UND, üye sayısını ikiye katlamayı hedefliyor

Türkiye’de 2 bine yakın C 2 belgeli firma olduğunu söyleyen UND Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen,  sayıları 1.000’i aşan firmayı da bünyelerine...

Türkiye’de 2 bine yakın C 2 belgeli firma olduğunu söyleyen UND Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen,  sayıları 1.000’i aşan firmayı da bünyelerine katarak, temsil güçlerini artırmayı hedeflediklerini kaydetti.

UND, seçim öncesi bölge turlarına Mersin ile devam etti. Burada nakliyecilerle buluşan yönetim kurulu, özellikle bölge sorunlarını ve çözüm önerilerini tartıştı.

“Bugün 2 bine yakın C 2 belgeli firma var. Dışarda kalan binden fazla firmayı da kucaklayacak hamleler yapmalıyız” diyen Başkan Özmen, “Son zamanlarda 400’e yakın firmanın sektöre girmesi yeni bir giriş değildir. Bakanlığın çıkarmış olduğu yönetmelik gereği, bire bir kiralık çalıştırma sayısının yüzde 50’ye düşürülmesiyle yarı yarıya kiralık kaydedip dışarda kalan araçların birleşerek kurdukları şirketlerden kaynaklanmıştır. Sektör kendi içinde birleşmeler yaşamıştır. Üye sayımızı herkesi temsil edecek şekilde artırmak için bir çalışma hazırlamalıyız. Ama bunu nasıl yapacağımızı çok net söyleyemiyorum. Daha önce 3 bin lira giriş ücreti ve 1.200 lira aidat ödemiş üyelerimiz haksızlığa uğrayabilirler. Bununla ilgili genel kurulda bir önerge verilerek, 3 ay süreyle giriş aidatı alınmadan sektörün dışındaki tüm arkadaşlarımızın içeri alınmasını sağlayabiliriz. Genel kurul da, rıza gösterirse adaletli bir şekilde bu arkadaşlarımızla birlikte oluruz” diye konuştu.

Başkan Özmen, iki yıllık görev süresi boyunca yaptıkları icraatları Mersinli üyeler ile paylaştı.

İki yılda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile 38 kez, Ulaştırma Bakanlığı ile 67 toplantı yaptıklarını ifade eden Özmen, “İki yıl boyunca UND’nin sürekli bir çabası ve sektörün önündeki engelleri kaldırma yönünde bir çabası vardı ki, bu zaten olması gerekendir. Her ay parlamentoda grubu bulunan partileri ziyaret ettik. Dikkat ederseniz, parlamentoda grubu bulunan arkadaşlar sektörden daha fazla söz eder hale geldi. O dönem parlamentonun kapanma dönemine geldiği için şoförlerle ilgili söz verdiler. Şu anda da gündemin yoğunluğuna takıldık ama önümüzdeki günlerde bir karar çıkacağına inanıyoruz” dedi.

İLK KEZ SİGORTA İÇİN DEVLETLE MÜCADELE EDİYORUZ

Trafik sigortalarının stabil olmamasının kendilerini çok rahatsız ettiğini belirten Başkan Özmen, “Kazası çok olan araçların sigorta primleri 5 bin 5 bin 500 liralara kadar çıkıyor. Bununla ilgili Sigorta Genel Müdürlüğü ile girişimlerde bulunuyoruz. Ulaştırma Bakanlığı’ndan bizim tüm arabalarımızın bilgileri Milli Reasürans Birliği’ne gönderildi. O birlik, araçlarımızın karıştığı trafik kazalarını ve risklerini inceliyor. Sanırım 1-2 aya kadar hangi araçların ne kadar riskli olduğunu ve sigorta primlerinde neye esas alınacağını bugünkü şartlara uyumu konusunda bir rapor çıkaracaklar. İlk defa UND’nin bir sigorta işiyle ilgili devletle mücadeleye girmesine devlet de şaşırdı. ‘Zaten para kazanmıyoruz, biz de kıt kaynakların peşinde koşuyoruz’ diye yanıtladık” açıklamasını yaptı.

