Denizciliğin evrimsel moleküler yapısındaki ayrıntılar ve buna bağlı olarak oluşan yeni kültür tortusunun doğrusal, yapısal ve karakteristik yansımaları o toplumun denizcilik alanındaki ana arterini oluşturur. Türk denizcilik tarihinin sosyal, kültürel ve ekonomik içeriğinin günümüze kadar süregelen değer yargılarındaki soğuk bakış açısı onu kırılgan yapmıştır. Değişen ve gelişen teknolojinin dışında kalmak, finansal desteğin ve istikrarın sağlanamaması, krizler karşısında tutarlı politikaların üretilmemesi ve risk değerlendirmesinin zamanında bilimsel bir zeminde üzerinde analiz edilememesi, teknoloji transferinde atılımcı olmamak, AR-GE çalışmalarında istenilen performansı yakalayamamak gibi faktörlerin yanında etkin bir rekabet gücünün sağlanamaması da denizcilik sektörünün önündeki engelci oluşumlardır. Denizciliğin biçimsel ve işlevsel yapılanmasındaki deniz kültür performansının düzeyi, ona sahip çıkan ulusların denizci kimliğinin çizgisini belirler. Çizgideki aşırı zik zaklı kıvrımlar istikrarsız bir gidişatın habercisidir. Bu aşamada devletin sektöre olan yardımına ve desteğine gereksinim duyulur. Yenilikçi araştırma ve geliştirmenin finanse edilmesi, enerji tasarrufuna ve yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşumuna yönelik yardımların sağlanması, çevrenin daha yüksek düzeyde korunmasının teşvik edilmesi, uluslar arası deniz taşımacılığında etkin rekabet gücünün oluşturulması, kirlenmiş alanların yeniden iyileştirilmesi kapsamında yardımın yapılması, denizcilik alt yapısının çağdaş veriler doğrultusunda geliştirilmesi için gerekli desteğin verilmesi, denizci personelin eğitim seviyelerinin yükseltilmesi ve deniz adamı açığının kapatılması için yapılacak yatırımlara yardımın sağlanması ve Dünya denizlerinde güçlü filolar oluşturulması için gemi inşa sanayine özellikle ulusal veya uluslar arası krizlerde yeterli finansal desteğin sağlanması sektöre hem güven verecek hemde istikrar ortamını tesis edecektir. Ayrıca sektörel işbirliği ve dayanışma denizcilik ruhunu canlandıracak, piyasaların psikolojik kondisyonunu arttıracaktır. Denizcilik sektöründeki çöküntünün yarattığı olumsuz havanın ortadan kaldırılması ve piyasalardaki istikrarın yeniden sağlanabilmesi için devlet-sektör işbirliği kapsamında acil önlem projelerinin hazırlanarak yaşama geçirilmesi kaçınılmazdır. Denizcilik sektörümüzün bütün kolları siyasetin çalımına takılmadan akılcı bilgi ve teknoloji üreten, bilimsel düşünen, doğru bilgiyi paylaşan, hataları rasyonel zeminde sorgulayan ve hedef belirleyen uluslar arası yapılanmanın ilkeleri doğrultusunda motive olmalıdır. Türkiye denizcilikte büyük düşünmeli ve sahip olduğu değerlerinin önemini kavramalıdır. Denizciliğin ne olduğundan çok, denizcilikte neler yapabileceğimize odaklanmalıyız. Türkiye'nin buna gücü yeter.