Türkiye’nin lokomotif sektörü otomotivde yan sanayiciler, ihracatı artıracak önemli bir projeye imza atıyor. Yüksek lojistik maliyetlerinden dolayı Avrupalı firmalarla rekabette zorlanan otomotiv yan sanayicileri Almanya, Hollanda ve Fransa’da lojistik merkezler kurmaya hazırlanıyor. Bu merkezlerde tutulacak stoklarla müşteriye istediği ürün, istediği sürede ve daha düşük maliyetle ulaştırılabilecek. Proje TAYSAD tarafından yürütülüyor. Ekonomi Bakanlığı ve TİM’in de desteğini arkasına alan yan sanayiciler, projeyi 2017’de hayata geçirmeyi planlıyor. Özellikle darbe girişimi sonrası Avrupalı müşterinin bu yönde talepleri olduğuna dikkat çeken TAYSAD Başkanı Alper Kanca, “Lojistik maliyetlerimiz yüksek. Birçok ülkedeki müşterilerimiz bizden, kendi ülkelerinde sunulacak imkanlar ve avantajlarla yaşanabilecek her türlü lojistik sorunun önüne geçmemizi bekliyor. Proje ihracatımıza büyük katkı sağlayacak”dedi.
Rekabette lojistiğin önemi artıyor
Rekabette lojistiğin giderek daha fazla önem kazandığına dikkat çeken Alper Kanca, “Dünyanın en iyi pizzasını da üretseniz, istenilen sürede istenilen şekilde gelmiyorsa tercih edilmez. Otomotiv sektöründeki tedarik tam da bu. Müşteri küreselleşme ile beraber üretim alanlarını dünyanın dört bir yanına yaydı. Böyle olunca da bizden o değişik ülkelerdeki fabrikalara aldıkları ürünleri uygun zamanda uygun koşullarda parçaları teslim edemiyorsanız anlamı kalmıyor. Lojistik rekabette çok önemli bir konu haline geldi. Bir parçanın değeri mesela 10 euro ama o 10 euro zamanıında müşteriye gitmezse onun gecikmesinden kaynaklı imal edilemeyen arabanın değeri 15 bin euro. Avrupalı firmalara göre Türk firmalarının dezavantajı bu. Proje hayata geçerse hem rekabet gücümüz artacak hem de ihracata önemli bir katkı sağlanacak” diye konuştu.
Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) bünyesinde hayata geçirilen projenin başında aynı zamanda TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi olan Ekoplas Genel Müdürü Kemal Yazıcı bulunuyor. Daha önce benzer bir çalışma yapıldığına ancak yarım kaldığına dikkat çeken Yazıcı, “5 kişilik bir ekiple eski çalışmaları tekrar inceledik. İyileştirilmesi gereken alanları belirledik” dedi. Türk tedarikçilerin Avrupa’ya mesafe sorununun olduğunu ve bunun bir dezavantaj yarattığını ifade eden Yazıcı, “Bizim Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere gibi ülkelerde potansiyel müşterilerimiz BMW, Porsche Mercedes, Wolkswagen, Peugeot veya Renault ve Toyota, Honda, Nissan, Fiat gibi otomotiv devleri. Türkiye’nin işçilik ve hammadde maliyetleri konusunda avantajları var ancak bunu lojistikteki dezavantajlar nedeniyle kaybediyoruz. Mesafeler uzak. Stoklar gerekiyor. Firmalar, özellikle OEM’ler özellikle darbe girişimi sonrası sıkıntı yaratmaya başladılar. Bu mesafe sorununu bir şekilde çözülmesini bekliyor” dedi.