BELGE KONTROLLERİ İÇİN EĞİTİM VERİYORUZ

Yabancı araçlarla ilgili yapılan belge kontrollerinin daha sıkı yapılması için girişimlerde bulunduklarını söyleyen Özmen şöyle devam etti: “Özellikle yabancı araçların yüzde 58’i Hamzabeyli sınır kapısından geçiyor. Bu yoğunluğu bildirerek, belge kontrollerinde bir hata yapıldığını gündeme getirdik. Bu araçların yasal geçişlerini engelleme niyetinde değiliz. Ama gayriyasal geçişlere de dur demeliyiz. Bu kontrolleri yapacak yetkinlikte personelin olmadığını söylediler. Biz de, Hamzabeyli’de 3 vardiya çalışan gümrük memurlarına 4 gün süreyle belge kontrolü eğitimi verdik. Bu eğitimleri Kapıkule ve İpsala’da da veriyoruz, diğer gümrük kapılarına da yaygınlaştıracağız. Haksız rekabetin önüne yasal olarak geçebilecek önlemleri alıyoruz. Özellikle yabancı araçların teknik kontrolünün, bize uygulanan denklikte yapılması konusunda uyarı ve isteklerimiz var. Artık, otobanlar üzerindeki Ulaştırma Bakanlığı kontrol noktaları, bizim araçlarımızı çektikleri gibi, yabancı araçları da çekip, lastikteki diş kalınlıklarına; brandalardaki yüksekliklere, istiap hadlerine bakıp haksız rekabetin önüne geçecek. Nasıl bizler Avrupa’da 19-20 bin Euro’lar cezalar ödeyebiliyorsak, yasal yoldan girmeyen; teknik özellikleri karşılamayan yabancı araçların da, bu cezalara maruz kalmasını istiyoruz. Ulaştırma Bakanlığı ödediğimiz fahiş cezaların makbuzlarını kendilerine göndermemizi istedi. Böylece cezalarla ilgili ikili anlaşmalara uygunluk ve mütekabiliyet esasları gözden geçirilecek. Bu 6 ay önce başlattığımız bir girişim. İnşallah bu sıkıntımıza da bir çözüm gelecek.”

LABORATUVAR İÇİN SOFYA’YA GİTMEK GEREKMEYECEK

Frigo taşımacılığı yapan üyelerin de çok önemli sorunları olduğunu kaydeden Özmen, “Kapıkule’deki zirai kontroller hepimizin belini büküyor. Numuneyi alıyorsunuz, Kapıkule’de işlem görmediği için Sofya’ya gidiyor, 4 gün sonra geliyor ve bir sürü de para ödüyorsunuz. Durumu aktardığımız TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu,  Bulgar yetkililere hitaben, ‘Size yaş sebze meyve getiriyoruz. Ama bizim arkadaşlarımızı 4 gün kapıda bekleterek perişan ediyorsunuz. Bir laboratuvar kurmak bu kadar mı zor?’ dedi. 400-500 bin Euro civarında bir paradan söz ettiler. Sayın Hisarcıklıoğlu, ‘TOBB olarak biz kuracağız, yeter ki müsaade edin’ dediğinde ‘Hayır, Burası Avrupa Birliği kapısı, yakında revize edilecek’ denildi. Geçen gün özellikle sorduk. ‘Şuraya son sistem bir laboratuvar kuruyoruz. Bundan sonra Sofya’ya gitmeniz gerekmeyecek’ dediler. Sorunların tamamını takip eden bir yönetim kurulumuz var. Bundan sonra da bu çabamız devam edecektir” diye konuştu.

