“Sigortada tercihinizi fiyat değil, istikrar belirlesin”
LUTZ Genel Müdürü Tamer Kılıç, nakliyecileri uyarıyor: “Sigorta arzının artması, kısa süreli cazip fiyatlar getirebilir ama aslolan devamlılıktır. Bir mal veya hizmeti ederinin altında temin ederseniz, hasar tazmininde sorunlar yaşayabilirsiniz.”
Sigorta yaptırmanın temelinde korunma içgüdüsü vardır. Hiç kimse sorun istemez ama sorunla karşılaşana kadar gereğini yapmışsa, taahhüt edilenin de yerine getirilmesini talep eder.
Son yıllarda artan sigorta arzının işte bu karşılıklı sorumluluk ilişkisini sekteye uğratabileceğini vurgulayan LUTZ Sigorta Reasürans Brokerliği A.Ş Genel Müdürü Tamer Kılıç, “30 yıldır Türkiye’de olmamız ne kadar yetkin olduğumuzu kanıtlar. Ciro ve marka bilinirliği açısından sektörün en önde gelen firmasıyız. Son yıllarda ‘bu iş çok karlı’ diye azımsanmayacak sayıda Sigorta Aracısı Taşıyıcı Sorumluluk Sigortası (CMR / FFL) sunmakta. Sigorta arzı da aynı oranda çoğaldı. İngiliz marketinden birçok ürün tedarik edilip, aracı kurumlar vasıtasıyla Türkiye’ye getirildi. Ne yazık ki, ülkemize sigorta aracısı bazında çok fazla sayıda oyuncu girdi ve çıktı. Bu da hasar prim oranlarını göz önüne almadan 5 kuruşluk ürünü 3 kuruşa satıp piyasanın bozulması sonucunu getirdi. Nakliyeci de kendine göre haklı, 5 kuruş yerine 3 kuruş vermeyi karlı bulabilir ama 3 kuruşun bir devamlılığı yok. Düşünülmesi gereken hasar sürecinde ve alınan hizmetteki devamlılık olmalı. Bir mal veya hizmeti ederinin altında satarsanız, bir süre sonra sıkıntı yaşamanız kaçınılmazdır. Çünkü, piyasadan her çıkan reasürör hasar tazmininde mutlaka sorun da çıkaracaktır. Çünkü, artık geliri yoktur; 3 evrak soruyorsa, 5 evrak soracaktır. Nakliyeci, hiç hesapta olmayan sorunlara muhatap olacaktır. Biz şirket olarak devamlılığın esas olduğunu savunanlardanız.”
“Sigortacı hayal satar”
Sözlerini “Biz hayal satarız” diye sürdüren Tamer Kılıç, şöyle devam ediyor: “Bütün sigorta aracıları aslında hayal satar. Yapılan aslında bir kağıt vermekten ibarettir. Hasar meydana gelene kadar, taşıyıcı hasarın tüm şartlarını yerine getirecek, doğru danışmanlığı alacak ve sonunda bir hasar tazmini söz konusu olacak. Hayal satarken, hayalin gerçekleşeceği doneleri de birlikte yürütmek lazım. Bizim şirketimizde 14 kişi çalışıyor. Mersin ve Antakya’da ofislerimiz var, çalışanların yarıdan fazlası nakliye kökenli. Yani biz nakliyeciyle aynı dili konuşan bir kültürden geliyoruz.”
‘”Bizim başka ürünümüz yok”
Ara başlıktaki sözü ‘çok önemli’ olarak niteleyen Kılıç, açıklamasını da şöyle özetliyor: “Bir marketiniz var ve yüzlerce ürün satıyorsunuz, birkaç çeşidi o gün satmazsanız da marketiniz ayakta kalır. Ama biz tek ürünü satıyoruz ve 3 aracı olan müşteri de, 100 aracı olan müşteri de bizim için aynı değerdedir. Çünkü, o müşterimize iyi hizmet veremezsek, ya da hakkımızda kötü referans verilirse o 100 aracı olan müşterimizi kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız. Yaptığımız işin yüzde 70’i aslında danışmanlık. Biz poliçe değil, bilgi ve donanım satıyoruz. Telefonlarımız 7/24 açıktır, nakliyeci gibi çalışırız. 20 yıldır telefonumu kapatmadım ve kartvizitimde aynı cep numaram yazar.”
