Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, karayolu, gar kompleksi, lojistik merkezler, kruvaziyer limanlar, entgere tesis ve sınır kapıları gibi önemli altyapı tesislerinin kamu-özel sektör ortaklığında yapılabileceğini söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, trafiği yoğun olan karayolu, gar, lojistik merkezi, havaalanı, yük, yolcu, yat limanı ve kompleksleri ile sınır kapılarının yap-işlet-devret modeliyle yapılmasını öngören tasarı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye için gerçekleşmesi gereken önemli projelerin, kamu kaynaklarının ya da genel bütçe imkanlarının kafi gelmediği durumlarda yeni bir finans metodu kullanmak suretiyle kamu-özel sektör ortaklığına göre projelenip gerçekleşmesinin imkan dahiline gireceğini söyledi. Yıldırım, trafiği yoğun olan karayolu, gar kompleksi, lojistik merkezler, kruvaziyer limanlar, entegre tesis ve sınır kapıları gibi önemli altyapı tesislerinin yapımlarının bu yöntemle hızlı bir şekilde gerçekleşeceğini vurguladı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, 'Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nı görüşmek üzere bugün AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Sait Açba başkanlığında toplandı. Toplantıya Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da katıldı.
Tasarıyla ilgili bir sunum yapan Ulaştırma Bakanı Yıldırım, yatırımların gecikmeden yapılması ve yatırımdan beklenen hizmetin vatandaşa sunulmasının önem taşıdığını söyledi. Yap-İşlet-Devret yöntemindeki risklerin genellikle görevlendirilen şirketin yatırım sonucu ortaya çıkan mal ve hizmetleri kullanıcılara doğrudan satmaları ve talebin yetersiz olmasından kaynaklandığına işaret eden Yıldırım, bunun sonuçlarının projeye yansıtılması suretiyle riskin paylaşılmasının öngörüldüğünü ifade etti.
Bu şekilde şirketin yatırımı biran önce tamamlaması, kaliteyi de sağlayarak kullanıma açması ve dolayısıyla gelirlerin yükseltilmesinin hedeflendiğini vurgulayan Yıldırım, "Ancak bunu bütün yatırımlara uygulama imkanı yoktur. Bazı yatırımlar, altyapı yatırımları geri dönüşleri, karlılığı yeterli derecede olmadığı için bunların gerçekleştirilmesi mümkün olmamaktadır ve çoğu kere ihtiyaç olan projelerin genel bütçeden de yeterli kaynak ayrılamadığı için gerçekleşmesi zaman almaktadır.
Bu yapılan düzenlemeyle bunun da önü açılıyor. Yatırım kendi içinde fizibilitesine göre geri dönüşünü sağlayacak. Bunun olmadığı durumlarda da kamunun, yatırımın gerçekleştirilmesi için belirli bir risk paylaşımı esasına tabi olarak, katkı payı olarak projeye destek vermesi mümkün hale gelecektir" şeklinde konuştu.
Yıldırım, trafiği yoğun olan karayolu, gar kompleksi, lojistik merkezler, kruvazier limanlar, entgere tesis ve sınır kapıları gibi önemli altyapı tesislerinin yapımlarının bu yöntemle hızlı bir şekilde gerçekleşeceğini vurguladı.
Yıldırım, "Tasarının kanunlaşmasıyla birlikte ülkemiz açısından gerçekleşmesi gereken önemli projelerin, kamu kaynaklarının ya da genel bütçe imkanlarının kafi gelmediği durumlarda yeni bir finans metodu kullanmak suretiyle kamu-özel sektör ortaklığına göre projelenip gerçekleşmesi imkan dahiline girecek. Bu kanunla ülkemizin rekabet gücünü artıracak, insanımızın yaşam kalitesini artıracak önemli projelerin hayata geçmesi mümkün hale gelecektir" diye konuştu.
Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu ise yap-işlet-devret modeli ile, özel sektörle işbirliği yaparak bazı barajları süratli şekilde bitirdiklerini, ancak bunların sulama tesislerinin yapımının hala beklediğini ifade etti. Sulama projelerinde yeni bir model arayışına girdiklerini dile getiren Eroğlu şunları söyledi:
"Eğer biz 100 milyon YTL'lik bir yatırımı yapmaya kalksak yılda 5 milyon YTL ayrılarak 20 yılda bitirilecek. Bu projenin fizibilitesi ortadan kalkıyor. Su varken sulanamadığı için beklenen verim elde edilemiyor. Bunun önünü açacağız. Özel sektör yap-işlet-devret esasına göre yapacağı için 2-3 yıl içinde tamamlayarak ama ödemesini hem sulama birlikleri, hem çiftçiler, hem de devlet katkı payıyla 20 yılda bitirecek. Amaç, 20 yılda bitirilecek tesisin 2-3 yılda bitirilmesi ve çiftçimizin istifadesine sunulmasıdır.
Katkı payı önemlidir. Geri ödemelerde sulama birlikleri tamamını geri ödeyemediği takdirde yıl sonunda ödeyemediği kadar kısım merkezi yönetim bütçesine konmak suretiyle merkezi yönetim bütçesinden ödenecek. Hem çiftçiler sulama birlikleri katılımı sahiplenmiş olacak, hem de onların ödeyemediği kısım katkı payı adıyla merkezi yönetim bütçesinden karşılanacak. Bunun bir kısmını devlet karşılamışsa ileride sulama için istifade edenler tarafından ödenmesi şeklinde bir hüküm getiriliyor.
Bu kanunu hararetle bekliyoruz, çünkü elimizde gerek GAP bölgesinde, gerek Konya Ovasında, gerek Çukurova'da barajı bitmiş, sulama tesisi bekleyen pek çok proje var."
Tasarı, 'Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun'un kapsamına trafiği yoğun karayolu, gar kompleksi, lojistik merkezi, kruvazier liman, entegre tesisleri ve sınır kapılarının da eklenmesini öngörüyor.
Tasarıyla ayrıca yap-işlet-devret görevlendirmeleri kapsamında katkı payı veya diğer uygulamalar çerçevesinde gelecekte idarece ödeme yapılması öngörülen miktarlar karşılığı ödeneğin ilgili idare bütçelerine konulması ve yap-işlet-devret sözleşmelerinde idarece yapılacak ödemelerdeki gecikmelere uygulanacak gecikme faizine ilişkin hükümlere de yer verilebilmesi düzenleniyor.
LOJİPORT