HATAY VE MERSİN’E 3 ASİL YÖNETİM KURULU ÜYESİ HAKKI

19 Ocak’ta yapılacak seçimlerde temsilde eşitlik ve adaletin sağlanması için de çalışmalar yapacak olan UND Başkanı, bu konuda atacağı adımları da şu sözlerle açıkladı: “UND kurulduğunda merkez ve yönetim İstanbul’du. Bugün geldiğimiz noktada birinci sırayı Mersin almıştır. Sonra İstanbul, ardından da Hatay gelmektedir. Bu yapının da aynı şekilde yönetimde temsil edilmesi gerekir. Hatay’da 3 yönetim kurulu asil üyeliği ile temsil edilmesi gerektiğini söyledik. Mersin de, 3 asil yönetim kurulu üyeliği ile temsil edilmelidir.”

ÇETİN BEY’İN TAVRINI TİCARİ İLİŞKİLERİMİZDEN AYIRIN!

UND’deki bayrak yarışına da değinen Özmen, “1991-92 yılında TIRSAN’dan 11 adet ikinci el Mercedes alarak sektöre giriş yaptık. O gün aldığımız araçların da paralarını zamanında ödeyerek hiçbir sıkıntı yaşamadık. En son TIRSAN’dan bir partide peşin parayla 500 römork birden aldık. Çetin Bey’in bana yönelik agresif tavrını ticari ilişkilerimizden lütfen ayırın! Yalnız, saygı sınırlarını aşmazsa çok mutlu olurum. Benim onun her söylediğine yanıt vermem gibi bir pozisyonum yok, yapamam” ifadelerini kullandı.

HABUR’A İKİNCİ KÖPRÜYLE TAKVİYE ŞART

Habur Sınır Kapısı’nın özellikle bu bölge için ve Türkiye için ciddi önem taşıdığının altını çizen Özmen, “ Ama, o kapıdaki en büyük sıkıntı, birkaç gün sonra yaşanacak. Tanker taşımacılığı hızlandığında o kapının çalışma şartları müsait değil. Günde 2 bine yakın araç giriş çıkışı var ama tek bir köprü bulunuyor. O köprünün ikinci bir köprüyle takviye edilmesi gerektiğini daha göreve geldiğim ilk aylarda bakanlığa bildirmiştim. Raporlar verildi, projeler çizildi, aradan iki yıl geçti hala ortada bir şey yok. Eğer Türkiye 500 milyar dolar ihracat hedefi koymuşsa ve bunun 140 milyar doları altyapıya ayrılmışsa, hedefe ulaşmak mümkün olmaz. Bunun 5 kat fazlasını şimdiden yapmak lazım. Habur’dan geçmek bir eziyet haline dönüşmüş durumda.

Oraya sonunda bir mülki amir atanmasını sağladık. Habur şu anda bir mülki amir tarafından yönetiliyor ama bazen o mülki amirin de eli kolu bağlı kalabiliyor. Oradaki temel problem tek köprü ve asker kontrolü. Hem, gümrük muhafaza kontrol ediyor, hem de asker kontrol ediyor. Bu da işleri doğal olarak yavaşlatıyor. Asker ‘aç kaputu’ diyor, içine bakıyor; asker ne anlar? Habur’a gitmek için iki sefer teşebbüs ettik, birinde vali bey yoktu, ikincisinde de çok önemli bir mazeret çıktı. İnşallah, önümüzdeki günlerde Habur’a gideceğiz” açıklamasını yaptı.

SORUN ÇOK, SÜRE AZ

Başkanın konuşmasının ardından Erman Nakliyat’ın sahibi Mehmet Deniz söz aldı. Deniz, serzenişlerini dile getirerek, “Anlaşılan bu kadar kısa sürede siz sunacaksınız, biz de dinleyici konumda kalacağız. Sorunlarımız var, anlatmak istiyoruz; yemek masasında olmaz bu iş” dedi.

Bunun üzerine devreye giren UND Başkanı Ruhi Engin Özmen, “Size verilen programa uymak için böyle davrandık. Ama, sorun değil dilediğiniz kadar konuşabiliriz” yanıtı vererek, sözü Habur konusunda UND’nin en yetkin ismi Mardin’in yönetim kurulundaki temsilcisi Tahir Aydoğan’a verdi.

