Vincin ‘babayiğit’i suların durulmasını bekliyor

MLS Holding iştiraklerinden ZPMC Mediterranean, Türkiye’de RTG üretimi için hazır… Ülkemizde ilk kez RTG vinç üretme başarısı gösteren Mansur Şahin...

MLS Holding iştiraklerinden ZPMC Mediterranean, Türkiye’de RTG üretimi için hazır…

Ülkemizde ilk kez RTG vinç üretme başarısı gösteren Mansur Şahin Müesseseleri’nin ardından Çin ortaklı bir Türk firması daha RTG üretmek için kolları sıvadı, ancak potansiyel pazarlardaki karışıklıklar, kararın ‘şimdilik’ askıya alınmasına neden oldu.

Otomotivde yıllardır özlenen ‘babayiğit’ karada beklenirken, denizden çıktı. Dünyadaki her 3 liman vincinden ikisini üreten ZPMC Mediterranean firmasındaki ortakları Çinli ZPMC ile her konuda anlaşarak ön protokol yaptıklarını ifade eden MLS Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sami Özdemir, “ZPMC Mediterranean olarak, ZPMC ile RTG’leri burada üretmek için bir ön protokol imzaladık ama Rusya, Ukrayna, Libya, Mısır gibi potansiyel pazarlardaki karışıklıklar nedeniyle çalışmayı askıya almak durumunda kaldık. Türkiye’nin güneyinde üretim yerini de saptamış ve hükümetimizden de destek almıştık. Ama gerçekten çok şanssız bir dönemdeyiz. Ama  Çinli ortaklarımızla projenin arkasında duruyoruz ve sadece doğru zamanı bekliyoruz. Hazırız, ne yapacağımızı biliyoruz, ne zaman ile alakalı sonuçlara ihtiyacımız var. Şartlar olgunlaştığında dosyadan çıkarıp başlayacağız. diye konuştu.

ÜRETİMİN YOL HARİTASI NASIL OLACAK?

Özdemir, muhtemel imalat aşamasında çizilecek programı da şu sözlerle özetledi: “30 milyon dolar olarak planladığımız yatırım için başlangıçta yarı mamul getirmeyi öngörüyoruz.  Avrupa’dan komponentlerin bir kısmı gelecek; Türkiye’den de büyük miktarda yerli alım olacak. Motoru doğal olarak dışardan alacağız ama birçok parça Türkiye’den tedarik edilecek. Metal aksam ile alakalı belli bir adede ihtiyacınız var. Tüm aşamaları çalıştık. Türk pazarından alınabileceklerin tamamını kesinlikle Türkiye’den alacağız. Fizıbıl olmayanları belli bir adede kadar Çin’den getirmeyi, fizibıl marjlara ulaştığında da, buradan almayı yada kendimiz imal etmeyi planlıyoruz. İstihdamda da uzman seviyesinde önce Çinli çalışanlarla başlayacağız. 6 aylık eğitimin ardından ise Çinli çalışanların yerini belli bir düzende yetişmiş Türk uzmanlar alacak. Ardından yönetici seviyesinde 10 Çinli kalırken, 1.5 yılın sonunda bu sayı en tepede yönetimi sahiplenen 2 kişiye kadar inecek. Başlangıçta, aylık 2-3 adet RTG üretmeyi hedefliyoruz. Normalde RTG istediğinizde, şimdi sipariş verseniz 12 ay sonra teslim alırsınız. 40 kişi  ile başlayıp 200 kişiye kadar çıkabilecek bir kadro oluşturma arzusundayız. Biz, önümüzdeki dönemde tüm Avrupa’da vinç denildiğinde Made in Turkey damgasının hafızalarda oluşmasını ve Türk teknolojiyle üretilen vinçler yapmak istiyoruz. Çünkü işimiz bu, ve yetkinliğimizi olabildiğince geniş kitlelere yaymak istiyoruz. Servis tarafında Portunus dünyada bilinen bir marka olmuş durumda ve üretimde de ZPMC know how’ı ve tecrübesi arkamızda olacak. Bu birliktelik soucunda çok güzel bir imalat çıkacağına inanıyorum. Sular durulunca düğmeye basacağız.”

