Deniz Trafik Hizmetleri Derneği?nin internet sitesinde de yer alan açıklama aynen şöyle:
Tüm kamuoyumuzun bilgisi olduğu üzere Türk Boğazlarındaki mevcut yoğun trafik ve bölgenin seyir güçlükleri gibi sebeplerle milyonlarca insanımızın yaşadığı ve tarihi ve kültürel miraslarla dolu İstanbul ve Çanakkale illerimiz her gün tehdit altındadır. Bu bilinçte olan Türkiye, buralardaki riskleri minimuma indirebilmek için geçmişten bugüne büyük mücadeleler vermiş ve vermeye devam etmektedir.
Türk Boğazlarındaki emniyet tedbirlerini arttırmak için gerçekleştirilen faaliyetlerden en önemlilerinden biri de 2003 yılında hizmete giren Gemi Trafik Hizmetleri sistemidir. TBGTH sistemi devreye girdiği günden bu güne mesleklerindeki en üst yeterlilik ve deneyimdeki personel ve teknolojik imkânların birleştirilerek kullanılmasıyla verilen kaliteli hizmetler sayesinde İstanbul ve Çanakkale Boğazı içinde gerek can ve mal kaybı gerekse çevre kirliliği oluşturacak herhangi bir ciddi kaza oluşmamıştır. Bu başarının en önemli etkenlerinden biri de tüm paydaşlarımızla birlik ve beraberlik ruhu içinde kaliteli takım çalışması yapmış olmamızdır.
Bu birlikte çalışma ruhuyla gelen başarılar sadece ülkemizle sınırlı kalmayıp uluslar arası organizasyonlarda da kendini göstermiştir. Bugün dünya denizcilik sektörünün yönetildiği uluslar arası pek çok organizasyonda dernek üyelerimiz aktif olarak görev almaktadır.
Bilindiği üzere Meksika Körfezi'nde yaşanan "Deep Water Horizon" petrol platformu kazası dünya denizcilik tarihinde kara bir leke olarak yer almıştır. . Bu kaza hükümetimizi de Türk Boğazları için yeniden harekete geçirmiş ve Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız ile Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu'nun katılımıyla "Türk Boğazlarında Geçiş Güvenliği, Çevre Faktörleri ve İlgili Bakanlar Düzeyinde İstişare Toplantısı" Haziran 2010'da gerçekleştirilmiştir. Bu girişimde de görüldüğü üzere konu Türk Boğazları olduğunda ilgili tüm bakanlıklar da gerekli tüm faaliyetleri yapabilmek için proaktif davranmaktadırlar.
Konunun önemi bu denli açık ve aşikarken, maalesef son dönemlerde TBGTH'nin idari ve operasyonel kadrolarında TBGTH sisteminin işleyişini olumsuz yönde etkileyebilecek radikal değişiklikler yapılmış ve yapılmaya da devam edilmektedir.
Bu değişiklikler kapsamında TBGTH Daire Başkanı, İGTHM ve ÇGTHM müdürleri dahil toplam 15 meslektaşımız KEGM bünyesinde farklı görevlere kaydırılmıştır. Bunun yanında Türk denizcilik tarihine gururla yazılacak bir başarıya imza atmış olan IALA VTS Komitesi Başkanı Kaptan Tuncay Çehreli İGTHM de vardiyada operasyonel göreve, Türkiye ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü adına IALA konsey üyesi üyemiz Kaptan Tayfun Yalçın ise Çanakkale GTHM de vardiyada operasyonel göreve gönderilmiştir. Bunun yanında IALA Genel Sekreteri başkanlığında, IALA'da yapılan çalışmaların değerlendirildiği, genel durumun gözden geçirilerek yeni politikaların belirlendiği ve tüm komite başkan ve başkan yardımcılarının katılımlarıyla tüm dünya denizciliğini yakından ilgilendiren önemli kararların alındığı 21.PAP toplantısına ( Policy Advisory Panel ) IALA VTS Komitesi Başkanı olan dernek üyemiz Kaptan Tuncay Çehreli idari gerekçelerle maalesef katılamamıştır.
Tüm bu olumsuz gelişmelerin, KEGM' ye karşı açmış olduğumuz; 6 yıl sonunda lehimize sonuçlanan ve Yargıtay'ın da oy birliği ile onadığı ücret eşitsizliği davamızın hemen ardından gerçekleştirilmiş ve gerçekleştiriliyor olması da manidardır. Bu davada KEGM'nin eşitsizlik ilkesine aykırı davrandığına dair emsal gösterdiğimiz meslektaşlarımız da mevcut haklarını KEGM ye açtıkları ve daha sonuçlanmadan KEGM tarafından önerilen sulh yoluyla anlaşmaya varılan bir dava ile elde etmişlerdir. Tarafımızca açılan davanın temeli de o dönemde atılmış, dönemin KEGM idarecileri eşitsizliği kabul etmişler ancak bu sorunun açılacak bir dava ile çözülmesinin daha uygun olacağı yönünde görüş bildirmişlerdir. Dönemin idarecilerinin de desteğiyle başlatılan davadaki tek talebimiz eşitsizliğin ortadan kaldırılması olmuştur. Bu talebimiz öylesine nettir ki devam eden icra inkar davasında neredeyse kesin olan %40 lık icra inkar tazminat haklarımızdan tüm üyelerimiz feragat ederek bu yöndeki dilekçelerini ilgili mahkemelere sunmuşlardır.
Bizim bu konuda istediğimiz tek şey, herkesin hukuka saygılı olması ve kendini hukukun üstünde görmemesidir.
Tüm bunlara karşın yeni görevlendirildikleri yerlerde üye ve meslektaşlarımızın bugüne kadar ki başarılı görevlerini aynı şekilde sürdüreceklerinden kuşkumuz yoktur. Temennimiz ise bu değişiklerin büyük mücadelelerle ulaştığımız Türk Boğazlarıyla ilgili konulardaki ülkemizin kazanımlarına zarar vermemesidir. Bilinmelidir ki önümüzde ciddi hazırlıkların yapılması gereken yeni GTH projeleri, İstanbul'da gerçekleştirilecek olan 2012 IALA VTS Sempozyumu, IALA Konsey ve IALA VTS Komite toplantıları gibi sadece bizleri değil tüm dünya denizciliğini yakından ilgilendiren konular vardır. Ve bu konularla ilgili olarak bugüne kadar aktif ve etkin görevli olan tüm üyelerimiz bugün itibarıyla farklı yer ve görevdedirler.
Daha önceki duyurularımızda da ifade ettiğimiz üzere bizler için Türk Boğazlarını ve deniz trafik emniyetini ilgilendiren konularda hizmet vermede ne zaman ne de mekanın önemi yoktur. Bizim için Türk Boğazları sadece gemilerin gelip geçtiği bir su yolu değil ülkemizin can yoludur. Tarihi geçmişi boyunca pek çok badire atlatmış bu can yolumuzun her gominasını bizler 7 gün 24 saat göz bebeğimiz gibi takip edip kollamaktayız. Uzakyol Kaptanı olarak yıllarca dünyanın dört bir tarafında şanlı bayrağımızı şanla şerefle dalgalandıran bizler bugün ise Deniz Trafik Operatörleri olarak Türk Boğazlarının emniyeti ve o şan dolu bayrağımızın Türk Boğazları üzerinde ebediyen dalgalanması için her türlü mücadeleyi vermekteyiz. Bu bilinçle tıpkı dün olduğu gibi bugün de yarın da Türk Boğazlarının her açıdan yılmaz bekçileri olacağız
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Deniz Trafik Operatörleri Derneği