UND Başkan Yardımcısı Cavit Değirmenci: İstifaya zorlandım
“Çetin Bey YK Başkanımız Ahmet Bey’i arayarak istifamı istemiş. Ahmet Bey de yapılanı 'sektöre nefes aldırmak' diye açıklayarak, benim seçilmiş bir birey olduğumun altını çizmiş ve ‘eğer istifa isteniyorsa siz söylemelisiniz’ demiş. Ben de vazgeçtim" dedi
UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cavit Değirmenci’nin sitemizle de paylaşılan basın duyurusunda şu açıklamaya yer verildi:
UND Yönetim Kurulu içerisinde Başkan Yardımcılığı görevimde bulunduğum süreçte yaşanılmış olan ve Başkan Çetin Nuhoğlu Bey tarafından farklı şekilde anlatılarak hakkımda yapılan “Kişisel menfaatleri doğrultusunda işler yaptılar” şeklindeki ithamlara, sektörden ve basından arayıp “Neden istifa etmedin veya ettin mi? Sorun nedir?” şeklindeki sorular karşısında bu açıklamayı yapmaya ihtiyaç duydum.
2019 yılı Mart ayında yaşanılan NCTS otomatik teminat hesaplama sistemi uygulamasının Bakanlık tarafından uygulamaya başlatılması birlikte düzenlenen T1’lerin teminat yetersizliği nedeni ile kapatılamaması sonucu sektörümüzün yüzlerce aracı çıkış yapamamış, gümrüklerde ya da kendi parklarında hareketsiz günlerce beklemek durumunda kalmıştır.
Bu durum üzerine tarafıma sektörden sürekli telefonlar gelmiş olup sürecin kaldırılması ya da ötelenmesi üzerine talepler olmuştur. Aynı telefonlar ikinci Başkanımız Şerafettin Bey’e de gelmiştir. Kendisiyle yapmış olduğumuz görüşmelerde; sektörün önünü açmak, en azından firmalarımızın süreç doğrultusunda pozisyonlarını alması için zaman kazandırmak anlamında Bakanlıkla görüşmeler yapmak hususunda mutabık kalarak, Bakanlık kanadıyla her ikimiz de görüşmelere başladık. Yaşanan sorunları Şerafettin Bey, Çetin Bey ile yaptığı görüşmelerde kendisine de aktardığını bildirmiştir. Ben de, Bakanlık tarafıyla yapmış olduğum görüşmeleri ve sonuçlarını Şerafettin Bey, İcra Kurulu Başkanı ve Yardımcısı ile zamanlı olarak paylaştım. Akabinde uygulamanın iki ay ötelenmesine karar verildi. Ancak ertesi günü Bakanlık’tan gelen telefonda Derneğimizden yazı gittiğini, ancak içerisinde uygulamanın kaldırılması veya ötelenmesine yönelik bir ifadenin olmadığını bildirdiler. Bunun üzerine Dernek İcra Kurulu üyesi Elif Hanım ile yapmış olduğum görüşmede kendisine; gelişmeleri sürekli paylaştığımı, uygulamanın ötelenmesine karar verildiğini, dernekten bir yazı beklememelerine rağmen yazı gönderiyorsak neden ötelenmeyi yazmadığımızı sordum. Kendisi de yazıyı TOBBUND'den Mehmet Bey’in kaleme aldığını bildirdi. Daha sonra İcra Kurulu Başkanı beni arayarak, bir önce gönderilen yazıya ötelemeyi de ilave edip yeni bir yazı gönderebileceğimizi bildirmiştir. Yazının taslağını hazırlayıp bana gönderdi. Ben de kontrol ettikten sonra kendisine “olur” verdim.
Takip eden günlerde İcra Kurulu’na baskı yaparak, bu yazıyı gönderttiğim hususunda tarafıma değerlendirme talebi adı altında (Savunma) mektup geldi. Sayın Başkan’a, e-mail yoluyla; “Yanlış bir anlaşılma olduğunu, yönetim kurulunda süreci anlatmak istediğimi” bildirdim. Kendisi yazılı cevap vermem hususunda dönüş yapmıştır. Bunun üzerine yazılı cevap vererek, derneğimizin ilgili kurullarında bu süreci sözlü olarak da anlatmak istediğimi belirttim.
Akabinde Çetin Bey Yönetim Kurulu Başkanımız Ahmet Bey’i arayarak istifamı istemiş. Ahmet Bey de “Yapılan işin doğru olduğunu, mağdur olan sektöre nefes aldırdığını, aslında bu uygulamaya tamamen itiraz edilmesi gerektiğini, zira nakliyecilerin T1 maliyetlerini artırmaktan başka bir amaca hizmet etmeyeceğini” bildirip, benim seçilmiş bir birey olduğumu, kendisinin bana istifa hususunda bir telkinde bulunamayacağını “şayet istifa etmesini istiyorsanız siz kendisine söyleyin” dediğini benimle paylaşmıştır. Bu süreç sonrasında başkan benimle hiç görüşmemiş, tarafımdan direkt istifam istenmemiş ve şifahi bir defa dahi dinlememiştir. Aslında ilk tepkilerden sonra istifa etmeye karar vermiştik. Zira sektör adına olumlu aksiyonlar alınmasına rağmen takdir beklerken gelen tepkiye anlam verememiştik. Ancak başkan tarafından istifam istendiği dolaylı olarak bana gelince istifa etmekten vazgeçtim.
