SON DENİZİN BALIKLARI
Kuytu ve sessiz köşelere saklanarak,insanoğlunun vahşi saldırılarından korunmaya çalışan ve henüz yağmalanmayan cennet koylarımızın sergilediği,düş...
Kuytu ve sessiz köşelere saklanarak,insanoğlunun vahşi saldırılarından korunmaya çalışan ve henüz yağmalanmayan cennet koylarımızın sergilediği,düş ile gerçek arasında sıkışmış kalmış o hüzün dolu tablo,sizin zaman içindeki betimlemelerinizle yeni bir anlam kazanacak ve ruhunuzun estetik belleğinde ömür boyu kalıcı izler bırakacaktır.
Gelişen yüksek teknolojinin yıkıcı ve ezici gücüne yenik düşen denizlerin ve okyanusların yaşadığı ve yaşayacağı, böylesine üzücü ve hüzünlü dramların gösterilerinde rol almak istemeyen,mavi suların beyaz tenli haylaz çocukları martılar,birer birer kaybolmaya başladılar ufkun derinliklerinde,güneş dağların üstüne henüz daha çökmeden.
Asileşerek bembeyaz köpüklere bürünen ve ardından da denizin üstünü karıştırıp hırçınlaştıran yorgun düşmüş dalgalar,gerçekte umut dolu ezgilerimizin yaşam bulduğu yerdir.İnsanoğlunun haince saldırılarına karşı bütün gücü ile direnen o muhteşem güzellikteki koylarımız,henüz daha yaşanmamış hayatların başlayacağı en doğal cennet köşelerimizdir.
Onurunu yitirmiş,gücünü kaybetmiş okyanusların üstüne dalgalarla yazılan isyan yazıları artık bir anlam ifade etmeyecekse ,işte o zaman gökyüzüne dönüp ,yıldızlardan bir demet saf deniz isteyeceğiz geleceğin çocuklarına armağan olsun diye.
Doğanın otoritesine ve akışına karşı gelip,onu bütün gücüyle yok etmeye çalışan insanoğlunun,geleceğinin ne olacağını sorgulamasının zamanı çoktan gelmiştir. Zaten yok oluş sürecinin başladığı çizgideki kırılma noktası da burası olsa gerek..
Son denizin yalnız balıkları,açlıktan uçamayan karabataklara yem olmadan önce,suların üstünü kaplayan bembeyaz bulutların eteklerine çarpan kırgın dalgaların feryatları,acı çığlıkları yankılanırken kainatın derinliklerinde,işte o gün yeniden efsanelere dönüşüp canlanacaklar mitolojik tanrıların yitik mavi sular diyarında.
En acı ve üzücü unutulmayacak olan gerçekte ,bu korkunç görüntünün hem yaratıcısı hem de tanığı olmaktır.Bizlerin sınır tanımayan istekleri karşısında çaresiz kalan doğanın artık verebileceği nimetler çok azalmıştır.Onun koşulsuz olan cömertçe sunumlarını büyük bir açgözlülük ile talan edercesine tüketen insanoğlu bu yokluğun ve sorumsuzluğun sonuçlarına da elbetteki katlanmak zorunda kalacaktır.
Denizlerin ve okyanusların inanılmaz gizemi ve gücünden yaratılan o karmaşık ve olağanüstü yaşamın varlığı,kainattaki varoluşun en büyük ve en önemli kanıtıdır.Düşüncenin bilime dönüşerek, felsefenin doğuşuna ilham kaynağı olan denizler,evrenin sonsuzluğunda her zaman yaşam ışıltılarına sunmaya devam edeceklerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.