“İhracata destek değil, ilave olacak”
TAYSAD olarak bu sorunu çözmek için bir çalışma grubu kurulduğuna dikkat çeken Yazıcı, projenin hayata geçmesi ile lojistik maliyetlerin yüzde 15 düşmesini hedeflediklerini söyledi. Yazıcı, “Bu oran Türk tedarik sanayinin toplam maliyetinde de yüzde 1 iyileştirme anlamına geliyor” dedi. Yazıcı, “Avrupa’daki müşteri kendini garantide görmek istiyor. istediği ürüne istediği zamanda ulaşabileceğinden emin olmak istiyor. Biz bunu sağlayarak Avrupa’nın Türkiye’den daha çok mal almaya yöneleceğini düşünüyoruz. Mevcut ihracatı artıracak yönde etkisi olacak. Destek değil ilave yaratacağını düşünüyoruz” diye konuştu. 2023 hedefi için yan sanayinin 30 milyar dolar ihracat yapması gerektiğine dikkat çeken Yazıcı, bizim 2014 yılı ihracatımız 9.4 milyar dolar 2015 ise kur etkisi ile 8. 6 milyar dolar oldu. Yani 3 kata kadar artış olması lazım. Proje bu noktada da büyük önem kazanıyor. Lojistikteki avantaj Türk firmalarının Avrupalı firmalarla aynı şartlarda rekabet edebilmesini sağlayabilirsek ihracata büyük katkısı olacak. Çünkü Türk firmaları kaliteli üretim yapıyor ancak lojistikten dolayı rekabette zorlanıyor” dedi.
TİM projeyi destekliyor
Ekonomi Bakanlığı ve TİM’in de desteğini aldıklarını ifade eden Yazıcı, “Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekçi ile görüştük. Çok olumlu karşılandık.TİM ile görüştük onlar da buna pozitif bakıyorlar. Mevzuat açısından sıkıntı çıkmaması için bir iki düzenleme istediler. Şimdi artık bakanlığa gidip bir tebliğ değişikliği isteyeceğiz. Geçtiğimiz mayıs ayında bu projeye başladık 2017’nin Mart ayına kadar en azından projenin adını koymuş ve depo bakar seviyeye gelmiş olmayı hedefliyoruz” dedi.
Ana sanayiye kolaylık sağlayacak
Projenin ana sanayi firmalarına da büyük katkı sağlayacağının altını çizen Yazıcı, “Bu projeyi hayata geçirdiğimiz zaman Honda, Renault, Fiat gibi firmaların ürünleri Türkiye’de toplayıp kendi lojistik sistemi ile Avrupa’da dağıtmasına gerek kalmayacak. Belki daha verimli bu işi yapar hale gelebiliriz” dedi.
“Türk Ticaret Merkezi Kanunu kapsamına alınmak istiyoruz”
Türk Ticaret Merkezi Kanunu’nu lojistik merkez projesi için bir fırsat olarak gördüklerine ve kanun kapsamına alınmak istediklerine dikkat çeken Kemal Yazıcı, şöyle konuştu: “Bu konunun üzerinde biraz yoğunlaştık. Türk Ticaret Merkezi Kanunu şu andaki haliyle otomotiv sektörüne pek hitap etmiyor. Kanun daha çok bir markası olan bir yerde bir fuar, stand ya da bir ofis kurarak malını tanıtma isteği içerisinde olan firmalara yönelik. Ancak otomotiv biraz daha farklı. Otomotivde 5-10 tane müşteri ihtimalimiz var ki kendi müşterilerini tanıyor, onlarla yakın temas içerisinde. Bizim derdimiz daha çok malımızı en hızlı bir şekilde Avrupa’daki OEM’lerin olduğu noktaya ulaştırabilmek ve oradan müşterinin istediği zaman ve miktarda malı teslim edebilmek. Böyle bakınca otomotiv tedarik sanayinin ihtiyacı biraz daha Avrupa’da depo ve oradaki elleçleme ayrıca Avrupa’ya nakliye şeklinde görünüyor. Yani diğerlerinden biraz farklı. Bu nedenle Türk Ticaret Merkezi Kanunu’nda bir takım değişiklikler yaparak tedarik sanayinin de bu kapsama alınarak teşviklerden yararlanmasını sağlamaya çalışıyoruz.”
Aysel YÜCEL - DÜNYA
LOJİPORT