Dr. Güntürk Üstün

Dr. Güntürk Üstün

Sivil havacılıkta profesyonellik ve dürüstlük

Ne yolcu ne kokpit ve kabin ekibi, hiç kimse bir ticari uçağa “düşecek” diye binmez ve hiçbir ticari uçak da, bir neden olmaksızın gerek kalkış veya iniş sırasında gerekse de göklerde seyir halindeyken kolay kolay “düşmez.” Gezegenimizdeki farklı sebepteki her yolcu uçağı kazasından sonra sivil havacılık sektöründeki güvenlik önlemlerinin gitgide daha yoğun miktarda arttığı elbette göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Modern zamanların hızlı, güçlü ve konforlu yolcu jetleri yüz binlerce değişik büyüklükte parçadan oluşmaktadır. Söz konusu parçalardan herhangi birinde meydana gelebilecek bir arıza, korkunç bir felaketle sonuçlanabilir. Örneğin, eksik tek ve küçük bir vida bile bir uçuşun güvenliğini ciddi biçimde tehlikeye atabilir ki bu sivil havacılığın “zor yoldan öğrendiği dersler”den yalnızca bir tanesidir. Gerçekleşen her kazadan ders çıkarıp, kendisini bir adım daha olumlu yönde geliştiren sivil havacılık endüstrisi, böylelikle ticari uçakların günümüzde hâlâ en güvenli ulaşım aracı olma özelliğini korumalarına paha biçilmez değerde destek vermeyi sürdürmektedir.

İşte tam bu noktada bir “parantez” açıp, genelde gözden kaçabilen ve meydana gelen küçüklü büyüklü her yolcu uçağı kazası sonrası kendilerine anlaşılabilir “endişe/panik” duygularıyla karışık önemli dersler çıkarıp (tıpkı havayolu şirketleri gibi), sivil havacılık sektörünü “dolaysız-dolaylı” şekilde olumsuz biçimde etkileyebilen, sayıları değişkenlik arz edici “uçuş korkusu”na sahip yolcu kitlesini de hesaba katmak gerekiyor. Sanırım artık şu saptamayı yapmak hiç de yanlış sayılmaz: “Bugünün ince ve hassas ayrıntılarla bezenmiş küresel ekonomik ve sosyal düzeniyle ulaştırma sektörünün acımasız rekabet ortamında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki uçak yolculuğu bilet fiyatları hâlâ görece yüksek iken ve hem daha ucuz hem de bazı durumlarda daha avantajlı Yüksek Hızlı Tren (YHT) servisleriyle otoyollardaki yolcu otobüsü taşımacılığı yenilik üstüne yenilik peşinde aralıksız koşarken, havayolu şirketlerinin hangi neden ve boyutta olursa olsun, gerçekleşebilecek kazaları kamuoyuna karşı, bir dereceye kadar bile, “haklı/olağan” tarzda yansıtabilme gibi bir tür “özür/lüks”leri kalmamıştır.” 

Sivil havacılık sektörünün bugün ve gelecekte işlevini güven içinde sürdürmesinde, uzun zaman dilimi içerisinde zor yoldan da olsa öğrendikleri arasında “profesyonellik” ve “dürüstlük” hayli önemli “etik değerler” olarak karşımıza çıkmaktadır. Sıkça kullanılan tanımıyla “profesyonellik, bir mesleği ya da o mesleği icra eden “kişiyi/kişileri” karakterize veya işaret eden davranış, amaç ya da nitelikler”dir. “Dürüstlük” ise yine sık kullanılan tanımıyla “ahlaki ve etik değerlere sıkı sıkıya bağlılık”tır. Hem “profesyonellik” hem de “dürüstlük” bir eğitim modülüne dönüştürülmesi kolay olmamakla birlikte, sivil havacılık ve diğer tüm ulaştırma sektörlerinde sağlıklı bir güvenlik kültürünün yerleştirilmesinde gerekli tartışmasız en kritik iki unsurdur.

