singapur limanı rıhtımları olacak. Ülkemiz limanlarına bugüne dek uğramış en büyük konteyner gemisinin seferi aynı zamanda yolculuğuna başlangıç noktası olan Güney Kore’nin Busan limanında 15 Haziranda sona erecek. Sevgili “MSC Tina” dilerim, kendisini fazla özlettirmeden ülkemiz limanlarına tekrardan misafirliğe gelir. Üstelik belki bu kez Çanakkale Boğazı’nın sularıyla buluştuğu andan beri peşini bırakmayan oyunsever, şakacı yunus dostlarından öğrendiği “Boğaziçi” ve “Karadeniz” sözcüklerinin anlamını bizzat oralardan geçerek, seyir defterine eklemek isteyebilir de. Her hâlükârda rotası açık, devasa bünyesi ve azimli personeli COVID-19’suz olsun!
Verimli günler ve gelecek pazar yine bu sütunda görüşmek üzere.