Türkiye’de tüketiciye ulaşmadan bozulan ya da raf ömrü tükenen 450 bin ton ürün ve yine yılda 1 milyon ton sebze-meyve kaybı olduğunu biliyor muydunuz?
Gıda maddeleri kritik ürünlerdir. Bozulabilir, sağlığa zarar verebilir ve hatta öldürebilir. Özellikle et ve et ürünleri, balık, süt, yoğurt, peynir gibi gıda maddeleri bozulmaya duyarlı yapıya sahip olduklarından daha kritik ürünler olarak öne çıkar. Gıda ürününün en baştan çok iyi tanımlanması, depolama, taşınma ve teslim-tesellüm işlemlerinde standartların oluşturulması gerekir. Çoğu gıda ürününün farklı muhafaza sıcaklığı vardır. Örneğin şarküteri ürünleri 0-4 °C, sebze ve meyveler 8-12 °C, açık ve paketli et ve balık ürünleri 1 °C, donuk ürünler -5 °C -18 °C arasında muhafaza edilir.
EĞİTİM ŞART
Bu derece önem taşıyan bir konuda dahi bize özgü yanlışlar yapmayı sürdürüyoruz. Öncelikle durumun hayati önemi vurgulanarak, personelin soğuk zincir lojistiği konusunda bilgilendirilmesi gerekir. Soğuk zincir taşımacılığında ekipman ne kadar önemliyse, o ekipmanları kullananlar da o denli dikkatli olmalıdır. Çünkü, o önemli ekipmanların kalibrasyon ve bakımları bu kişiler tarafından yapılmaktadır. Kayıtları onlar tutar, prosedürleri onlar uygular. Örneğin, istif ve sevkıyat, “ilk giren ilk çıkar” kuralına göre yapılmalıdır. Ancak, bu basit kural bile birçok depomuzda doğru uygulanmamaktadır. O nedenle ivedilikle soğuk zincir lojistiğine yönelik meslek okullarının açılmasında son derece yarar vardır.
TÜRKİYE’DE 12 BİN FRİGORİFİK ARAÇ VAR
ATP Konvansiyon’una taraf olunmasıyla, gıda sektörüne taşımacılık hizmeti veren firmalara da yeni prosedürler getirildi. Ülkemizde bu tür taşımalara uygun araçların ürün sağlayıcılar tarafından zamanında karşılanamamasından dolayı, ağırlıklı olarak ithalat yapılmaktadır. Bu durum da maliyet artışlarını beraberinde getirmektedir. Avrupa’nın en büyük TIR filosuna sahip ülkemizde kesin sayısı tespit edilememekle birlikte 12 bin civarında soğuk zincir lojistiğine uygun taşıt olduğu tahmin edilmektedir. Uluslararası bozulabilir gıda maddesi taşıması yapılırken ATP sertifikası olmayan araç kullanmak yasa dışıdır. ATP kurallarına uygunluk belgelerini almak için araçların teste tabi tutulması gerekir. Bu işlemin genel maliyeti de araç ve test başına 500 Euro’yu bulur. Birçok ülke, ATP Konvansiyonu’nu kendi kanunlarına uyumlu hale getirmiştir. Bazı ülkeler sertifikası olmayan araçlara ceza uygulayıp, gıda maddelerinin taşımasına uygun araçlara aktarılmasını talep edebiliyor. Bazı durumlarda ise sertifikası olmayan araçlar durduruluyor ve ülkelerine geri gönderiliyor.
TONAJ UYGULAMALARI HAFİFLETİLMELİ, DAĞITIM KOLAYLIĞI SAĞLANMALI
Öte yandan karayolları trafik kanunlarının yaptırımları, yeni trend ATP baskısı nedeni ve kümüle lojistik maliyetlerine bakıldığında, firmaların rekabet şansları iyice zayıflamaktadır. Yüksek yatırım maliyetleri ve kar marjlarının düşüklüğü, doğal olarak bu işi sistemdeki belli firmaların piyasası haline getirmiştir. Her şeye rağmen inatla işini yapmayı sürdüren firmalar ise, dağıtım engelleriyle boğuşmanın yanı sıra, tonaj uygulamalarından da oldukça şikayetçidir. Kamyonların mal dağıtımı esnasında park yeri bulma sıkıntısı, trafik yoğunluğu da soğuk zincir lojistiği taşımacılarını canından bezdirmektedir. Her ildeki UKOME kararları gereği özellikle belli saat dilimlerinde kamyon statüsünde olan araçlar mal dağıtamamaktadır. Bu uygulama da gözden geçirilip, şehir içine giriş çıkış kuralları değişebilir. Bazı Avrupa ülkelerinde bu işlemin akşam belli bir saatten sonra yapıldığını biliyoruz. Bizde de niye böyle yapıcı uygulamalar olmasın?
Soğuk zincirin tüm aşamalarında yüksek hassasiyet ve sosyal sorumluluk, kaçınılmaz bir zorunluluktur. Soğuk zincir kırıldığı anda artık “Güvenli Gıda”dan bahsedilemez.
Saygılarımla.