“Profesyonellik” ve “dürüstlük,” sivil havacılığın insani faktörler alanında günümüzde halen hak ettikleri popülariteye tam anlamıyla ulaşmış değillerdir. Söz konusu durumun, her iki insani faktörün de sosyal açıdan tuhaf sayılabilecek yapısıyla “düşünce/görüş” ve iş deneyimlerinin çeşitliliği nedeniyle geliştiğini varsaymak mantıklı bir yaklaşımdır. “Profesyonellik” ve “dürüstlük” konularını ilgili havacılık kuruluşlarının personeline öğretip benimsetmeye çalışmak da kafa karıştırıcı olabilmekte çünkü birçok görevli eğitmen, ilgili bilgileri tarafsız biçimde derleyip, gerektiği gibi ilgili personele aktarmada zorlanmaktadır. Bu konuda dünyadaki bütün sivil havacılık şirketlerinin, diğer insani faktörlerle karşılaştırıldığında, henüz oturmuş, ortak bir “rehberlik/yol göstericilik” anlayışında birleşemediklerini belirtmekte de yarar vardır.

Peki öyleyse “profesyonellik” ve “dürüstlük” yine de öğretilebilir mi? İlkesel açıdan bu mümkün gibi görünebilse de, çalışma ortamlarında söz konusu iki kavramı uygulamaya geçirebilmek büyük ölçüde kişinin (yani havayolu personelinin) sorumluluğundadır. Nedenine gelince, her iki kavramın da insani değerlere dayanmaları; tarafsızca ve somut biçimde ölçülüp denetlenebilecek teknik bir sürecin unsurları olmamalarıdır. Bununla birlikte ister “uçucu” ister “yer/alan” ister “bakım-onarım” konumundaki sivil havacılık çalışanları arasında “profesyonellik” ve “dürüstlük” için temel beklenti(ler) ne olmalıdır? Havayolu sektöründeki konuya ilişkin ortak ilkeler arayışına yönelişte belki aşağıdaki maddeler, başlangıç ​​noktaları olarak önerilebilir:

- İşe zamanında gelmek ve yüksek performansla çalışmaya hazır olmak.

- Prosedürler konusunda güncellik ve bağlılığı koruyarak, mesleksel bilgi ve beceriyi artırmaya gayret etmek.

- “Kurum/Şirket” içindeki konumları ne olursa olsun, tüm meslektaşlarına saygı göstermek ve onları incitebilecek her türlü davranıştan uzak durmak.

- “Uçuş güvenliği”nin tam uyumlu bir “ekip çalışması” ile gerçekleşebileceğinin sektördeki ilk öncelik olduğunu unutmamak ve çok gerektiğinde, “kurallar/yönetmelikler” çerçevesinde inisiyatifi ele almaktan çekinmemek.

- Doğru ile yanlış arasındaki çizginin çizilmesi konusunda ortaya çıkabilecek mesleksel fırsatlara hazırlıklı olmak.

- Onaylanmış prosedürlerdeki olası güvenlik sapmalarına karşı uyanık kalmak.

- Olayların akışı “yanlış yolda giderken,” akış ile birlikte “gitmemek.”

- Ulaştırma sektörünün bütün bileşenleri gibi, sivil havacılıkta da üzücü bir kaza sonrası “akıl veren/yol gösteren” çok olacağından, her tür kazanın önlenebilirliğini sağlamada amir ve/veya eşit konumdaki meslektaşlarını geri bildirimler yoluyla zamanında bilgilendirmeyi görev saymak.

- “Kurum/Şirket” kültürü bünyesindeki yasal kabul edilen her tür eylemin “etik” açıdan uygunluğunu kendine sormayı ihmal etmemek.

Tüm uçak yolcularıyla kokpit ve kabin ekiplerine rahat ve problemsiz, güvenli seferler diliyorum.

Verimli günler ve gelecek pazarki yazımda görüşmek üzere.

sivil-havacilik-001.jpg

Bu yazı toplam 4470 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.