Değerli meslektaşlarımıza şunu sormak isterim: Baskı yaparak yazı yazdırmakla suçlanıyorum. Kabul edelim ki baskı yaptım. Bir gün önce gönderilen yazıya ilave edilen madde teminat yetersizliğinden dolayı ihracat araçlarının çıkış yapamaması nedeniyle uygulamanın iki ay ötelenmesi talebi ilave edilmiştir. Uygulamanın ötelenmesinin “Sektör adına nasıl bir olumsuzluğu vardır” takdirlerinize bırakıyorum. Bu arada iki ay öteleme yazısı Bakanlığa gitmeden, uygulamanın iki ay ötelendiği yazısı çıkmıştır. Uzatma yazısı çıkmadan bir gün önce EKOL Lojistik olarak bekleyen bir tane aracımız kalmamıştır. Zira bizim YYS belgemiz ve yurt içi/yurt dışında kullanılacak kendi teminatlarımız vardır. Burada kendi menfaatimiz için nasıl hareket ettiğimizi anlamakta zorlanıyorum. Firma olarak her türlü yetki belgemiz mevcut olup diğer meslektaşlarımızın da örneğin YYS belgesi alması için UND olarak yapmış olduğumuz toplantılarda bütün ekibimi götürerek isteyen arkadaşlara bilabedel destek vereceğimizi belirtmişimdir. Bizden destek alarak belgeyi alan firmalar vardır. Onlar arzu ederlerse kendileri firma isimlerini açıklayabilirler. Bizim kurum olarak bireysel menfaat değil kolektif menfaatten yana duruşumuz olmuştur. Aksi olsa neden destek verelim.
Gelişen bu süreç paralelinde Sayın Başkan kendi talebi olmadan işlemler yapıldı görüşüyle, İcra Kurulu Başkanı arkadaşın savunması ile birlikte istifasını istemiştir.
Kurumsal yapıdan bahsedildiği yerde, derneğimizin asıl amaçlarından olan “Dernek üyelerinin menfaatleri doğrultusunda hareket ederek, maliyetlerini azaltacak çalışmalarda bulunarak üyelerinin rekabet güçlerini artırmak” konusu yerine “UND gelirlerini artırmak“ şekliyle hareket etmenin ne kadar doğru olacağı tartışılacak bir konudur. TOBBUND’nin gelirlerini artırmak için nakliyecinin üstüne basarak maliyetlerini artırmak, STK’nın kuruluş amacının ruhuna terstir. Zira, STK’lar ticari kuruluşlar değildir. Kuracağı iştiraklerle düşük maliyetlerle hizmet verip sürümden kazanarak kendi yaşamını aynı zamanda temsil ettiği kitlenin hayatını kolaylaştırarak sürdürülebilir kılmaktır.
Ayrıca İcra Kurulu Başkanı’nın savunmasında bahsettiği, bu yazının yazılarak Bakanlıktan istediğimiz 2 ay ertelenme talebimiz öncesi ikinci başkanımız Şerafettin Aras ve Başkan yardımcımız Cavit Değirmenci beylerle görüşmem sonucunda kendilerinden “Sektörün teminatlar ile ilgili büyük sorunlar yaşadığı, 303 sayılı yazının ve yazı içeriğinin doğru ve tüm sektörün menfaatlerini koruyacak şekilde UND olarak hareket edildiği” şeklinde aldığım sözlü bildirim karşısında yazıyı hazırladık. Tırsan yetkililerince tarafına verilen değerlendirme toplantısı esnasında verilen arada yazının kendisine Çetin Bey kaşe imzalı olarak geldiğini söylemesine karşın “Kimsenin haberi olmadan yapılmıştır” denilmesi ve ikinci Başkan ve Başkan Yardımcısı’nın sektör firmalarının maliyetlerinin azaltılması amaçlı bir kararının bile sorgulanması, kabul edilmemesi nasıl bir kurumsal yönetim ve demokrat anlayışla açıklanabilir.
Söz konusu sürece ilişkin, e-mail yazışmaları, tarafımca verilen savunma ve İcra Kurulu Başkanı’nın savunma belgelerini değerli üyelerimiz dernekten talep edebilirler. Tedarik edemezlerse hepsi bende mevcut olup paylaşabileceğimi bildirmek isterim.
Saygılarımla,
Cavit Değirmenci
UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.