PORTUNUS, DEVLERİN ‘GÜVENİLİR TEDARİKÇİ’ LİSTESİNDE

Çok büyük firmaların ‘güvenilir tedarikçi’ listelerine girdiklerinin altını çizen Sami Özdemir,  “ global firmalarda çalışan dünyanın herhangi bir yerindeki Satın almacı, listeye bakıyor ve Portunus’u görüyor. O saatten sonra verilen sipariş, artık satın almacının riski değildir. Satın almacı, fiyatı uygun gördü mü gerisine bakmadan işi verir hale geldi. Bu seviyeye tabi ki kolay ulaşmadık. Müşterilerimiz, bizi pazar günü de arayabiliyor, Avrupalı gibi ‘bugün tatil’ ya da ‘ailemle birlikteyim’ deyip telefonu kapatmıyor, çözüme yönelik yapabileceklerimizi konuşuyoruz. Artık yedek parçasını da konsinye olarak sahada tutuyoruz, hemen kullanabiliyor. Dünya devleri için aslında bizim hiç önemimiz yok. Silseler, bizi bir daha da hatırlamazlar. Örneğin,  bir mühendis değişir, yerine gelenin aklına bile gelmediğimizden bir anı olarak kalabiliriz. Ama ‘güvenilir tedarikçiler’ listesindeyseniz, kim gelirse gelsin sizi unutmaları mümkün değildir. O listeden çıkmak da, bir anlık zafiyete bakar, o nedenle öyle dikkatliyiz ki, bütün işlerimiz defalarca kontrol mekanizmalarından geçer. Ve bu durumu riske edebilecek hiçbir adım atmayız” açıklamasını yaptı.

BİZDE ‘HALLEDERİZ ABİ’ YOKTUR

Uluslararası deneyimlerinin kendilerine çok şey kattığını belirten Özdemir, “İş yapış şeklimizde çok yol aldık. Bizim lügatimizde ‘hallederiz abi’ yoktur. Yani, tamam deyip nasıl yapacağımıza sonradan karar vermeyiz. Bütün yönetimi ve çalışanları bu düşünceye çekerek A’dan Z’ye yenilendik diyebilirim. Aslında ‘Hallederiz abi’ bizim de DNA’larımızda vardı ama uluslar arası pazarlardaki rekabet süreçi içinde bu yönümüzü tedavi ettik. Bunun sonuçlarını Türkiye de de alamaya başladık ZPMC ve Terberg ile Türkiye pazarında liderdik  ama başlayalı henüz 1.5  yıl olmasına rağmen  Konecranes forklift  ve konteyner elleçleme makinelerinde Pazar lideri konumuna geldi. Konecranes elbette çok iyi bir marka, hakkını teslim etmek gerekir .

Afrika’nın birçok noktasında yedek parçanın hızlı temini için stok noktaları oluşturduk.  Bir Türk firması olarak aktif olmaya çalışıyoruz. Avrupalı o pazarlara çok daha önce girdi. Biz de farklılıklar yaratıp öne çıkmaya çalışıyoruz. Afrika’ya iş yaparken dikkatli olmak lazım, fakir ve az gelişmişler diyebilirsiniz ama kişisel olarak yetkin ve kendilerini geliştirmiş bir insan topluluğu ile karşı karşıyasınız. ‘Hallederiz abi’ söylemi orada geçerli değil. Hallederiz Abi diye gidecek olanlar varsa, lütfen gitmesinler, sonra ülke olarak kaybediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Konecranes-Portunus birlikteliği

1.5 yılda yeniden liderlik getirdi

Mitolojide adını Roma Liman Tanrısı’ndan alan Portunus, önceki yıl Konecranes ile yaptığı ortaklıkla da kısa sürede pazarın zirvesine oturdu. Önce Fantuzzi ile başladıklarını ifade eden MLS Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sami Özdemir, ortaklıklarının yol haritasını da şöyle çizdi: “Mümessili olduğumuz Fantuzzi’yi  firmanın yaşadığı çeşitli mali sorunlar sebebiyle Terex Grubu aldı. Ancak Terex, şu an İtalyan Fantuzzi ürünleri yerine Fransa’da üretilen Terex modelleriyle devam ediyor. Biz de Linde ile çalışmaya başladık. Ama Linde de imalat konusunda son derece kararsız bir haldeydi, Linde’yi de Konecranes satın alınca, ‘sizinle çalışmak istiyoruz’ dediler. O andan itibaren biz de tüm gücümüzle pazara dönmüş olduk. Ve döndüğümüz andan itibaren de, arka arkaya siparişler alarak pazar lideri olduk. 1.5 yıl içinde ulaştığımız bu liderliği de bırakmak niyetinde değiliz. Biz Fantuzzi ile çalışırken de, pazar lideriydik. Ama Fantuzzi’nin boşluğunda başka firmalar devreye girmişti. Artık, döndük ve  hodri meydan diyoruz.  Bizim farkımız tecrübeli ekiplerimizle müşterilerimize kesintisiz servis hizmeti ve yedek parça desteği verebiliyor olmamız, ek olarak yurtiçi ve yurtdışı satış döngümüzün yoğun ve hızlı lması nedeniyle de ciddi bir stoğumuz var, haliyle müşteriye yanıt süremiz de bu vesile ile kısalıyor. Hemen hemen imalatçıların ortalama satış hacmi kadar parçayı yurtdışına sattığımızı söyleyebilirim. Bu da iki dijit milyon Euro’larla ifade edilen değerler demektir.

Konecranes – Portunus birlikteliği önümüzdeki yıl için ağır tonaj forklift, Reach Stacker ve boş makinası kiralama alanında da iddialı projelerle gündeme gelecektir. Müşterilerin kendi işlerine daha iyi odaklanmalarını sağlayarak büyük bir fayda yaratan kiralama projelerini planlayan ve düşünen firmaların Portunus’a danışmadan ve bir teklif almadan karar vermemeleri son derece isabetli olacaktır.”