HABUR’DA 2.300’LERE ÇIKTIK, GÜRBULAK’TA İKİ GİRİŞ OLMALI

Aydoğan, “Habur, kendi haline bırakılmış bir sınır kapısıydı. Sayın Bakan Beşir Atalay, beni Başbakan ile görüştürdü. Başbakanla görüşmeden önce geçişler 1.600 seviyelerindeyken 2.300’lere çıktı. Çünkü, Habur’da sistemi kurduk. Ama yeterli değil, çünkü Habur, başlı başına sorun olan bir sınır kapısı. Bir sistem gider, 5 saat beklersiniz. Köprü için sayısız kere bakana gittik. Ama hala bir çözüme ulaşamadık.

Gürbulak’ta ise tek bir kapı, tek bir peron var. İşlemleri bitiriyor, bir yerde tıkanıyorsun. Biraz daha genişletilip, iki giriş yapılırsa sorun çözülür. Zaten 3.5 trilyon para harcanmış, biraz daha harcanabilir. Bizim için önemli olan şoförlerimizin dışarda kalmamasıdır. İnşallah 3 ay sonra bu sıkıntılar da çözülecek” diye konuştu.

İRAN EKMEĞİNİZİ BÖLÜŞÜYOR

Yeniden söz alan Başkan Özmen, yabancı payının arttığının altını çizerek, “Ama sizin bölgeniz için sorun İran. Çünkü, 35 bin İran aracı giriyor ve pazarda sizin ekmeğinizi bölüşüyor. İran’dan giren araçlar transit geçeceğim diyor, daha sonra 75 lira gibi cüzi bir ceza ödeyerek, transiti bozuyor ve sizin yükünüzü taşıyor. Bunun engellenmesi konusunda müracaatlarımızı yaptık” açıklamasının ardından üyelere söz verdi.

100 RODER ÜYESİ HALA DIŞARIDA

İlk sözü oturumun kısa tutulduğundan rahatsızlığını dile getiren Mehmet Deniz aldı. Deniz, “RODER, UND’ye iltihak ettiği zaman RODER’in bu bölgede 283 üyesi vardı ve çok aktiflerdi. UND’nin listesine bakıyorum 174. Mardin’i de sayarsak 200 oluyor. Geriye o günden kalan 100 üye hakkı olmasına rağmen çok rahat geçebilecekken dışarda kaldı. En hızlı büyüme ve sektöre giriş bu bölgede oldu. Türkiye dış taşımalarının yüzde 60’ı Habur üzerinden Irak’a yapılıyor. 1 milyon 400 bin taşımanın 800 bininin bu çevreden yapıldığını söyleyebiliriz. Birincisi, arkadaşların niye olmadıklarını 1 yıl önce ciddi olarak araştırdım. RODER’in ilhakı sırasında gereken sıcak ilgiyi görememe başta olmak üzere birçok neden sayılabilir ama bugüne kadar bir yetkili çıkıp da, ‘senin eksikliğin sektörün gücünü azaltıyor, birlikten kuvvet doğar, ne derdin var konuşalım, üye ol’ denilmemiş. Bazıları da öyle umutsuz ki, ‘bana ne katacak dernek’ diyorlar” açıklamasını yaptı.

SİZİ BURAYA GÖZÜNÜ SEVDİĞİMİN REKABETİ GETİRDİ

Mersin’in bir frigo taşımacılığı merkezi olduğunu kaydeden Deniz, “Ama Türk nakliyecisi, bu işi yapamaz hale geldi. Her gün Romanya, Macaristan hatta Almanya ve Polonya gibi diğer ülkeler Bulgaristan ve Yunanistan’ı karakol kullanmak suretiyle önümüze bir sürü engel çıkarmaktalar. 10 yıl önceki fiyatla çalışmamıza karşın maliyetlerimiz her gün daha da artıyor.

