Hiç şüphesiz ki; Türk denizciliği son 25 yılda çok önemli aşamalar kaydetmiştir. Büyüyen bir Dünya ekonomisinin rüzgarları ve Gümrük Birliği ile 27 üyeli Avrupa Ekonomik Topluluğu ile rekabete iyi şekilde hazırlanmış sektör, Gemi İnşa Sanayi’sine uygun finansman ve yetişmiş insan kaynaklarını sunabilmiş ve bu ortamda önemli niş projeler gerçekleştirilmiştir. Ülkemiz ve Tuzla’daki tersanelerimizin Kimyasal Tanker gibi son derece uzman bir segment’te, hatırı sayılır bir İnşaa ülkesi olabilmesi ve arkasından güçlü şekilde ortaya çıkan milli işletmelerini bu çercevede görmek uygun olacaktır. Öte yandan varlıkların hızlı ve kolay bir şekilde ulus sınırlarının dışına çıkarılabildiği, denizciliğin uluslararası tabiatı önümüzdeki günlere yönelik bir tahminde bulunmayı zorlaştırmaktadır. Bundan dolayıdır ki kehanetlerde bulunmak için de geniş bir coğrafya ve dünya ekonomilerine bakmak gerekmektedir. İçinde yaşadığımız bilgi ve iletişim çağı bize sunduğu olanaklarla çok farklı alanlardaki tecrübe ve bilgileri ivedilikle uygulamamıza imkan tanımaktadır. İçinden geçtiğimiz 2014 yılı, Nisan ayı itibari ile İngiltere, ABD ve Almanya’nın başını çektiği gelişmiş ülke ekonomilerinin resesyon riskini küçültmüş, bir büyüme trendine girildiğini doğrular niteliktedir. Yine 2014 itibari ile Avrupa Birliği ülkeleri dahilinde İtalya ve İspanya dışında, emlak piyasalarındaki daralma durmuş yavaş ta olsa bir toparlanma hali baş göstermiştir. Yine önemli bir gelişme de Avrupa otomobil satışlarının nisan ayında da 6 ay önce girmiş olduğu büyüme trendini devam ettirmesidir. Avrupa’daki bu artış, örneğin Renault grubunda olduğu gibi nispeten ucuz fiyatlı Dacia markasında yaşanmış olmasına rağmen kimyasal sektörünün genel talep artışları açısından önem arzetmektedir. 15 Nisan ‘da Brezilya da yeni bir fabrika açan Renault CEO’su Carlos Ghosn’un Avrupa’ya gelecek ciddi bir toparlanmayı müjdelemesi ise beklentileri doğrular niteliktedir. Kimyasal Tanker İnşaatının önemli ülkelerinden Türkiye’de bugün için tersaneler halen çok faal inşa içinde gözükmüyor. Yakın yıllara kadar ciddi bir kapasite yaratmış tersanecilik sektörümüz bugün için başka gemilere yönelmiş durumda. Yakın zamana kadar suya indirilmiş önemli bir fazla kapasite ise bugün Brezilya, Karayipler ve Batı Afrika gibi uzak coğrafyalarda yerler buluyor, ya da el değiştirerek yaşlanan filo üyelerini ikame ediyor. NAVLUN FİYATLARI İşte bütün bu gelişmeler bize navlun fiyatlarının yönünün yukarı olduğunu düşündürtüyor. Buna rağmen, giderek verimliliği daha efektif bir şekilde ölçülen tedarik zincirleri ise navlun fiyatları üzerindeki baskıyı korumaya çalışıyor. ARTAN DÜZENLEMELER İnsanlığın artan çevre bilinci ve mütekabilen getirilen yeni düzenlemeler ise sektörün masraflarını arttırıcı nitelikte. Giderek azalan sülphür salınım toleransı ve damıtılmış (distilled) yakıt kullanımı için getirilen düzenlemeler, ve ballast sularının islah edilme gereklilikleri özellikle bu düzenlemelerin daha etkili olduğu yakın kara sularında mevcut filo ile yapılan denizcilik için önemli masraflara işaret etmektedir. Bu makasın hangi uca doğru daraldığının nihai sinyali ise tersanede ki çekiç sesleri olsa gerek. Şu an için görünen ise ufuklarda yeni inşa siparişlerinden ziyade, sektörün son 10 yılda inşa ettiği tankerlerin el değiştirmesi. Esenlikler dileklerimle Hüsnü Murat Erenli