PORTUNUS’UN MÜHENDİSLİK BAŞARISI

Portunus’un mühendislik tarafının günden güne geliştiğini belirten Sami Özdemir, son gerçekleştirdikleri projeyle de oldukça gurur duyuyor. Türkiye’de ilk kez Liebherr’in dev bir vincini mühendislik hesaplarınıı yaparak, yerli bir duba ile Derince’den Evyap limanına taşıdıklarını söyleyen Özdemir, dünyadan tebrik mesajları aldıkları çalışmayı şöyle özetledi: “Normal olarak bu işi Avrupalılar gelir yapardı. Ancak bu sefer Portunus düzeni değiştirdi ve ilk kez bir Türk firması, bunu Türkiye şartlarında gerçekleştirdi. Daha önce de bu tür projeler Türkiye’de yapıldı örneğin TCDD, İstanbul’dan Mersin’e gantry crane’nini gönderirken, yabancı bayraklı gemiyle taşırdı. Ama bunun için de, kabotajdan ötürü pek çok zorlukla karşılaştılar . Portunus’un bu titiz çalışması ve başarılı sonuç nedeniyle artık bu tür bir hizmet alımında yurtdışından hizmet almak zorunde değiliz. Projenin içeriğine gelince; aslında taşıdığınız mesafe çok kısa, ama hem deniz trafiği, hem de kargonun özelliği var, inanılmaz havaleli bir yük taşıyorsunuz. Üstelik çok da ufak bir dubayla bunu gerçekleştiriyorsunuz. Normalde, bu dubayı dünyanın herhangi bir yerinden belirlediğiniz ölçülerde alabiliyorsunuz ama biz kabotaj dolayısıyla  elimizdekiyle yetinmek zorundaydık. Vincin tekerleklerinin dubanın dışına taştığını söylersem, ne demek istediğimi anlarsınız. Çok ciddi mühendislik hesabları yapılması gerekiyordu ve Türkiye’de bunu ilk yapan biziz. Vinç, 4 noktadan sabitlenecek ve bu esnada deniz trafiği sürüyor, dalganın ve rüzgarın etkisi var. Bütün hesaplarınızı buna göre yapıyor, vinci monte ederek taşıyorsunuz, 85 metre boyunda 1.400 tonluk dengesiz bir yük. Bu mühendisliği Türkiye’de Portunus gerçekleştirdi, Liebherr bizi tercih etti. Portunus, bu yüzden saygı duyulan bir şirket. Eğer bu devrilseydi Portunus bugün piyasada olamazdı, ama ince hesap yaparak, büyük emek sarfederek ve ciddi bir mühendislik çalışmasıyla bu iş başarıyla tamamlandı, dünyanın birçok noktasından tebrikler geldi. ‘Bunu siz mi yaptınız’ ‘Kimi kullandınız’ diye soruyorlardı. İnsanları inandıramıyorsunuz, bu ülkede kaç tane üniversite var, kaç mühendis yetiştirdi, çoğu dış ülke bunun bilincinde değil. Bizim Alman’dan İngiliz’den teknoloji olarak hiçbir farkımız yok. İşte bu eşdeğerliliğimizi zor işlerle kanıtlamak zorundayız. Tabiri caizse ağzımızla kuş tutuyoruz. Duba küçük taşıyamayız derseniz rakibiniz İspanyol, o taşır. Ama o da kendi dubasıyla gelecek, izin alacak; hem pahalı hem de gecikmeli taşıyacak. Tercih edilmemiz için hem ucuz, hem de %100 güvenilir olma mecburiyetimiz var.  Bu işin hemen ardından Mitsubishi, ki şu anda onlarla da bir proje yi yürütüyoruz,  bir taleple geldi. Ve başka ülkelerden de  aynı tarz işler aldık. Bunların her biri bizi bir sonraki aşamaya götürüyor. Bu ve benzeri projelerle Türkiye’de uluslararası çapta bir mühendislik şirketi ve son derece güvenilir, geniş portföylü bir yedek parça şirketi olduğunu, mümkün olduğu kadar geniş kitlelere yayıyoruz. Yine bu şirket vinç işinde de Türkiye’nin bir numarası. Her yaptığımız işte bir numarayız. İmalatı da getirdiğimizde tüm hayallerimizi gerçekleştirmiş olacağız.”

MLS Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sami Özdemir ve Yurtdışı Satış Müdürü Bülent Görücü

Selçuk ONUR - LOJİSTİK EKİPMANLAR

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Deniz Ticareti Haberleri

Bankalar Galataport'a ortak oldu
Med Marine, filosuna yeni bir römorkör daha ekledi
Erkport, Çin’den İstanbul’a yeni bir dönemi başlatıyor
"Gemiler, sac kalınlıkları uygun olmadığı için Karadeniz'de batıyor"
Türkiye’nin ilk Ro-Ro’larını inşa eden Alman tersanesi iflas etti