Turkar'ı ABD ordusu da kullanacak

ESKİŞEHİR’den çıkan, logosunu ve çevikliğini ‘Anadolu Yaban Koyunu’ndan alan ‘Turkar’ isimli yerli 4x4 ticari araç, ABD yolunda. Eskişehir’de traktör ve iş makinesi kabinleri üretip ihraç eden, Renault otobüslerinin şasilerini, Caterpillar ve Komatsu’ya ağır komponentler üreten Hisarlar Grubu, TÜBİTAK ve üniversitelerle işbirliği yaparak hayata geçirdiği ve üretimine başladığı Turkar’ın askeri versiyonunu da geliştirerek ilk aracı geçtiğimiz hafta deneme amaçlı Amerika’ya gönderdi. Hisarlar Grubu, savunma sanayi alanında faaliyetlerde bulunan bir Amerikan firması ile aracın Kuzey Amerika, Afganistan, Irak ve Ortadoğu’da pazarlanması yönünde işbirliği yaptı.

5 milyon Euro harcadı

Hisarlar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Fazlı Türker, “en büyük hayalim” dediği araç için “Bu araç otomobil, kamyonet ve traktörün birleşmesi. Yüzde 100 yerli tasarım ve yüzde 85 yerli üretimle (motor, şanzıman hariç) hayata geçirilen Turkar otomobil gibi konforlu, traktör gibi tarlaya giriyor ve 4x4 özelliğine sahip. Kamyonet kasası üç tarafa yük indiriyor” yorumunu yaptı. Turkar isimli 4x4 hafif arazi kamyonuyla ilgili çalışmalara 2006 yılında başladıklarını söyleyen Türker, grubun mevcut tesisleri ve imkanlarından yararlanarak yüzde 85’i yerli bu aracı 5 milyon Euro’luk yatırımla geliştirdiklerini belirtti. Türker, “Normalde en az 30-40 milyon Euro yatırım gerektiren bu araç için sadece Ar-Ge fazının tasarım, analiz, test, yazılım ve donanım ekipmanları ile prototip araç üretim teçhizatı ve malzeme ihtiyaçlarını karşıladık” dedi.

Hedef yılda 1000 adet üretim

Seri üretimine başladıkları araçtan bu yıl 60 adet üreteceklerini belirten Türker, üretim rakamlarının 2012’de 200, 2013’te 500, 2014’te 700 ve 2015’te ise 1000 adet planlanlandığını söyledi. Türker, şöyle konuştu: “Araçlarımızı hem ticari ve hem de askeri alanda, uluslararası düzeyde pazarlayabilecek bir oluşumu gerçekleştirebilme çabasındayız. Askeri versiyon araçlar, Nato Stanag 4569’a göre hafif zırhlı araç tanımlamasına uygun koruma seviyesinde zırhlandırılacak ve testlere tabi tutulacak. ABD’deki testlerin olumlu sonuçlanması halinde Turkar’ın hafif zırhlı askeri versiyonları Eskişehir’de üretilecek ve ABD firması ile müşterek pazarlanacak. Amerikan ordusunun küresel operasyon bölgeleri önemli.”

Amerika dışında bir araçlarını da Almanya’ya gönderdiklerini hatırlatan Türker, aracın bir Alman firması tarafından elektrikliye dönüştürüldüğünü söyledi. Türker, şunları dile getirdi: “İki aracımızı ise yakıt tankeri üst yapılı olarak Türkiye’de sondaj faaliyetlerinde bulunan bir Amerikan petrol arama şirketine sattık. Bir aracımızı ise Norveç şartlarına uygun olarak hazırlayıp deneme amaçlı satacağız.”

Fiyatı rakiplerinden yüzde 70 daha ucuz

NİŞ bir araç ürettiklerini, offroad özelliği, ağır coğrafi şartlarda ve iklim koşularında hizmet sunması nedeniyle kamu sektörü ağırlıklı ihtiyaçları karşıladığını kaydeden Fazlı Türker, hedeflerinin Türk Silahlı Kuvvetleri, iç güvenlik birimleri (Emniyet ve Jandarma Teşkilatları), Sağlık, Çevre ve Orman Bakanlıkları, Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, TRT, Telekominikasyon Kuruluşları, Belediyeler, İl Özel İdareleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, inşaat müteahhitleri ile madenciler, doğa turizmcileri ve büyük çiftlik sahipleri olduğunu belirtti. Türker, “Biz seri üretime bu yıl başlamış bulunuyoruz ve her ay 5 araç üretiyoruz.

Şu ana kadar iç piyasada beş aracımızın satışı gerçekleşti. Araçlarımızın rakipleri Avrupa’dan Unimog, Bremach ve Multicar’dır.

Bu araçların fiyatları dikkate alındığında, bizim onlara göre yaklaşık yüzde 60-70’lik bir avantajımız söz konusu” diye konuştu.

Biz Türk markası yarattık ama otomobil daha zor

FAZLI Türker, Türk malı otomobil konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de kamyon ve otobüs üretimlerinde Türk markaları var. Biz de ‘Türk otomobili’ sözcüklerinden türetilerek ve biraz da yurt dışı pazarlama kaygısıyla stilize ederek ‘Turkar’ markasını yarattık. Otomotiv sektöründe marka yaratmanın son derece güç ve maliyetli bir iş olduğu bilinmektedir. Otomobil üreticileri açısından bu işin daha da zor olacağını düşünüyoruz.”

HÜRRİYET