Bu defa da sektörümüzü değil, özel bir sorunumu yazdığım için tüm okurlarımdan özür diliyorum. Ancak, hizmeti satana kadar munis bir kedi gibi davranıp, sattıktan sonra aslan kesilen çarpık anlayışı deşifre etmenin duyarlı vatandaş sorumluluğu olduğuna inanıyorum.
Sülün Osman; tramvay, Galata Kulesi, şehir hatları vapurları, saat kuleleri gibi kamu mallarını saf vatandaşlara satarak ya da kiraya vererek geçinen efsane bir isimdi ve en son Galata Köprüsü’nü satmak üzereyken yakalandı.
Başlıkta yaptığım teşbihte kilit nokta, ‘elinde olmayan ürünü satmak’ ortak paydasıdır. O nedenle Sülün Osman benzetmesi yapılmıştır.
Yaklaşık 20-25 gün önce Turkcell Superonline’dan bir yetkili arayarak, eğer internet hızımı ayda 12 lira fark vererek bilmem kaç cigabayta yükseltirsem, bir cep telefonu sahibi olacağımı söyledi. Ben de olumlu bularak ‘evet’ yanıtı verdim. O andan itibaren de, ‘her ne kadar neyin değiştiğini fark etmesem de’, hızım artmış oldu. Hızım arttı da, söz verilen telefondan bir haber yok. Önce müşteri hizmetlerini, sonra da beni arayan birimi bulup, durumu aktardım. Stoklarında telefon olmadığı için veremediklerini söylediler. Yani, ben taahhüdümü yerine getirip ‘evet’ diyerek hizmeti başlatmış ve hizmetin gereğini 10 gün sonra gelecek faturamda görecekken, Turkcell Superonline sadece söz vererek bunu paraya tahvil edecekti.
SATIŞTA MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ, VAZGEÇTİĞİNDE ARA Kİ BULASIN
Birkaç gün sonra yine Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren ilgili birimi aradım. Telefondaki kişiye, 5 dakika kadar durumu anlattım, dinledi. Sonra kendisinin yetkili olmadığını belirterek müşteri temsilcileriyle konuşmamı söyledi, daha sonra da güya ilgili birime aktardı ama telefon, her nedense 10 dakika müzik çaldıktan sonra kapandı. İnatla yine aradım, tabi biraz da sinirlendiğimi itiraf etmeliyim. Çıkan arkadaşa ‘bana lütfen müşteri temsilcisini bağlayın, yine size durumu anlatarak vakit kaybetmek istemiyorum’ dedim. Tabi o da haklı olarak tepkisini gösterdi, ben yine uzun süre müzik dinledikten sonra bir sonuç alamadım.
Koskoca Turkcell Superonline dedim kendi kendime; bu birim böyle iptidai çalışıyor ama orada bir kurum var, beni dinlerler diyerek Turkcell Superonline’ın müşteri temsilcisini aradım. Durumu aktardım, birkaç kez ‘bilgilerime ulaştıktan’ sonra, durumun anlattığım gibi olduğunu görüp,
- ‘Evet stoklarımızda telefon kalmadı o yüzden veremiyoruz’ dedi.
Ben de,
- ‘Biraz önce telefonuma bir mesaj geldi, 24 lira farkla da bilgisayar veriyormuşsunuz, talebimi oraya revize edin’ dedim.
- ‘Kampanyayı değiştiremiyoruz’ dedi.
- ‘Ama bana almadığım bir üründen dolayı, faturama 12 lira farkı yansıtacaksınız’ dedim.
- ‘Fakat, sizin de internet hızınızda artış olmuş’ dedi.
İnternet hızındaki artışın benim meraklısı olduğum bir hizmet olmadığını, çünkü mevcut haliyle de yeteri hızlı bir internete sahip olduğumu belirterek, bu haksızlığı protesto etmek adına mevcut iki hattımın da iptalini talep ettim.
- ‘İlgili birime aktarıyorum’ dedi.
Yemin ediyorum, hiç abartısız 10-15 dakika ‘bütün müşteri temsilcilerimiz, diğer müşterilerle ilgileniyor’ anonsunu dinledikten sonra, hiddetle telefonu kapadım.
SONUÇ
Bugün de hatlarımın iptali için müşteri temsilcilerini aramaya devam edeceğim. Satış yaparken kapınıza kadar gelip, her türlü inceliği gösteren bu kurumların, söz konusu olan iptalse niye fellik fellik kaçtıklarını deşifre etmeliyiz. Müşteri memnuniyeti yalnız satarken değil, satışın sonlanmasında da devrede olmalıdır.
Durumu özetleyerek, gerçekten çok etkili olduğuna inandığım www.sikayetvar.com sitesine yazdım. Köşeme de taşıdım, fakat hala bir sonuç alamazsam tüketici mahkemelerine de gideceğimi buradan duyurmak istiyorum. Haksızlıklara karşı susmamayı bilenlerin de olduğunu, hizmeti yarım veren kurumlar artık görmeli.
Saygılarımla.