2008 yılındaki Birleşik Amerika kökenli olmasına karşın, kısa sürede global bir niteliğe bürünen büyük finansal kriz ve hemen sonraki senede etkisini iyice hissettiren küresel ekonomideki durgunluk, denilebilir ki gezi ve gezginliğin geniş evreninde en az biçimde ticari denizciliğin yolcu taşımacılığı alt grubunun gözbebeği konumundaki “kruvaziyer endüstrisi ve turizmi”ni etkilemiştir. Hele son on yıla şu an bulunduğumuz “finans rıhtımları”ndan dönüp baktığımızda, kruvaziyer sektörünün inanılması zor derecede devleşmesi sanırım hiç de bir tür tuhaf sürpriz şeklinde algılanmamalıdır. Söz konusu sektör, son on senelik zaman diliminde hem daha büyük ve daha modern yolcu gemilerini deniz (ve kimi ırmak) sularıyla buluşturmuş, hem de kendisiyle adeta kopmaz gibi görünen bir gönül bağı kuran yolcu sayısını kat kat artırdığı gibi, ilgili sadık yolcuların daha genç yaş gruplarına mensup kişilerden oluşması başarısını göstermiştir. Başarısı diyorum, çünkü güvenilir istatistikler bize gösteriyor ki, bir defa kruvaziyer turizmiyle tanışanlar, mali güçleri elverdiği sürece, “denizlerin taçsız kraliçeleri” ile farklı dünya bölgelerindeki turlara art arda çıkmaktan kesinlikle vazgeçmemektedirler. Olanağı olan çocuklu-çocuksuz tüm ailelerin yıllık tatillerinin azımsanmayacak bir kısmını konforlu oteller yerine söz konusu devasa, lüks “yüzen kasaba”larda geçirmeyi yeğlemeleri de, 1960’ların sonundan beri bu zamanların hayalini kuran ve 1990’lı yıllarla birlikte popülerlik kazanma rotasına kavuşan gezegenimizin kruvaziyer sektörü için elbette eşi benzeri bulunmaz bir tür motivasyon teşkil etmektedir.
Dünya denizlerinin şu anki “en büyük ve en görkemli yolcu gemisi” unvanına sahip, “Royal Caribbean International (RCI)” kruvaziyer şirketine ait “Symphony Of The Seas” (Türkçe anlamı "Denizlerin Senfonisi”) ilk resmi seferine çıktığı 7 Nisan 2018 tarihinden Kasım ayı başına dek Batı Akdeniz limanlarını [Barselona → Napoli → Civitavecchia/Roma → Barselona] onurlandırma turunu sürdürdü. Kasım 2018’de Miami’ye geçen gemi, hemen ardından Karayipler turuna başladı ve o tarihten bugüne kadar da 7 gecelik Doğu ve Batı Karayipler seferlerine sorunsuz şekilde devam ediyor.
Kruvaziyer gezisi düşünüldüğünde akla gelen ilk adlardan olan “Royal Caribbean International”, 1968 yılında Norveç’te “Royal Caribbean Cruise Line” ismiyle kurulmuş bir gemicilik şirketi. 1997’de Yunan “Celebrity Cruises” ile birleşmesini takiben adını “Royal Caribbean International” olarak değiştirmiş ve de “Royal Caribbean Cruises Ltd.” ana şirketinin bir bileşeni olmuş. Günümüzde merkezi Birleşik Amerika’nın Florida eyaletinin Miami kentinde bulunan “Royal Caribbean Cruises Ltd.”, amansız bir rekabetin yaşandığı sektörde filo büyüklüğü, yıllık taşınan yolcu sayısı ve net kâr açısından Carnival Corporation & Plc’nin ardından 2’inci en büyük şirket. Bünyesinde “RCI” dışında, “Celebrity Cruises” ve “Azamara Club Cruises” da yer alıyor. “Royal Caribbean Cruises Ltd.”nin yönetim kurulu ve icra kurulu başkanı Amerikan vatandaşı Bay Richard Fain iken “Royal Caribbean International”ın yönetim kurulu ve icra kurulu başkanı ise Birleşik Krallık vatandaşı Bay Michael Bayley.
“Symphony Of The Seas” kruvaziyeri, “RCI”ın halihazırdaki 26 gemilik filosunun servise konulan 25’inci üyesi. Fransa’nın Saint-Nazaire sahil kentindeki efsanevi Chantiers De L’Atlantique (eski adıyla STX) tersanelerinde inşası gerçekleşen 228 081 gros tonluk [17 000’den fazla erişkin Afrika filinin ağırlığına denk] koca kruvaziyerin bağlama limanı Bahamalar’ın ünlü Nassau şehri. “RCI”, dünya denizlerine devamlı en büyük ve en gösterişli yolcu gemilerini indirmekle ünlenerek, sektördeki gerek oyunun kurallarını değiştiricilik gerekse de etkileyicilik imajını hiç azalmaksızın artırmakta.