Bu toplantıyı gözünü sevdiğim ‘rekabet’e borçluyuz. Eğer, böyle bir rekabet olmasaydı burada olmazdınız. Rekabet oldu, uçak biletlerimiz geldi, odalarımız ayrıldı. Bu sizce etik mi? Keşke RODER de dursaydı, rekabetin nimetlerinden yararlansaydık. Geçen seçimde sizlerin de isteğinize uyarak bir çalışma grubu oluşturuldu. Biz, oybirliğiyle iki arkadaş seçtik. ‘Gideceksiniz, sizi dikkate alırlarsa, devam edin, ama almazlarsa toplantıya katılmadan hemen dönün’ dedik. Şimdi 3 diyorsunuz. İstanbul’un çoğunluğu içinde taşranın bir kıymeti yok. Ancak, başkan inisiyatifini kullanıyor, taşraya birazcık daha ehemmiyet veriliyor. Eğer, Mersin hinterlandı Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzde 60’ını karşılıyorsa ve 3 yönetim kurulunu layık görüyorsanız yazıktır. Hatay’a da saygım var. Ama Mersin, Hatay değil. Hatay da, Antep de, Habur da buradan besleniyor.

Son olarak şoför davalarını önemseyin. Her firmanın 10’a yakın davası var yakında ardı ardına iflaslar gelecek. Siz, yaptıklarını yaptınız herkes biliyor. Burada yapamadıklarınızı söyleyecektiniz” diye konuştu.

BAYRAM HAVASINDA BİR GENEL KURUL ARZULUYORUM

Başkan Özmen, Mehmet Deniz’i şu sözlerle yanıtladı: “Birbirimizi çok net anladığımızı ifade edeyim. Neden 18’inde genel kurul kararı ile ilgili bir faks gönderdiniz de otel ve uçak biletlerini buraya yazmadınız eleştirinizi şöyle yanıtlayabilirim. Seçim için gönderdiğimiz faksa bir kere daha göz atarsanız şunu göreceksiniz. 19 Ocak’ta Wow Otel’de 37. Olağan genel kurulumuzu yapacağız. Program ile ilgili bilgi daha sonra gönderilecektir. İkinci faksta da tüm programı bildirdik. Bölge temsilcilerine de yönetim kurulu üyelerimiz vasıtasıyla uçak biletlerinin ve konaklamalarının karşılanacağını duyurduk. Uçak bileti ve konaklamanın karşılanmasının Sayın Çetin Nuhoğlu’nun adaylığını açıklamasıyla ilgisi yoktur. 215 oyla başkan seçildim. Bu hep içimde ukde kalmıştır. Biz, büyük dernek olacaksak ses getirecek bir etkinlik yapmalı ve siyasi erki de oraya getirmeliyiz.  700-800 kişilik bir organizasyon peşinde olduğumu defalarca söyledim. Bu organizasyonun parası da sizin paranız ve dernekten ödenecek bir meblağdır. Bu tip organizasyonlar rahmetli Saffet Bey’in zamanında da, Çetin Bey’in zamanında da yapıldı. Ama, bu kadar sıkıntılı dönemde biz kendi biletlerimizi ve otel paralarımızı öderdik, buna hiç gerek deseydiniz çok daha sevinirdim. Girişimcilerimiz neticesinde Sayın Binali Yıldırım’ın katılacağını belirttiğini söyleyebilirim. İki bakanla da özel kalemleri vasıtasıyla görüşüyoruz. İnşallah bayram havasında bir genel kurul olacak.”

