Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) Genel Sekreteri Umberto de Pretto, AA muhabirine, uluslararası kara yolu taşımacılığında Türkiye'nin potansiyelinin çok yüksek olduğunu ancak mevcut korumacı politikalar değişmedikçe ağır vasıta şoförlerinin ileride daha fazla kısıtlamaya maruz kalacağını söyledi.
Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere birçok ülkenin Türk kamyonlarına ve taşımacılarına engeller çıkardığına dikkati çeken Pretto, "Uluslararası kara yolu taşımacılığında Türkiye'nin karşılaştığı zorluklar, Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) transit geçiş özgürlüğü yükümlülüklerine aykırı. Korumacı politikalardan kaynaklı endişelerle DTÖ'nün ticari malların serbest geçişiyle ilgili kararlarına rağmen bazı ülkeler yine de sorun çıkarıyor." ifadesini kullandı.
"BM ve DTÖ'yü uyarıyoruz"
Sınır kapılarındaki tüm engellerin kaldırması gerektiğini belirten Pretto, Türk kamyon şoförlerinin vize alma konusunda zorluk çektiğini dile getirdi.
Pretto, vize konusunun kara yolu taşımacılığı sektörünün karşılaştığı en büyük sorunlardan biri olduğunu vurgulayarak, güvenlik endişelerini öne sürerek bazı ülkelerin vize alma sürecini uzattığının altını çizdi.
Türkiye'ye vize ve transit geçişler konusunda sorun çıkaran ülkelerin takındıkları bu tavrı anlayamadığını ifade eden Pretto, çıkartılan bu engellerin aslında güvenlik kaygılarıyla bir bağlantısı olmadığı öne sürdü.
Pretto, bu durumun aslında dünyada esen korumacılık rüzgarları nedeniyle yaşandığını ve bu durumun uluslararası ticaretin önünü kestiğine işaret eden Pretto, "Bir ülkenin kamyonlarına geçiş izni vermeyerek aslında o ülkenin ekonomisini bloke etmiş oluyorsunuz. Malların serbest dolaşımını sağlamak için bu engelleri kaldırmamız gerekiyor. IRU olarak, Birleşmiş Milletler (BM) ve DTÖ'yü transit geçiş sorunlarını çözme konusunda somut adımlar atmaya zorluyoruz." diye konuştu.
"Türk şoförler daha fazla korumacılığa maruz kalabilir"
Pretto, gelecek yıllarda Türk kamyon şoförlerinin yaşadığı sorunların çözümü konusunda,"Gelecekle ilgili gerçekten iyimser olmak istiyorum ancak mevcut siyasi ortam değişmedikçe, korkarım ki, daha fazla kısıtlamayla karşı karşıya kalınılabilir." dedi.
Kara yolu taşımacılığı sektörünün 2050'ye kadar yüzde 60 oranında büyüyeceğini öngördüklerini vurgulayan Umberto de Pretto, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin bu alandaki potansiyeli yüksek. Özellikle Orta Asya ile ilişkisi oldukça iyi, Türk taşımacılık şirketlerinin Çin'de bekleyen çok fırsat var. Çin bugün çok iyi gelişmiş bir uluslararası kara yolu transit pazarına sahip değil. Bu yüzden Türk şirketleri için Çin'in ürettiği malları Avrupa'ya taşıma ve Avrupa'nın ürettiklerini Çin'e taşıma konusunda büyük fırsatlar var."
"Mal-tır-sürücü ayrılmaz bir bütündür"
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Strateji ve İş Geliştirme Başkanı Fatih Şener de Türkiye'nin önüne çıkarılan engellerin aslında Avrupa Birliği (AB) ekonomilerine daha fazla zarar verdiğini dile getirdi.
Şener, 2017'de AB Komisyonunun Türk araçlarına özgü engellerin kaldırılmasıyla ilgili yaptırdığı "Etki Analizi" sonucuna göre bu engellerin kalkması halinde ilave 3,5 milyar avro ticaret oluşacağının AB'li uzmanlar tarafından tespit edildiğini belirtti.
Mal, tır ve sürücünün ayrılmaz bir bütün olduğunu ifade eden Şener, şöyle konuştu:
"Özellikle Schengen vizesi büyük sorun. Pasaportunda 3-4 tane Schengen vizesi olan kurallara uygun olarak gidip dönmüş bir şoför beşinci başvurusunda ret alabiliyor ya da burada 3 günlük vize verilebiliyor. Ülkelerin koyduğu kotalar da büyük engel. Her yıl Almanya'ya 150 bin aracın gitmesi gerek ama Avusturya'nın tarihi transit geçiş izni 21 bin, Macaristan ise 36 bin transit geçiş izni veriyor. Avrupa'ya gidiş için toplam 500 bin izine ihtiyacımız var."
"Türk filosu Avrupa'nın en genç ve en çevreci filosu"
Şener, Macaristan ve Avusturya'nın transit geçiş sorunu yaşanılan en önemli iki ülke olduğunu vurgulayarak, Gümrük Birliği'nden doğan haklar bir yana DTÖ kurallarına göre de transit geçiş hakkının engellenemeyeceğini söyledi.
Avrupa Adalet Divanı'nın 2017'de kotalar konusunda Türkiye'yi haklı bulduğu ve Macaristan'ı ücret almamaya hükmettiğini anlatan Şener, "Artık ücret almıyorlar ancak yeterli kotayı da vermemekte ısrar ediyorlar." dedi.
"Kısıtlama olacaksa araçların ait olduğu bayraklara göre değil çevre duyarlılıklarına göre olmalıdır." diyen Şener, Türk filosunun Avrupa'nın en genç ve en çevreci filosu olduğunu sözlerine ekledi.
(AA)
LOJİPORT