‘’Türkiye’de lojistik yapılıyor diyoruz ama bence Türkiye’de lojistikçilik oynuyoruz’’ diyerek sözlerine başlayan Galata Lojistik CEO’su Vittorio Zagaia, en çok da her şeyi ben yapayım mantığından rahatsız. ‘‘Biz cesur bir toplumuz, dolayısıyla yatırım yapmaktan korkmayan bir toplumuz. Ama bugün geldiğimiz noktada bu işe de girelim anlayışı yok artık. O işi araştırmak, fizibilite yapmak gerek’’ diyor ve ekliyor ‘‘Gümrüklü antrepo konusuna hakim şirketlerle anlaşmalarım var. TIR konusunda yıllık kontratla anlaştığımız taşımacılarımız var. Geçen yıl 7 bin TIR hareketim oldu, gidip TIR mı satın almam lazım. Keza ihracat depoma gidip milyonlar yatırmadım. Doğru yatırım yapılmış bir depoyu gittim kiraladım. Çünkü işlerim büyüyor. Yarın orayı bırakıp daha büyük bir depoya geçebilirim. Havayolunda zaten havayolu şirketleriyle çalışıyoruz. Milyonlarca, milyarlarca euroluk bir yatırım var. Onbinlerce TIR, binlerce metrekare depo var, doğru tekliflendirme yapmadığımız için birçok lojistik yapan arkadaşlarımız ciddi zarar ediyor, ya da emekleri karşısında sıfır noktalarla başlayan karlar ediyorlar. Kendi topuğumuza çok sıkıyoruz rekabette ve abuk subuk rakamlar telafuz ediliyor.’’
Türkiye’de ofis açmak istiyor ama…
Eksikliklere rağmen Türkiye’de uluslararası taşımacılık ve lojistik sektörünin birçok sektörden çok daha ileride olduğunu söyleyen Zagaia, “Bizim gelmek istediğimiz noktada altyapımızın olmamasından kaynaklanan ve attığımız adımın bir sonrakini atarken boşa atıp atmayacağımızı bilmeme gibi sıkıntımız var’’ diyor.
Türkiye’nin coğrafi konumunu depolama aktarma merkezi olarak kullanabileceğine dikkat çeken Vittoro, şunları söylüyor: ‘‘Paşa gibi bir ülke burası. Nereden hangi uydudan fotoğraf çekersen çek, konumu ortada. Karadeniz’e biz hükmediyoruz, Komşu ülkelerimiz git gide kalkınıyorlar ve çoğunu biz inşa ediyoruz. Burayı bir toplama ve aktarma merkezi şekline sokup da çevredeki ülkelere mal satmak isteyen Avrupalılar var ama rahatlıkla mal satmasını sağlamıyoruz ve elverişi sunmuyoruz. İtalyan Ticaret Odası’nın da yönetim kurulu üyesiyim, bin küsür İtalyan firması var. Büyük bir kısmı da burada ofis açmak istiyor. Çünkü adam Benim ofisim Türkiye’de derse daha bir rağbet göreceğini biliyor. Çünkü bu ülkelerin hiçbiri, Türkiye’den tedarik edebileceği bir mal varsa gidip İtalya’dan Almanya’dan almaz. Türkiye kapı komşu, uçaklar hergün gidip, geliyor. Dil problemi minimum gidip işimi çözüp gelirim.’’
‘‘Şehirlerarası taşımacılık profesyonelleşmeli’’
Uluslararası taşımaların artarken iç pazarın gözardı edildiğini düşünen Zagaia, ‘‘Yurtdışından gelen müşterilerimiz TIR’ları görünce ‘Abi diyorlar ne biçim ticaret var, şu kamyonlara bak’. O gördükleri TIR’ların hepsi yurtiçinde taşıma yapıyor diyoruz’’ diye konuştu. Sektör olarak iç piyasaya eğilmek gerektiğini söyleyen Zagaia, ‘‘Biz Avrupa’nın en büyük TIR ve kamyon filosuna sahibiz. Ama şehirlerarası taşımacılığa yönelik bir şey yok. Şimdi taşıma kapasitesi çok ciddi artıyor. Iran, Irak ve çevre ülkelerle ciddi rakamlar yakalayacağız. Mersin, Hatay, Antakya İskenderun’daki firmalar bu ülkelere zaten çalışan nakliyeciler. Avrupa’ya çalışan insanlar genellikle bu tarafa çalışmaz. Fakat iç pazarımıza doğru dürüst bir eğilim yok. Şehirlerarası normal ticari boyutlarda yani ambar işinin profesyonel parsiyel taşımacılığa dönüşmesi lazım’’ yorumunda bulundu.