Konuklarına/Hayranlarına her mevsimde kusursuz bir gurmelik [sabah kahvaltısı-geç kahvaltı-öğle yemeği-beş çayı-akşam yemeği] ve seyahat deneyimi yaşatabilecek “Oasis sınıfı” kruvaziyer, karşılaşıldığında insanın nutkunun tutulacağı cinsten bir tür mimarlık harikasını andırıyor. Uzunluğu 326 metre, yüksekliği 72.5 metre, genişliği 66 metre, toplam 96 000 beygir gücünde 6 dizel motorlu, 18 güverteli, 24 konuk asansörlü gemi saatte maksimum 22 deniz mili (saatte 41 km) sürate ulaşabiliyor. Toplamda maksimum 6680 yolcu ve farklı ülkelerden (Türkiye dahil) 2200 mürettebata denizlerde ev sahipliği yapabilen “Symphony Of The Seas,” bağlı bulunduğu şirketin yeni “sancak gemisi”. Olağanüstü kruvaziyerde iç kabin, dış kabin, balkonlu kabin ve “suite” diye adlandırılmış farklı büyüklük, konfor ve fiyata sahip başlıca 4 tip kamara mevcut.
“Symphony Of The Seas”in süvarisi Rhode Island doğumlu, Amerikalı tecrübeli kaptan “Rob Hempstead”. Kendisi denize ilk defa, bir aile geleneği olarak, daha küçük bir çocuk iken babasıyla beraber, onun teknesiyle açılmış. Denizcilik camiasındaki uzun soluklu profesyonel kariyerine gelince, Kaliforniya Denizcilik Akademisi’nden mezuniyetini takiben işe Amerikan ticari balıkçılık filosuna katılarak başlamış ve çetin hava koşulları, ağır çalışma şartları, stres, uykusuzlukla iç içe çokluk Bering Denizi ve Kuzey Pasifik Okyanusu’nda geçen yaklaşık 14 senenin sonunda kulvar değiştirmeye karar vererek, 1999’da “Royal Caribbean International” ailesine kaptan olarak katılmış ve 2005’ten bu yana da 6 farklı “RCI” gemisinde süvarilik görevini üstlenmiş.
“Symphony Of The Seas” tüm ticari denizcilik sektöründeki bir geleneği de ilk kez değiştirerek, bir “isim annesi” yerine bir “isim ailesi” [Bay Carlos PenaVega, eşi bayan Alexa PenaVega ve 17 aylık oğulları Ocean PenaVega] tarafından törenle adlandırıldı. 7 ayrı mahallesi, yüzme havuzları dahil 24 farklı su aktivitesi alanı, 23 değişik restoranı, bir düzineye yakın bar ve kafesi, düzinelerce farklı nitelikte mağazası, bir mini golf sahası, bir “squash” tesisi, bir bakım ve masaj merkezi, bir spor salonu, bir buz pateni alanı, çok amaçlı bir gösteri merkezi, bir kütüphanesi, bir kumarhanesi ve tam donanımlı bir reviri bulunan “Symphony Of The Seas”de bu yılın sonuna kadar boş kabin yok! Kruvaziyer turizmi uzmanlarının gözünde, “geceleri sessizce yol alan, gündüzleri edayla demirleyen lüks bir yüzen adadan farksız” heybetli geminin yapımı 3 sene sürmüş.
Terör saldırıları (ve tehditleri), kasırga ve deprem başta olmak üzere çeşitli doğal afetler, petrol fiyatlarındaki devamlı yükseliş riski, gelir dağılımındaki eşitsizlik gibi çok sayıda olumsuz faktöre rağmen, küresel turizm ana sektörünün yüzünü ağartan alt sektörlerin başında gelen kruvaziyer sektöründe halen en ufak bir yavaşlama sinyali bulunmadığı gibi, müşteri memnuniyeti de % 94’ü aşan ve bütün 5 yıldızlı otellerinkini zorlayabilecek bir oranı yakalamış durumda. Misafirlerine başka hiçbir ulaştırma aracındakiyle kıyaslanamayacak olanaklarla dopdolu bir dinlence ortamı sunan sektör diğer yandan, dünya gemi inşa endüstrisinin de yüzünde geniş ve kalıcı gülücükler yaratmaya devam ediyor. Eldeki verilere göre, 2025 senesine kadarki kruvaziyer siparişlerinin sayısı habire artışta. “Royal Caribbean International” da, 2025 yılına dek 6 yeni gemiyi filosuna eklemeyi planlıyor. Şirketin en yeni kruvaziyeri ise 11 Nisan 2019’da ilk resmi seferine çıkan 169 379 gros tonluk “Spectrum Of The Seas”.
Evet, 1912 yapımı bahtsız “Titanic/Titanik” transatlantiğinden yaklaşık 5 kat daha büyük boyuttaki, sanatsal teknolojinin, tasarımın, deniz ve denizcilik tutkusunun, yolcu gemisi konforu ve pratik rahatlığın ve pek tabii ki rıhtımda kalmayıp, ya güvertede ya da kabinde bulunma eğiliminin uyumlu bir kombinasyonu olup, “gemi içinde gemi” tanımlamasını defalarca hak eden 2018 yapımı, henüz 2 yaşını bile doldurmamış “Symphony Of The Seas,” bakalım ülkemiz kruvaziyer limanlarından hangisine ilk kez ne zaman uğrayacak (ya da acaba hiç uğrayacak mı)? Meraklıları kendisiyle göz göze gelebilmek umuduyla eminim ki kıyılarda sabırla bekleyecekler!
Verimli günler ve gelecek pazar yine bu sütunda görüşmek üzere.