Türkiye, akaryakıt fiyatlarının en yüksek olduğu ülkelerden birisi, hatta sanırım son zamlar sonrası bu konuda bir numara oldu. Nakliye operasyonları (kara, hava, deniz, demiryolu), en önemli lojistik faaliyetlerden birisi olup nakliye operasyonlarının maliyeti, envanter tutma ile ilgili maliyetler hariç, en önemli lojistik maliyet kalemidir. Akaryakıt (motorin,benzin) maliyeti, nakliye maliyetinin en önemli kısmını oluşturur. Nakliye özelinde karayolu ile yapılan ticari taşımalarda da bu durum geçerlidir. Yakıt fiyatlarının yüksekliği ve olası zamlar, nakliye ve dolayısıyla lojistik maliyetlerini olumsuz etkiliyor ve etkileyecek. 22 Eylül 2012 tarihinden itibaren standart 10 ppm motorin için ÖTV miktarı, 1.5945 TL veya güncel motorin pompa fiyatının (KDV’siz) yaklaşık %44’üdür. % 18 KDV ile motorin fiyatı içindeki toplam vergi oranı % 62 olmaktadır. Akaryakıt fiyatlarındaki artış sonrası ya nakliye hizmeti veren firmalar, navlunlarına eskalasyon uygulayacak ve dolayısıyla nakliye ile iletilen bütün mallara (hammadde, yarı mamul, mamul) zam yapılacak ve bu da enflasyonu olumsuz etkileyecek ya da hem nakliye hizmeti veren hem de bu hizmeti alan firmalar, fiyat artışı yapamayacak ve zarar etmeyi göze alacak. Nakliyede kullanılan akaryakıttaki ÖTV oranı azaltılabilir mi? Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliği uyarınca yetki belgesi sahibi firmalar, DAHA AZ ÖTV ödeyebilir mi? Böylece;
- belgesiz firma kalmaz (10.Kalkınma Planı hedeflerinden birisi)
- 10 numara kullanımının azalması ile çevre kirliliği azalır
- nakliye maliyetleri düşer
- ticari aktivite daha fazla canlanır
- …
....Herkes mutlu olur (ticaretin artmasıyla daha fazla nakliye olacağı için devletin vergi gelirlerinde azalma olacağını sanmıyorum) Son söz; #diren nakliye ve #diren lojistik Saygılarımla