Kruvaziyer turizmi ile ilgili değerlendirme yapılırken Çeşme ve Kuşadası’na gelen kruvaziyer gemilerinin gözardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aslında İzmir kaybetmiyor. Daha önce İzmir’e gelen kruvaziyer gemilerinin bir kısmı şimdi Çeşme ve Kuşadası’na uğruyor, pasta bölünmüş durumda. Bu işin kaybedeni yok. Bölgenin kruvaziyer turizminin kazancının ve rakamlarının bütün olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Sonuçta, bölge ve Türkiye ekonomisi kazanıyor.”
KRUVAZİYER FUARLARINA KATILACAĞIZ
Geçtiğimiz hafta İspanya’nın Barselona Kenti’nde İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’ın koordinesinde düzenlenen “Kruvaziyer Hatları Birliği Zirvesi ile Seatrade Kruvaziyer Fuarı”nda, çeşitli şirket yetkilileriyle rotalarını İzmir’e çevirmeleri için görüştüklerine dikkat çeken Öztürk, firmaların öncelikle müşteri memnuniyetine ve az maliyete önem verdiklerini gördüklerini vurguladı.
Öztürk, “Deniz Ticaret Odası olarak bu tür fuarlara katılıyoruz ve katılmaya da devam edeceğiz. Amacımız; İzmir’i ve bölge limanlarını tanıtmak ve bölgemizin kruvaziyer turizminde hak ettiği payı almasını sağlamak. Çünkü, bölge iklimi, kültürel ve tarihsel değerleri ile kruvaziyer turizmi için artı değer taşıyor. Bunun yanında Efes, Meryemana, Bergama ve Agora gibi tarihi yerleri bünyesinde barındırıyor. Dini kavramların yeşerdiği ve geliştiği inanç merkezi olma özelliğini koruyor. Bütün bu unsurlar biraraya geldiğinde İzmir limanları kruvaziyer turizminde Ege ve Akdeniz’deki vazgeçilmez ana limanlardan olacak ve tekrar eski günleri yakalayacaktır. Bu durumun geçici olduğuna inanıyorum” diye konuştu.