IATA Türkiye, Azerbaycan ve Orta Asya Bölge Müdürü Funda Çalışır, tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinin global anlamda hava kargo taşımacılığına olan etkilerini şu sözlerle dile getirdi.
“Geçtiğimiz şubat ayında yaptığımız çalışmalar bize 29.3 milyar dolarlık bir gelir kaybını gösterirken, Haziran’da bu rakam 419 milyar doları buldu. Elimizdeki verilere baktığımızda havayollarının 2020 yılını yaklaşık 84 milyar dolar zarar ile kapatmalarını bekliyoruz. Global anlamda ve tonaj bazında hava kargodaki en büyük düşüş Nisan ayında yaşandı ve bu oran yüzde 36 olarak belirlendi. Bu oran zamanla iyileşti ve bu mayısı geçtiğimiz mayıs ayı rakamlarıyla kıyaslarsak yüzde 31’lik bir daralma olduğu görülüyor. Hava kargo gelirlerine baktığımızda geçtiğimiz yılın mayıs ayına kıyasla yüzde 32’lik bir artış olduğunu söyleyebiliriz ancak gerek üretimin daralması gerekse kargo için ayrılan kapasitenin daralması sonucunda hava kargonun uğradığı kayıp miktarı oldukça fazla. Bu noktada IATA olarak 2019 rakamlarına 2023 yılından önce ulaşılamayacağı görüşündeyiz.”
Çalışır’ın ardından sözü alan Türk Hava Yolları Genel Müdür (Kargo) Yardımcısı Turhan Özen, yaptığı sunum ile pandemi sürecinin havayolları açısından nasıl geçtiğini şöyle değerlendirdi:
“Küresel anlamda hissedilen pandemi sürecinde hava kargo taşımacılığının ve hava lojistiğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladığımızı düşünüyorum. Pandemi sürecinde; hava kargo ve hava lojistiği olmasaydı, Türkiye ve diğer ülkelerin COVID-19 ile olan mücadelesi çok daha zorlu geçerdi. Kapatılan sınırlar ve karantina uygulamaları ile tedarik zincirinde ciddi aksamalar yaşandı.
Dünya çapında hava kargo pazarının COVID-19 sebebiyle yüzde 32’ye kadar küçülmesi bekleniyor. Türkiye için 2020 yılının ilk 5 ayına baktığımızda özellikle nisan ayında ihracatın yüzde 45,4 azaldığını ithalatın ise yüzde 38,6 azaldığını görüyoruz. Pandemi etkisinin nispi olarak azalma gösterdiği haziran ayına geldiğimizde ise bu düşüşün yüzde 20-25’lere geldiğini ve biraz daha iyimser bir tablo ile karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Yeni normalde, umuyoruz ki daha da iyiye gidecektir.”
MNG Airlines Genel Müdürü Ali Sedat Özkazanç, Türkiye’nin salgın sürecine çok hızlı uyum sağladığını dile getirdi. Özkazanç, “Bu dönemde dünyanın çeşitli ülkelerine taşımalarımızı sürdürdük. Türkiye için yıllardır dile getirdiğimiz lojistik üs olma durumunu bu süreçte ortaya koyma fırsatı bulduk ve bunun sürekliliğini korumalıyız.” Open Sky’a dair düşüncelerini de paylaşan Özkazanç, “Biz Türkiye olarak Open Sky’ı gerçekleştireceksek, ülke olarak fayda sağlayabileceğimiz koşulların olmasına dikkat etmeliyiz. Aksi takdirde gerçekleşecek tek taraflı bir anlaşma ile mevcut gücümüzü ve avantajlarımızı da kaybetmiş oluruz” dedi.
İGA Airport CEO Danışmanı Melih Mengü ise dünyanın en büyük havalimanlarından biri olan İstanbul Havalimanı için değerlendirmelerde bulundu. Mengü, “Geçtiğimiz haziran ayında hem Atatürk Havalimanı hem de İstanbul Havalimanı’nda toplam 105 bin ton kargo elleçlendiğini görüyoruz. Bu noktada geçtiğimiz yıla göre yüzde 10-12 oranında bir düşüş olduğunu söyleyebiliriz ancak öngörülenden daha kısa bir sürede eski kapasiteyi yakalamayı ve İstanbul Havalimanı’nın temmuz ayı itibarıyla eski rakamlarına ulaşmasını bekliyoruz” diye konuştu.
UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Havayolu Çalışma Grubu Başkanı Mehmet Özal, pandemi sürecini hava kargo acentaları açısından değerlendirdi. Pandemi süreciyle birlikte hava kargo taşımacılığının ürün çeşitliliği değişmiş olsa da Avrupa’daki pazarların açılması ve normalleşme süreçlerinin devam etmesiyle birlikte Türkiye çıkışlı dış ticaret ürünlerine olan talebin yeniden artacağına dikkat çeken Özal, “Gelecek ayların bu anlamda çok daha iyi olacağı düşüncesindeyim. Bu anlamda Türkiye’nin dış ticaret dengesinin sağlanması ve verimliliğinin artırılması yük trafiğine bağlı olduğundan, transit akışların sağlanmasına yönelik stratejiler ve politikalarına olan ihtiyaçtan da bahsetmemiz gerekiyor” dedi.