Yabancı yatırımcıların sayısı düştü
Kurulması planlanan Gümrük Bakanlığı’nın bürokrasiyi azaltıp işlemleri hızlandırıp hızlandırmayacağı sorumuza; ‘‘Eğer sektörden doğru insanları tespit eder ve görev verirlerse ve birilerine yontulacak şekilde kararların çıkmasını desteklemezler ise evet hızlandırır’’ diyerek cevap veren Zagaia şunları da eklemeden geçmiyor: ‘‘Çünkü Türkiye’de bir de böyle bir gerçek var. Bir çok sektörde olduğu gibi bizim sektörde de bazı karar ve kanunların bazı arkadaşların baskısıyla çıktığını kabul etmek lazım. Yabancı yatırımcıların düşme nedeni gümrük değil mi?. Bizim sektörümüzde de çok fazla ilgilenen yabancılar vardı. Birden bire durdu. Çünkü belirsizlik var, adam diyor ki geleceğim gümrükle uğraşacağım, gümrük masrafları, avantalarla uğraşacağım diyor ve vazgeçiyor. Global bir oyunda biz de yer almak iastiyoruz. Çünkü yabancı buraya geldiği zaman elemanlarını da getirmiyor ki, ülke vatandaşını istihdam ediyor. Dolayısıyla gümrüklerin sistem olarak değişmesi lazım.’’
‘’Atölye Galata’da öğrencileri yontuyoruz’’
‘‘Hizmet sektöründe öncelik insan ve çalışan olmalı. Kriz döneminde tek bir kişinin işine son vermek zorunda kaldık, o da özel şoförümdü’’ diyor Zagaia. Şirkette altı etnik gruptan çalışan insanların olduğunu söyleyen Zagaia, büyümenin şirketlere göre değiştiğini, kimin ciroyu kiminin araç filosunu baz aldığını, Galata için ise çalışan sayısının önemli olduğunu kaydetti. 1997’de 11 kişi ile yola çıkan şirket her yıl yüzde 20-25 civarında büyüme gösterdi. olmuştur. ‘’Bugün 190 kişiyiz ve 2015 yılında personel sayımızı 350’ye çıkarmak isityoruz’’ diyen Vittoro yılda 50 ila 60 stajyer aldıklarını ve paralarını kazanarak işi öğrenmelerini sağladıklarını vurguladı.
Şirket içinde atölye tarzında bir okul oluşturduklarını söyleyen Zagaia, okul hakkında şu bilgileri veri: ‘‘Bu atölyede öğrenciler hangi alanda yetenekiyse o Alana yönlendirilecekler. Yurtdışına gidip tecrübelerini artırmaları, buradaki bütün oluşumun içinde olmaları A’dan Z’ye dökümantasyondan en son pazarlamaya ve idealist pozisyonlara gelme şansları var. Hem dışardan eğitim verdiriyoruz hem de içerden de üst pozisyonda olan kişiler zamanlarından feragat edip iş saati dışında isteyenlere hava, deniz, kara lojistik anlamında pazarlama anlamında her konuda destek verip eğitim veriyorlar.’’
“İç Anadolu’ya açılacağız”
Yıllar önce tekstil kökenli bir nakliye kuruluşu olarak yola çıktıklarını anlatan Zagaia, “Kriz zamanında biz bu krizi öngörmeseydik, çok daha sıkıntı yaşardık. Ama öngördüğümüz anda ürün segmentasyonuna gittik. Bugün tekstil, otomotiv, inşaat, proje taşımacılğı, high tec, kimya sektörü, gıda sektörü var. Ben sırf tekstil çalışıyor olsaydım. Sefer sayılarım azalacaktı, çıkış sayılarım azaldıkça, hasbel kader bir otomotiv sektörü müşterim vardıysa benden mutlu olmayacaktı. Ama biz bu şekilde farklı gidiyoruz” açıklamasında bulundu. Yeni bölgelere de açılacakları bilgisini veren Vittoro, konuyla ilgili şunları kaydetti: “İç Anadolu’ya doğru açılacağız. İzmir, Bursa, Adana var. Ankara gelecek, Antep, Kayseri gelecek. Buralardan direkt çıkışlar yapacağız. Buradaki firmaların çoğu mallarını İstanbul’a getiriyorlar, Buradan sevkiyat yapıyorlar. Biz oradan yapacağız çıkışı. Gürcistan, Kazakistan bu ülkelerde ofis açacağız.”
‘‘500 milyar dolarlık ihracatta lojistikçi hangi sektöre yatırım yapacak?’’
2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi koyan Türkiye’nin en fazla ihtiyaç duyacağı sektörün başında hiç şüphesiz lojistik geliyor. Altyapı sorumluluğu devlete ait olduğu için özel sektör yatırımlarını devlete göre şekillendiriyor.
Galata Lojistik CEO’su Zagaia’ya göre, belirlenen hedefte lojistik firmalarının doğru yatırım yapabilmesi için hükümetin net olması gerekiyor. ‘‘Yatırım yapmamız için hangi sanayilerden vazgeçilecek hangileri büyüyecek bilmemiz gerekiyor’’ diyen Zagaia konuşmasını şöyle sürdürdü: 500 milyar dolar ihracat hedefinin içeriğinin açıklanması gerekiyor. Biz pamuğu ithal eder hale geldik. Allahın toprağının verdiği pamuğu niye gözden çıkarıyoruz. Bana nereye gittiğimizi söyleyin. İhracatta ana kalem otomotiv mi, ona göre yatırım yapayım, tekstile mi ağırlık vereceksiniz, ona göre askılı TIR alayım. Yoksa tarıma geri mi döneceğiz, meyve sebze dağıtımı yapacak frigo araç mı alayım, frigo depolar mı yapayım. 500 milyon dolar ihracatın, ne kadarı IT’dir. Bunları bilmemiz lazım.’’
PERŞEMBE ROTASI