Ülkemizde otomotiv ve ticari araç pazarında, yedek parça ve satış sonrası sektörünün gelişiminde önemli roller üstlenen Motor AŞİN, bu yıl 50'nci yaşını kutluyor. Türkiye'nin en köklü markalarından birisi olarak lokomotif görevi gören Motor AŞİN'in kuruluş hikayesi ise 1971 yılına dayanıyor. Elazığ'da sadece 20 metrekarelik bir dükkanda temelleri atılan marka, güvene dayalı kurduğu ilişkilerle 1976 yılında İstanbul'daki Anadolu Otogarı'nda açılan yeni bir dükkanla farklı bir dünyaya kapılarını açtı. 1981 yılında kurumsallaşma kültürünün sinyallerini veren marka, Çapa'daki yeni ofisiyle birlikte, yeni bir logoya da kavuştu. Bu logo, tam 40 yıl boyunca Motor AŞİN'in kurumsal logosu haline geldi. İthalatın oldukça zorlu olduğu 1981-1995 yılları arasında güçlü bir ivme kazanan şirket, Mercedes ve BMW binek araç ürün gamıyla pazarda tekrar yeni bir rol üstlendi.
Sektör temsilcileri ve tedarikçileriyle bir araya gelen Motor AŞİN CEO'su Saim Aşçı, 50'nci yıl buluşmasında yaptığı konuşmada "50 yıl sadece bir sayıdan ibaret değil, bize göre bir ömürden fazlası. 50 yıl önce Türkiye’nin nüfusu 30-34 milyonken, şimdi 83, 84 milyonları konuşuyoruz. 50 yıl önce yaklaşık 1960’larda her 100 kişiden 3 kişiye 1 otomobil düştüğü bir dönemden şu anda Avrupa'da her 2 kişiden 1 kişiye, Türkiye’de her 6-7 kişiden 1 kişiye otomobil düşecek şekilde bir gelişim var. Dünyada inanılmaz bir dönüşüm var. Önümüzdeki 50 yıl, bundan önceki 50 yıla göre 5 kat, 10 kat hızlı değişim gösterecek. İnanın bundan sonraki 5 yıl geçmişteki yüzyıldan daha değerli, daha hızlı olacak. Dolayısı ile bu dönüşüme, bu değişime bir şekilde adapte olmak gerekiyor. Bizler de 2021 yılını değişim yılı ilan ettik." açıklamasını yaptı.
2012’de dünyadaki önemli bir satın alma grubu olan TEMOT-TATCOM ortaklığına dahil olduklarını ve dış dünyaya açılarak global pazarda da söz sahibi olmaya başladıklarını dile getiren Aşçı, "Bugün 200’den fazla premium markanın ana satıcılığını, distribütörlüğünü yapıyoruz. Yeni döneme yeni kurumsal kimliğimiz ve logomuzla giriş yapıyoruz. Dedik ki vazgeçemeyeceğimiz yegane unsur güvendir. Vazgeçemeyeceğimiz tek şey inovasyondur. Vazgeçemeyeceğimiz tek şey zorla olsa da dijitalleşmedir. Vazgeçemeyeceğimiz şey otomotivin evrildiği güncel noktadır ve elektriklileşme sürecidir.Yeni logomuzdaki kırmızı renk, bu elektriklileşme sürecine de atıfta bulunuyor." dedi.
LOJİPORT