Webinarın ilerleyen dakikalarında ise konuşmacılar hem pandemi sürecini yönetmeye yönelik olarak gerçekleştirdikleri çalışmalardan bahsetti hem de havayolu taşımacılığının geleceğine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
IATA Türkiye, Azerbaycan ve Orta Asya Bölge Müdürü Funda Çalışır, “Bu süreçte IATA olarak havayollarımız için nakit kaynağı yaratmak en büyük önceliğimizdi. Havayollarımızın ödemeleri gereken vergilerin ötelenmesi için girişimlerde bulunduk. Diğer yandan ise eskiye dönüş noktasında operasyonel anlamda hazır hale gelebilmek için gerekli tedbirleri aldık” dedi.
Türk Hava Yolları Genel Müdür (Kargo) Yardımcısı Turhan Özen, “Mart ayı sonu itibarıyla operasyonlarımızı yalnızca Atatürk Havalimanı özelinde gerçekleştirmeye başladık. Bu süreçte aynı zamanda 32 adet yolcu uçağımızı, kargo taşınmaları için elverişli hale getirerek hava kargotaşımalarımızı sürdürdük, böylece hızlı bir operasyonel verimlilik ve sağladık. Mayıs ayının ortasına geldiğimizde ise haftalık frekans sayımızın 350’yi aşmasıyla birlikte iki havalimanında bulunan tesislerimiz ile tekrar Dual Hub operasyonlarımıza dönüş yaptık” diye konuştu.
Özen, COVID-19 sürecinde dijitalleşmeye yönelik çalışmaları ile sektöre katkı sağlamayı amaçladıklarını dile getirerek, Turkish Cargo’nun bu kapsamdaki projelerini dinleyiciler ile paylaştı. “Turkish Cargo’nun CARGY isimli olan yapay zekâ robotunu canlıya aldığına değinen Özen, yeni dijital çözüm ortağı olan sanal robotumuz, tüm uçuşların orijinal destinasyon ve tarih bilgilerini listeleyerek, havayolu konşimento (AWB) numarası ile gönderinin durumunu Türkçe ve İngilizce dillerinde 7/24 sorgulama imkanı sunuyor. Bunun yanı sıra; Alfa, Bravo, Charlie ve Delta isimli dört robotumuzu da devreye soktuk. Çalışanlarımızın çoğunlukla evden çalıştığı bu dönemde otomasyona açık işlemlerin, serverlar üzerinden gerçekleştirilmesi konusunda çalışmalarını sürdürüyorlar. Böylece manuel ve tekrarlayan görevler için işgücü sağlamış oluyoruz” dedi.
Özen’in ardından söz alan MNG Airlines Genel Müdürü Ali Sedat Özkazanç, “MNG Airlines olarak bu süreçte geceleri daha uzun rotalar, gündüzleri ise nispeten daha kısa rotalar ile operasyonlarımızı sürdürdük. Bu şekilde hem kapasitemizi ikiye katladık hem de tek yön-tek destinasyon planlayarak operasyonlarımızda verimlilik sağladık” dedi. Yolcu uçakları ile kargo taşınması uygulamasına devam edilmesi hakkındaki görüşlerini de paylaşan Özkazanç, böyle bir durumda kuralların açık bir şekilde konması gerektiğini ve kargo uçaklarının rekabet anlamında geri planda kalmamasının önemli olduğunun altını çizdi. Eskiden beri süregelen sistemin artık evrilmesi gerektiğini de dile getiren Özkazanç bir noktadan sonra yeni yöntemler ve yeni bakış açılarına ihtiyaç duyacaklarını belirtti.
İGA Airport CEO Danışmanı Melih Mengü, İstanbul Havalimanı’nın üçüncü pistini açtıklarını ve büyük bir kapasiteye sahip olduklarını dile getirdi. Mengü, “Nisan ve mayıs aylarında havalimanı paydaşlarımıza herhangi bir kira faturası kesmedik ve sonrasındaki süreçte de kiralarda olabildiğinde indirime gittik. İlerleyen dönemde de kargo özelinde dijitalleşmeye yönelik sürdürdüğümüz çalışmaları tamamlayarak paydaşlarımızın kullanımına sunmayı planlıyoruz” dedi.
UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Havayolu Çalışma Grubu Başkanı Mehmet Özal, “Pandemi ile birlikte çalışmalarımızı sıklaştırdık ve tüm paydaşlarımızla iletişimimizi sürdürdük. Hem ulusal hem de uluslararası anlamda taleplerimizi gerekli kamu kurum ve kuruluşlarına ilettik. Bunun yanı sıra UTİKAD olarak tüm taşıma modları bazında hangi süreçleri dijitalleştirebileceğimize yönelik çalışmalarımıza bu dönemde de hız kesmeden devam ettik. Havayolu tarafı bu süreçlere oldukça hazır görünüyor ve bizim bu noktada kamudan destek almaya ihtiyacımız var” dedi.
“UTİKAD Uluslararası Havayolu Taşımacılığı Webinarı” konuşmacıların sorularının yanıtlanmasının ardından son buldu. UTİKAD bundan sonraki süreçte çeşitli konululardaki webinarları ile lojistik sektörünü bilgilendirmeyi sürdürecek.
LOJİPORT