Toplu taşımanın geleceği araç paylaşımı olabilir mi?
Birçok kişi trafik sıkışıklığı ve yakıt masraflarına çözüm üretmek için aracını kendisiyle aynı istikamete gidenlerle ortaklaşa kullanmayı tercih ediyor. Peki bu geleceğin toplu taşıma anlayışı olabilir mi?
Yeni bir araç paylaşım servisi Berlin’de 5 kişilik kapasiteye sahip 25 ring servisini yolculara ücretsiz olarak sunmaya başladı. Bu araç paylaşım servisi, aslında şimdiye kadar gördüğümüz paylaşımlı araç kullanımı modelinden fazlası değil. Zira birçok kişi trafik sıkışıklığı ve yakıt masraflarına çözüm üretmek için aracını kendisiyle aynı istikamete gidenlerle ortaklaşa kullanmayı tercih ediyor. Ancak üç ay boyunca Berlin sokaklarında göreceğimiz bu araçlar, paylaşımlı araç kullanımından çok daha ucuza geliyor.
Bu uygulamanın arkasında ise araç paylaşım platformu Door2Door ve Almanya’nın en büyük otomobil kulübü Allgemeine Deutsche Automobil-Club (ADAC) var. Door2Door projenin arkaplanında çalışan algoritmaya destek verirken, ADAC kullanılacak olan araçları ve daha da önemlisi yatırımı sağlıyor.
Bu projenin amacı aslında toplu taşımanın geleceği ve geleceğin akıllı şehirlerinin nasıl tasarlanacağı hakkında bir konuşma başlatmak. Door2Door ve ADAC şu an ortaya koydukları ücretsiz hizmetin, geleceğin akıllı şehirlerinin toplu taşımayı nasıl planlayabileceğine dair bir örnek oluşturmasını istiyor.
Aslına bakarsanız şimdiye kadar bir çok teknoloji girişiminin bu konuda üretim yaptığını gördük. 2014 yılında UberPool‘u duyuran Uber, aynı istikamete giden yolcular için araç paylaşımı modelini hayata geçirmişti. Uber’in rakibi Lyft de aynı alternatifi Lyft Line ile kullanıcılarına sunmuştu. Tüm bu ürünler kulanıcılara araç paylaşım modelinden daha farklı bir şey sunmuyor ancak bu modeli daha ucuza kullanmanızı sağlıyordu.
Bu anlamda Door2Door’u Uber ve Lyft’ten ayıran şey ise özel taşımacılık alanında hizmet vermek yerine doğrudan toplu taşıma alanına odaklanmış olması. Door2Door hizmetinin son kullanıcı tarafından değil, belediyeler ve devletler tarafından kullanılmasını istiyor.
Üç ay boyunca ücretsiz sunulan bu hizmetin son kullanıcı tarafından hızlıca kabul göreceği açık. Ancak Door2Door’un kurucusu ve idari yöneticisi Dr Tom Kirschbaum, bu üç aylık sürecin ardından hizmeti ücretsiz sunmalarının pek mümkün olmadığını ve ileride bir gün bu hizmetin ücretsiz olacağının garantisi olmadığını ifade ediyor. Ancak şirket, bu sistemin geleceğin akıllı şehirlerinde toplu taşıma seçeneği olarak hayata geçebileceğini göstermek istiyor.
Berlin’de hayata geçen bu uygulama, üç ay boyunca her Cuma ve Cumartesi 17.00 – 01.00 arası kullanıma sunulacak. Eğer Door2Door, belediyeleri ve hükümetleri ikna edebilirse, toplu taşımanın geleceği gerçekten araç paylaşımı olabilir. Üstelik araç paylaşımının doğru konumlandırılmasıyla uzun vadede şehirlerin yaşam kalitesinin yükseldiğini de görebiliriz. Zira bu modelin yaygınlaşması, şehirlerdeki trafik tıkanıklığı, park yeri sıkıntısı ve egzoz dumanı problemlerine çözüm yaratacaktır.
Webrazzi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.