Türkiye’de ekonomi her geçen gün daha içine kapanık bir hal alıyor. İstatikleri incelediğimizde rakamsal olarak pozitif bir durum ve cari açıkta daralma gözükse de aslında durum o kadar pozitif değil.
Gümrüklerde bekleyen ithalat mallarını firmalar çekmiyor. İhracatımız her geçen gün azalıyor. Bir çok gümrük firması personelinin yarısını ücretsiz izne çıkarmak zorunda kaldı. Lojistik firmaları ise vadeleri uzatarak müşterilerini ellerinde tutmaya çalışarak çarkı bir şekilde döndürmenin peşindeler. Hatta bazı lojistik firmaları aylardır çalışanlarına maaş ödeyememekte veya işi bırak personelinin alacağı maaşı veremeyecek kadar vahim durumdalar. çalışanının maaşını bile ödeyemen bu firmalar dünyadaki rakipleriyle nasıl başa çıkabilecekler acaba ?
Vatandaş doların yükselmesiyle tetiklenen bir ekonomik buhranda günlük ihtiyaçlarını karşılamanın peşinde, tatil beldeleri bu sene yerli turisttin az olacağını şimdiden açıkladı.
Daha önce ki yazılarımda da altını çizdiğim komşularımızla sıfır sorun diye yola çıkılan dış politikamızda şuan hiçbir komşumuzla aramız iyi değil. Sınırlarımızın bir karış uzağında bombalar patlıyor. Tırlarımız sınırdan geçmekte korkuyor ve buda bazı ülkelere kendi tırlarımız ile ihracat yapmayı durduğumuz anlamına geliyor.
Siyasi olarak ülkemizde 3 haftadır yeni hükümet kurulamadı. Hiçbir parti taşın altına elini sokmak istemiyor. iktidar olmak için yanıp tutuşan partiler muhalefette kalabilmenin yollarını arıyor. Kimse koltuğa oturup ülkenin bu krizinin kendi başına çorap örmesini istemiyor.
Komşumuz Yunanistan her an iflas bayrağını sallaya bilir. Avrupa Birliği fırtınadan önceki sessizliğini yaşıyor. Her sabah Yunanistan’ın birlikten ayrılması için dua ediyorlar fakat şimdilik böyle bir senaryo gözükmüyor.
Ortadoğu kan gölüne dönmüş bir şekilde her geçen gün daha büyük bir olaylar zincirinin içinde buluyor kendini, petrol ve diğer madenler için yapılan planlar tek tek yavaş yavaş satranç hamleleri gibi ustalıkla gözlerimizin önünde uygulanıyor.
Rusya Çin ile yaptığı anlaşmayla “İpek yolu” hattını demiryolu olarak aktifleştirdi. Çin den kalkan trenler Rusya üzerinden Avrupa’ya varacaklar. Bu hamle ile Rusya “İpek Yolu”nu elimizden almış bulunuyor.
Bizler ise Tv nin başına oturmuş dizilerden, magazin programlarından başımızı kaldırmıyoruz. Aynı devekuşu gibi kuma gömüyoruz kafamızı ve “bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” misali görmüyor, duymuyor, konuşmuyoruz. Konuştuğumuz zaman ağzımızdan çıkan magazinsel haberler sayesinde ise evlilik programlarındaki birilerinin kaale bile almayacağı yarışmacılar için üzülüyor veya kahkalar ile gülüyoruz. Kendimizi” stand buy’a” almış bir şekilde dünyada olup biten bu sömürgecilik bitene kadar kadın programlarını izleyerek programın sunucularına bölüm başı (günlük) 50 bin TL para ödenmesini sağlıyoruz.
Hoş geldin Yeni TÜRKİYE
Sabri ERGENECOŞAR
sabri@alryada.co