Makinist Mustafa Esen (27) tarihî yolculuk için Başbakan Erdoğan'la birlikte lokomotife geçiyor. Ankara-Eskişehir yolunu 1 saat 10 dakikaya kadar indiren seyahat başlıyor. Türkiye'nin ilk hızlı trenini gardan hareket ettiren Mustafa Esen, 2008 Şubat ayından bu yana tarihî gün için hazırlanmış. 65 bin kilometre test sürüşü gerçekleştirmiş. "Çocukluğumda pilot olmak istiyordum. Hızlı treni sürerken kendimi pilot gibi hissettim, amacıma ulaşmış sayılırım." diyor. Esen, 10 yıl önce Devlet Demiryolları Meslek Okulu'ndan mezun olmuş. 1998'de işbaşı yapmış. 2006'da hızlı tren için İngilizce bilen 30 yaş altı 24 kişi arasından ilk seçilen olmuş. Ekip, 3 yıl Almanya ve İspanya'da eğitim görmüş.
Hızlı tren, uzun süren deneme seferlerinden sonra 13 Mart Cuma günü Eskişehir'e gitmek için yola çıkıyor. Başbakan Erdoğan, Ankara Garı'ndan itibaren 100 kilometre treni kullanıyor. Tren zaman zaman saatte 250 kilometre hıza ulaşıyor.
Hızlı trenin üretiminde kullanılan son teknoloji, dikkat çekiyor. Lokomotif kısmı elektronok göstergelerle uçağın kokpitini aratmıyor. Yolcular TV ekranları ve dijital göstergelerle bilgilendiriliyor. Yüksek hızlı tren, karayolu ile 3 saati bulan Eskişehir'e 1 saat 28 dakikada ulaşıyor. Yol boyunca kara trene alışmış vatandaşlar, teknoloji harikası yeni trene el sallıyor, sevinçlerini belirtiyor. Avrupa ve Amerika'ya göre çok geç de olsa Türkiye, ulaşımda dev bir adım atıyor. Makinist Esen, yolculuğun sonunda şunları söylüyor: "Büyük gurur duydum. İşe ilk başladığımda Ankara-Kayseri arasındaki yol 20 saat sürmüştü. Yolculuk bitince istifa etmeyi düşünmüştüm. Sabır dedim, sabrın sonu selamet oldu." Eskişehir Garı da Ankara'dakine benzer şekilde gelin gibi süslenmiş. Soğuğa rağmen binlerce insan, şehirlerini Başkent, ardından İstanbul'a bağlayacak hızlı trene hoş geldin demeye koşmuş.
Akşam, sabahki ekiple Ankara'ya aynı hız ve heyecanla dönüyoruz. Türkiye'nin ilk hızlı trenini kullanan 4 makinist; Mustafa Esen, Şerafettin Ergun, Semih Özgül ve Gürhan Kır'ı tarihî yolculuklarında eşleri, çocukları ve yakınları da yalnız bırakmıyor.
İdris GÜRSOY - ZAMAN