1990 yılında Avusturya’da Franz Blum tarafından kurulan ve Türkiye’de yaptığı yatırımlarla da taşımacılık sektöründe önemli bir yere sahip olan VEGA, Türkiye’deki kendi tesislerine taşınmasının 10. yılını müşterileri ve özel davetlilerle kutluyor.
Merkezi Salzburg’da bulunan ve çekiciden kamyona treylerden otobüse kadar ağır ticari araç endüstrisine verdiği hizmetlerde uzmanlaşan VEGA, bugün intermodal taşımacılığı en etkin kullanan şirketler arasında yer alıyor. Türkiye Ofisi İstanbul Orhanlı’da bulunan 4 milyon 500 bin TL sermayeli VEGA Lojistik A.Ş’nin ana ortağı, Avusturyalı VEGA International Car Transport GMBH.
Markanın önemli müşterisi Aksaray Mercedes Benz Türk A.Ş. fabrikası karşısında ofisi ve 24 saat güvenlikli 3 bin metrekare garajı bulunan VEGA, MBT ve Daimler’in üretimini yaptığı kamyon, çekici, askeri araçlar ve otobüslerin ithalat, ihracat ve iç taşımalarını gerçekleştiriyor. Tuzla Orhanlı’da kendi mülkü olan 18 bin metrekarelik beton park sahasında MBT’ye park, PDI ve şoför eğitimi hizmetlerini de veren şirket operasyonları; Avrupa’nın dışında Rusya, Güneydoğu Avrupa, Özbekistan ve Kazakistan’a kadar uzanıyor.
Avrupa’da önemli merkezler arasında ve Trieste – Salzburg - Wörth hattında VEGA R2L patentli vagon adaptörleri ile çalışan trenleri de yoğun olarak kullanan VEGA, C2 - R2 - D3 yetki belgelerine, ISO 9001 – ISO 14001 – ISO 27001 belgelerine sahip.
Türkiye’nin Vega Global için önemine vurgu yapan Vega Türkiye Başkan Yardımcısı Ünal Ergün, “Türkiye’de bin 100 sürücü ile çalışıyoruz. Ülkemizde filosunda bu kadar fazla araç olan bir şirket daha yok. Ben Vega’da göreve başladığımda otomobil taşıyan çok sayıda şirket vardı. O tarafı hemen sattım çünkü çok fazla oyuncu vardı. Büyük firmaların ancak taşeronun taşeronu olabiliyorsunuz. Biz ise niş bir pazara odaklanmak için ağır ticariyi tercih ettik. Dünya çapında 9 ülkede şirketimiz var. Globalde toplam cironun yüzde 25’i Türkiye’den. En büyük Avusturya sonra ise Türkiye geliyor. Türkiye’de yeni depo ve antrepo yatırımları da gündemimizde” diye konuştu. Demiryolu alanında yaptıkları yatırımlarla da müşterilerine daha kaliteli hizmet sunduklarının altını çizen Ergün, “Bazı ürünleri demiryolunda taşımak çok daha avantajlı ve ekonomik oluyor. Bu alandaki yatırımlarımız sürecek gerekirse lokomotif de alırız” dedi.
Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası Nedir?
Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (AEO Authorized Economic Operator) süreci, Türkiye’nin ihracatının desteklenmesine katkı sağlanması amacıyla; 10.01.2013 tarihli 28524 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ‘Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği’ ile başladı.
ABD, Avrupa Birliği Ülkeleri, Çin, Japonya ve Kore gibi ülkelerde mevcut olan bu uygulama, ülkelerin karşılıklı tanıma anlaşmaları ile ticaret erbabına özel uluslararası bir statü kazandırıyor.
Yetkilendirilmiş yükümlü; gümrük yükümlülüklerini yerine getiren, kayıt sistemi düzenli ve izlenebilir olan, mali yeterlilik, emniyet ve güvenlik standartlarına sahip, kendi oto kontrolünü yapabilen güvenilir firmalara gümrük işlemlerinde birtakım kolaylık ve imtiyazlar tanıyan bir statü olarak tanımlanıyor.
Talep ve ek şartlar gerekmeksizin bu sertifikaya sahip olan şirketler; eksik belgeyle beyanda bulunabilme, kısmi teminat uygulamasından faydalanabilme, mavi hattan yararlanabilme,
azaltılmış zorunlu bilgilerden oluşan özet beyan verebilme, beyannamenin belge kontrollerine tabi tutulması halinde kontrollerinin öncelikle yapılması, beyanname kapsamı eşyanın muayeneye tabi tutulması halinde muayenenin öncelikli yapılması gibi avantajlara sahipler.
Yetkilendirilmiş yükümlüler talebe ve ek şartlara bağlı olarak; ihracatta yerinde gümrükleme uygulaması kapsamında ihracat yapabilme, izinli gönderici yetkisi kapsamında taşımacılık yapabilme, götürü teminat uygulamasından faydalanabilme ve Onaylanmış İhracatçı Yetkisi (ATR Dolaşım Belgesi- Fatura Beyanı ve EUR düzenleyebilme) gibi imkanları da kullanabiliyor.
LOJİPORT