Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Gezi Parkı eylemi de bir ağacın korunması için başladı.
Güzel, hoş ve manalı bir rastlantı. Peki koruyabiliyor muyuz? Pek değil... örneğini yaşadık umarım yaşamayız
Hatta ‘üstün kamu yararı’ görülmesi hallerinde ormanlar, sulak alanlar ve kıyıların imara açılmasına olanak sağlıyor ve hidroelektrik santralların milli parklarda yapımına izin veren "Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanunu" tasarısı hazırlandı ama Gezi Parkı protestoları nedeniyle Meclis Genel Kurulu gündeminden şimdilik geri çekildi.
Lojistik faaliyetler özellikle nakliye ve depolama, doğayı en çok kirleten unsurlardan birisi olarak gösteriliyor.
Dünya toplam sera gazı salınımının % 14’ü ulaştırma kaynaklıdır (%72’si karayolu, % 5’i iç hat hava uçuşları, % 6’sı uluslar arası hava uçuşları, % 8’i uluslar arası denizyolu ve %’8’i diğer). Diğer bir ifade ile toplam gaz salınımının % 9.9’u karayolu, %1.6’sı havayolu ve %2.3’ü ise demiryolu, denizyolu ve diğer ulaştırma türleri kaynaklıdır. ( www.wri.org ve www.cait.wri.org/figures.php) Dünyada lojistik ve nakliye kaynaklı CO2 salınım % 11’i tesis & depolardandır (SC Decarbonization, Ocak 2009 , WEF). İngiltere’de toplam CO2 salınımının %3’ü, depo kaynaklıdır (UK Warehouse Association – 2010) .
05.12.2008 tarihli ve 27075 Numaralı Resmi Gazete’de yayınlanan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ile binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması, enerji israfının önlenmesi ve çevrenin korunması amaçlanmıştır. Öte yandan; bu yönetmelikte depoları kapsam dışında tutulmuştur.
25 yaşında 6 adet çam ağacı bir yılda 1 ton CO2 emebilmektedir. Ağaçları koruyamazsak ne olacak? Tutunacak dalımız kalmayabilir....
Lojistik işine gönül verenler, hadi biz de Gezi Parkı gibi ... daha yeşil bir lojistik ve daha yeşil bir çevre için çalışalım.
Saygılarımla,