2012 yılını mercek altına alsak bazı işletmelerin büyüdüğünü bazı işletmelerin küçüldüğünü veya iflas ettiğini gözlemleyebiliriz. Bu büyüme ve küçülmeler Pazar paylarıyla mı ilgili, rekabetle mi? Yoksa yönetimsel başarı veya başarısızlıkla mı ilgili acaba?
Yönetimsel zekaların ön plana çıktığı bir çağ’da yaşıyoruz. Global dünyada bir çok rakibimiz olduğu bir çağ, her konuda ön bilgimizin, araştırmamızın ve yeniliği takip etmemiz gereken bu çağ’da inovatik düşünmek yönetimsel bir süreç için en önemli gereksinimlerden biridir. Yönetmek aslında gücü elinde tutmakla aynıdır. Güç elinizde olduğu sürece iyi bir yönetici iseniz güç güneş gibi işletmenize doğar ve aydınlatır. Gücü ego tatmini yapmak veya gücü kullanmayı bilememek ise elinizde bulunan ışığın yok olması ve karanlığa doğru sürüklenmenize yol açabilir.
İyi bir yönetici olarak ekibinize güvenmeniz gerektiği aşikar olsa da her konuda raporlamalarla gündemi ve teknolojiyi en iyi şekilde yakınan takip etmeniz gerektiği gibi, ön görü ve yeni fikirlerinizle ekibinizi en iyi şekilde besleyerek rakiplerinizin önünde bir lider olarak yol almanızı sağlamanız gerekir. Yönetici olmak hiç kolay değildir. Çünkü sizi takip eden size güvenen bir ekip her aldığınız kararı uygulamak için beklemekte ve yapacağınız tek yanlışla işletmenizi zor bir yola sokabilirsiniz.
İyi bir yönetici olarak yapacaklarınızın listesi tabiî ki çok uzundur. Bu listede yazılanlar her madde için ayrı bir özelliğinizi kullanmanız gerekmektedir. Eğer bu özellik sizde yoksa yanınıza o özellikte başka yöneticileri alır ve dogru adımlarla işletmenizi büyütmeye başlarsınız.
İyi bir yöneticide kibir, eğo, etik dışı hareketler, ben söyledim oldu, duyarsızlık, ilgisizlik, dinlememe, umursamama, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın kavramı, gibi kavramlar dışında, tembel olmak, iletişim bozukluğu, sinir, öfke, bilmişlik gibi özellik ve kendini beğenmişlik olmamalıdır.
Yeri geldiği zaman personelle ağlayabilen, yeri geldiği zaman son sözü söylediğinde işleri yaptırabilecek bir otoritesi olması gerekmektedir. Kapalı kapılar ardından gözlemlemeyen, incelemeyen, ben bu işi gözüm kapalı yaparım diyen bir yönetici çok kısa zamanda o işletmeyi zarara ugratacaktır. Çünkü buz dağına doğru gemiyi sürdüğünün farkında değildir.
İyi bir yönetici olmak araştırmak, incelemek, kafa patlatmak, öğrendim değil öğreniyorum’u benimsemek gerektirir.
İyi bir yönetici olmak sadece bir işletmenin CEO’su olmak anlamına gelmez. Savaş esnasında bir komutanda yönetici olduğu gibi cekirdek bir ailede baba da yöneticidir. Depo müdürü de olabilirsiniz, starbuck’s ta şef de önemli olan iyi bir yönetici misiniz? Yoksa yönettiğini zannedenlerden misiniz?
“İyi bir yarış atınız olabilir. Çok hızlı ve çalışkan olabilir ama iyi bir jokeyiniz yoksa hiçbir yarış kazanamazsınız.”
2013 size ve sevdiklerinize başarı, sağlık ve mutluluk getirsin.
Sabri ERGENECOŞAR
Metsan Lojistik Hizmetleri
Pazarlama ve Kalite Yönetmeni