Doğru sigortacı, uygun fiyat tercihi
Süresi dolan Kasko poliçelerini her sene otomatik olarak aynı aracıdan yeniletmek yerine, gelişmelere göre farklı aracılardan fiyat çalışması yaptırmanın daha doğru olduğunu savunan Tamer Kılıç, fiyat araştırmada yapılan bir yanlışı da gözler önüne seriyor: “5 farklı acente ya da brokerden fiyat isteniyor. 5 ayrı yerden fiyat isteyerek en uygun fiyatı bulacağınızı zannederseniz, yanılırsınız. Çünkü, 5 aracı kurum da, ayrı ayrı aynı sigorta şirketi olan X’e sorar. O sigorta şirketi, her birine aynı fiyatı verir. Günün sonunda siz hangi aracı kuruma yetki belgesi verdiyseniz, poliçe de onun üzerinden kesilir. Burada şunu yapmanız lazım. Kaskoyu iyi yapan kaç sigorta şirketi var? Diyelim 5 tane. En güçlü 3 aracıya gider ve sana yetki belgesi veriyorum dersiniz. Onlar da en uygun fiyat için araştırır, siz de şartları size en uyan hangisiyse onu tercih edersiniz. Sigorta şirketlerinin farklı bir fiyat vermediğini artık bilmek gerek.”
Kasko maliyetlerine “muafiyet” çözümü
Tanıdığımız birçok nakliyecinin araçlarına kasko yaptırmaktan kaçındığını, özellikle filolarında araç sayısı fazla olan kuruluşların yüksek maliyetler nedeniyle küçük sorunlarını kendi bünyelerinde çözdüğünü anımsattığımız Tamer Kılıç’ın bu konuda da bir önerisi var:
“Kasko için Türkiye’de henüz yaygın olmayan muafiyetli poliçe yaptırılmasını öneriyorum. Yüzde 2 muafiyet dediğinizde araç değerinin yüzde 2’sine denk gelen hasarları sigorta şirketi ödemiyor. Örneğin bu 100.000 EUR ‘luk bir çekici de 2 bin Euro yapıyor ama primi de yüzde 30 ‘a kadar indirimli ödeyebiliyorsunuz. . Servise götürerek 2 bin Euro’ya mal edeceğiniz bir hasarı, sanayide ya da kendi ustalarınızla çok daha ucuza mal edebilirsiniz. Orijinalliği bozuluyor denebilir ama 3 yıldan sonra piyasada kaç orijinal araç var tartışılır. Bu yüzde 2’ler prim açısından büyük fark yaratabiliyor. Kaskosu olmayan, hasarla karşılaştığında başının çaresine bakıyor. Kaskosu olan da belli bir rakama kadar böyle yapabilir.”
Kalıcı olan güven, onun dışındaki her şey geçici
Firma olarak sürdürülebilir sigortacılık yapmak istediklerini söyleyen Kılıç, “Sektörde doğru ve güvenilir olabildiğiniz kadar varsınız. Güven dışında her şey gelip geçicidir. Biz artık daha çok insana nasıl dokunuruz çalışmaları yapıyoruz. Örneğin, geçen yıl iftar yemeği vermedik ama müşterimiz adına iftar çadırı kurduk. Yeşil ofis çalışmalarımız sürüyor. Her şey daha kaliteli nasıl hizmet veririz üzerine kurulu. Sigortacınızdan bekleyebileceğiniz yarar sadece sigorta sözleşmesinde tanımlanan teminattan ibaret değildir. Yararınız ayrıca yetkin bir danışmanlık hizmetinin güvenliği ve hasar olaylarının hızla işlem göreceğinden emin olmayı da kapsamaktadır” ifadelerini kullandı.
Selçuk ONUR - LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.