Türk taşımacılık sektörünün iki lokomotifini konuk edeceğiz bu haftaki köşemize, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ile Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği (RODER). Sektörü yakından tanıyanların ayrıntılarını bildiği aşamaları yüzeysel olarak bir kez daha anımsatmak istiyorum. UND 1974’te kuruluyor ve 2001 yılındaki seçimi kaybedene kadar da, Ulusoy Holding Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Ulusoy tarafından yönetiliyor. 2001’de Çetin Nuhoğlu’nun UND Başkanlığını almasıyla da, bölünme başlıyor. Saffet Ulusoy ve 13 arkadaşı Türk nakliyecilik sektörüne RODER adlı yeni bir dernek kazandırıyorlar. Günümüze kadar süregelen çatışmalara hiç girmeden asıl söylenmesi gerekenlere geçmek istiyorum.
Bu iki derneği yönetenlerin de, ülkeyi en az bizim kadar sevdiklerinden kimsenin şüphesi yoktur. Ancak, birinin ‘ak’ dediğine, diğerinin ‘kara’ demesinin ülkeye hiçbir yarar getirmediği de aşikârdır.
Sayın Çetin Nuhoğlu, TIR sisteminin baltalanmaya çalışıldığını söylerken, öte yandan RODER yöneticileri, ro-ro sistemi üzerinde oyunlar oynandığını iddia etmektedir.
Öncelikle, Sayın Nuhoğlu, sadece TIR’a dayalı taşıma sisteminin, çevresel etkenler ve geçiş belgeleri sorunları nedeniyle rekabette zorlandığını kabul etmek durumundadır. Bütün dünyada tekli taşıma sistemlerinin yerini multimodal taşımacılık almıştır. Yapılması gereken de, alternatif taşıma modlarıyla TIR’ın asfaltta kalış süresini azaltmaktır.
Bunun için de yapılması gereken, UND’nin desteklediği ve ilk adımın atılmasında öncü olduğu ro-la yatırımlarının önderliğini yapmaktır.
TCDD’nin bu konuda bir desteğe ihtiyacı olduğu kesin. Çünkü, halen seferde olan ro-la vagonları, yurtdışından kiralanmaktadır. Türkiye’nin uhdesinde bulunan bir tek ro-la vagonu yoktur. İşte, bence UND tam da burada devreye girmelidir. Üye ve çalışanlarından yapacağı kesintilerle ya, TCDD ile birlikte ro-la vagonu inşa edecek bir tesisin temellerini atmalı, ya da birer birer satın alarak ülkeye kendi ro-la vagonlarını kazandırmalıdır. Böylece, hiç denize bulaşmadan en büyük rakibini karadan zorlayabilir.
RODER’e gelince; onlar da bilmelidir ki, içinde taşıyacak TIR yoksa, ro-ro’nun da çok fazla anlamı yoktur. Kuruldukları yıldan bu yana çok isabetli bir yöntem uygulayarak, art arda ro-ro gemisi sahibi olmuşlardır. Aslında, yukarda anlatmaya çalıştığım sistem için de, onlardan esinlendiğimi itiraf etmeliyim. Ancak tabii ki, zamanla orada da bazı aksamalar olmuş. Ortaklık payları konusunda birtakım çatlak sesler çıkmıştır. Bence, RODER için de doğru yöntem; uygulamanın elit ortaklardan, tabana yayılan bir sistemin benimsenmesiyle mümkün olacaktır. Böylece yeni ro-ro gemilerinin alınmasının da önü açılacaktır.
Herkesin bildiği bir başka gerçeği de yineleyerek bitirmenin doğru olacağını düşünüyorum. Sayın Saffet Ulusoy, Türk nakliyecilik sektörünün en tecrübeli ismidir. Sayın Çetin Nuhoğlu da, sektörde vizyon sahibi ve yeniliklerin adamı olarak tanınmıştır. O halde, doğru olan bu iki ismin önderliğini yaptığı bir çatı altında buluşmaktır. Türk nakliyecilik sektörünün böyle bir uzlaşmaya ihtiyacı vardır.