Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı Direktörü Prof.Dr. Faruk Şen, "Türk vatandaşları açısından yurt dışı seyahatlerinde ciddi bir sorun halini alan vize düzenlemeleri, taşımacılık sektörü açısından da rekabet gücünü zayıflatan, bu yönüyle de sektörün geleceğini tehdit eden bir hal almıştır" dedi.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Genel Kurulu'nda, "Avrupa Birliği'nde Türk Taşımacılığı" konulu bir konuşma yapan Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı Direktörü Prof.Dr. Faruk Şen, AB ülkelerinin yöneldiği yeni korumacı politikalar nedeniyle Türk taşımacılar için Avrupa pazarında mevzi yitirme riski doğduğunu söyledi.
İrili ufaklı bin 350 dolayında firmanın 40 bini aşkın araçla faaliyet gösterdiği lojistik sektörünün Türkiye'nin büyüyen dış ticaret hacminin de sırtlayıcısı olduğunu anlatan Faruk Şen, "Türk lojistik sektörünün eriştiği büyüklüğün anlaşılması için dünyadaki her beş TIR karnesinden birinin Türk lojistik filosundaki araçlarca taşındığını söylemek yeterli olacaktır" dedi.
Türkiye'nin ihraç ürünlerinin takriben yüzde 40'ını, ithal ettiği mamüllerin ise yüzde 25'e yakınını taşıyan lojistik firmalarının 300 bin kişilik bir istihdam oluşturduğunu söyleyen Şen, lojistik pazarının büyüklüğünün 4 milyar dolara ulaştığını belirtti.
Şen, sektörde ulaşılan büyüklüğe karşın kaydedilen ekonomik büyümeye paralel hukuki hareket alanının genişlememesini 'artık reşit olan çocuğa eski elbiselerinin giydirilmek istenmesine' benzetti. Şen, yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin dış ticaret hacminde son beş yılda meydana gelen yüzde 316'lık artışa rağmen, AB belge kotalarında artış yüzde 40'larda kalmış bulunuyor. Henüz yıl tamamlanmadan kimi ülkeler ile dış ticaretin durması gibi sonuçlara yol açan bu durum, en acil biçimde çözüm üretilmesi gereken sorunların başında geliyor" diye konuştu.
Sektörün Avrupa merkezli bir diğer önemli sorununun ise AB ülkelerine girişte uygulanan vizeler olduğunu anlatan Şen, sözlerine şöyle devam etti: "2008 yılı başından itibaren AB üyesi olmayan eski doğu bloku ülkelerine yönelik önemli açılımlar getirerek vize işlemlerini kolaylaştırırken, AB'ye aday ülke konumundaki Türkiye için böyle bir gelişme söz konusu olmadı. Türk vatandaşları açısından yurt dışı seyahatlerinde ciddi bir sorun halini alan vize düzenlemeleri, taşımacılık sektörü açısından da rekabet gücünü zayıflatan, bu yönüyle de sektörün geleceğini tehdit eden bir hal almıştır."
Şen, konuşmasında, "Avrupa Birliği, TIR şoförlerine verilen vizeleri bir yıllık olmaktan çıkararak süreyi 6 aya indirmiş bulunuyor. Kalış süreleri de kısaltılarak 90 günden 45 güne düşürülmüş durumda. Bu çift şoför uygulaması gibi maliyetleri artırıcı etkiler oluşturmuştur" dedi.
Son yıllarda katı vize uygulamasının yanında keyfi ve kasıtlı cezalandırmalar gibi sorunların da ortaya çıktığı yönünde şikayetlerin daha fazla duyulur hale geldiğini söyleyen TAM Direktörü Şen, "Bu sorunlar, büyüyen AB'nin örtülü işbölümü politikası çerçevesinde düşünülebilir. Birliğe yeni katılan Bulgaristan ve Romanya'nın AB'nin lojistik merkezleri haline getirilmeleri çabası izlenen politikaların arka planında yer almaktadır" diye konuştu
Almanya?da Türk lojistik firmaları
Şen, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye'nin dış ticaretindeki önemli yeri önceki bölümde aktarılan Avrupa Birliği içerisinde en önemli dış ticaret partneri olan Almanya, Türk lojistik sektörü açısından da özel bir önem arz etmektedir. AB'ye gerçekleştirilen 200 bin üzerinde TIR seferinin takriben üçte biri Almanya'ya yapılmaktadır."
Almanya'nın çok sayıda Türk lojistik firmasının ürün taşıdığı bir ülke olmakla kalmayıp aynı zamanda Avrupa merkezli kurulmuş çok sayıda Türk lojistik firmasının da faaliyet gösterdiği bir ülke konumunda olduğunu söyleyen Şen, sözlerini şöyle tamamladı: "Aralarında Şeref Tıraş'ın kurduğu EMS Spedition gibi Almanya-İran hattında lider konuma gelmiş firmalarında bulunduğu kuruluşların da bulunduğu lojistik firmalarının en önemli sorunlarından biri TIR şoförü eksikliği. Sektörde yüzde 30'a ulaşan istihdam açığı bulunuyor. Çalışma ve oturma izinlerine konan engel nedeniyle Türkiye'den personel getirmenin de mümkün olmaması nedeniyle firmalar, sorunu çözmek amacıyla Türk plakalı TIR edinimine yöneliyor, bu durumda da Türk TIR'larının maruz kaldığı sorunlarla karşı karşıya geliyorlar."
LOJİPORT