50 BİN İRAN ARACI YÜKÜMÜZÜ PAYLAŞIYOR

UND Yönetim Kurulu Üyesi Erdal İlhan da, özellikle İran ile ilgili çok önemli bir soruna değindi. İlhan, hazirunla şunları paylaştı: “İran ile defalarca görüşme talebimize karşın, hep bir sorun çıkıyor. Akşam uçak biletini alıyoruz, bir haber toplantı ertelendi. Daha çok kısa süre önce Ankara’da yapılması gereken bir toplantı ‘Niye bize Hilton’dan değil de Rixos’tan yer ayırttınız’ gerekçesiyle ertelendi. Sürekli bir bahanenin ardına gizleniyorlar. İran’daki en büyük sıkıntımız, 2011 yılında 19 bin adet İran plakalı araç full depo ile giriş yapmış, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde küçük bir ceza ödüyor ve transitini bozdurarak Türkiye’den dönüş yükü alıyor. 2011 yılında 19 bin olan bu taşıma, 2012 yılının ilk 9 ayında 39 bin 44’e çıkmış, sanıyorum bu rakam yıl sonunda 50 bini bulacak. Bu sıkıntıları devletin bütün platformlarında anlattık. Sanıyorum birkaç içinde transit bozma cezaları çok daha yükseltilerek bu araçların girişi engellenecek.

Öte yandan ben her ay Gürbulak’a gider gelirim. Kapıya 1.5 km. mesafede 200 dönümlük alana büyük bir TIR parkı oluşturuluyor. 3-5 ay içinde çalışır durumda gelecek. Gürbulak’ta ise bugüne kadar bir vali muavini yoktu. UND, kendi tesislerinde yer gösterdi. Artık 24 saat bir vali yardımcısı Gürbulak Gümrük Kapısı’nda görevde. Yeni valinin atanmasıyla bunları başardık.”

GÜRBULAK’TA GÜVENLİK ZAFİYETİ VAR

Hemen burada söz alan Başkan Özmen ise, “Söylediklerinize katılıyorum. Oraya gümrükçüyüm diye o kadar başıboş adam giriyor ki, Gürbulak’ta sorunun aşılması için devletin güvenlik kuvvetlerinin daha etkin olabileceği bir yapı kurması gerekir. Bir dönem oraya jandarma da kondu, jandarma varken kapıda problem yoktu. Biz orada işletmeciyiz. Güvenliği sağlayacak olan ise devlettir. Muayene memuru geçici geliyor, hemen dibinde yatıyor. Kolcu arkadaş, geçici geliyor, tayinini istiyor ‘aman ben bulaşmayayım’ diyor. Bu zafiyetin çözümlenmesi için merkezi otoritenin ciddi bir çalışma yapması gerekiyor. Jandarmanın duvarı olmadığı için askerlerimiz hedef haline geliyordu. Komutanın ricasıyla 25 bin lira bağış yaptık ve duvarı yükselterek çocuklarımızın güvenliğini sağladık. 157 kamera konuldu, artık Gürbulak’ı da Kapıkule gibi izleyebileceksiniz. Avrupa standartlarında bir kapı yaptık. İran da, inşaata başlıyor. İranlılar da kapıyı genişletip, kendilerine düşen kısmı yaptıklarında ‘tek pencere’ sisteminin doğuya açılan kapısı Gürbulak olacak. Oradaki muameleciler bölgenin adamları. Ben şunla çalışmak istiyorum derseniz, şoförünüzün kafası gözü kırılıyor, değiştiremiyorsunuz. Arabanızın sıradan geçiyor, bakıyorsunuz önünüze 5 araç almışlar. Ama yeni valinin yaklaşımı çok güzel, inşallah uzun süre kalır. Bir başka sorun daha var. Gürbulak baş müdürlüktü, şimdi bölge müdürlüğü oldu; herkes yeni baş müdürlük olan Van’a gitti. Gürbulak da, Van’daki bölge müdürlüğüne bağlandı. Bunun gerekçesini de bir türlü anlayamadım” diye konuştu.

[gallery ids="48326,48327,48328,48329,48330,48331,48332"]

Selçuk ONUR – MERSİN / LOJİPORT

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Karayolu Haberleri

Ek belgelerle Yunan, Macar, Rus ve Kazakistan yolu açıldı
Transit sistemin güncelleme kuyruğu 25 km'yi aştı
İki dev proje daha start aldı
TIR şoförlerinden grev kararı
DKV'den müjde: EURO 6 araçlar için Sırbistan’da %9,4 indirim olacak