UND ve U.N Ro-Ro’nun grev zaferi
Uluslararası Nakliyeciler Derneği ve U.N Ro-Ro İşletmeleri, sektör adına önemli bir başarıya imza attı. Trieste Limanı’nda bundan böyle haberimiz olmadan...
Uluslararası Nakliyeciler Derneği ve U.N Ro-Ro İşletmeleri, sektör adına önemli bir başarıya imza attı. Trieste Limanı’nda bundan böyle haberimiz olmadan grev olmayacak.
Avrupa’ya taşıma yapmak için İtalya hattını kullanan nakliyecilerimiz, artık hiçbir tarafında yer almadığı grev eylemlerinden mağdur edilemeyecek. Özellikle Trieste Limanı’nda son yaşanan grev, hem ihraç malı taşıyan nakliyecilerin, hem de hattı kullanan U.N Ro-Ro’nun milyonlarca dolar zarara uğramasına yol açmıştı. Dernek ve Ro-Ro yetkililerinin ‘İtalya’daki tek liman siz değilsiniz’ anlamı da çıkarılabilecek resti, bölgedeki idari ve siyasi otoriteyi çözüm yolunda radikal tedbirler almaya itti. Emekçinin doğal hakkı grev yine olacak; ancak, alınan karar gereği bunu Türk tarafına 10 gün önceden bildirecekler.
Avrupa’ya yapılan taşımaların yarısına yakınını ro-ro üzerinden gerçekleştiren uluslararası nakliyeciler, sonunda‘uzlaşma’ kavramının önemini keşfetmiş gözüküyor. Ruhi Engin Özmen Başkanlığı’ndaki UND’nin net bir tanımla “Biz sektörel bir sivil toplum örgütüyüz. Ticari işletme değiliz” açıklaması eylemlerle de destekleniyor. Derneğin kişilerden bağımsız düzenleyici konumda yer alması, ticari kuruluşların da, sektörün taleplerine konsolide olmasıyla iki tarafın da kazanabileceği kararlara imza atılabiliyor. Bunun örneği geçtiğimiz günlerde yaşandı. UND ve U.N Ro-Ro yöneticileri, varlıklarıyla ekonomik kalitesini yükselttikleri İtalya’nın liman kenti Trieste’ye giderek, bölge valisi ve liman otoritesine “Grev nedeniyle büyük zararlar yaşadık. Böyle sürmesi halinde başka liman alternatiflerini kullanırız” mesajı verdi. Uyarının ardından, durumun hassasiyetini fark eden vali de, bir deklarasyon yayınlayarak “Greve giden işçilerin 10 gün önceden işi bırakamayacağını” karara bağladı. İşte, bu girişim işbirliğinin zaferidir.
İşbirlikleri sürüyor, sürebilir…
Güçlü bir dernek herkesin menfaatinedir. U.N Ro-Ro’nun CEO’luğunu üstlenen Sedat Gümüşoğlu da, sektörden gelmemesine karşın, bunu net olarak algılayan yöneticilerden biri. Onun yönetime gelmesiyle birlikte iki taraf da, söz düellosu yerine ‘sinerji’yi keşfetti. Dernek kimliğinden sıyrılarak ticari işletmeye soyunma çabalarından gelen zararı (doğru bir yaklaşımla) U.N Ro-Ro karşılamıştır. Buradan ‘U.N Ro-Ro alternatifsiz bırakılsın’ anlamı çıkarılmasın. Uluslararası taşımacılar, yeri ve zamanı geldiğinde bir dünya devi daha yaratabilecek potansiyele sahiptir. Ancak, bunun mimarları, dernek şapkalarını çıkaranlar arasından olmalıdır.
Çok fazla gündeme getirilmedi ama, U.N Ro-Ro’nun UND ile güzel bir işbirliği daha var. UNDNET, U.N Ro-Ro’nun tüm limanlarında kullanılıyor. Gümrük bildirimleri ile ilgili işlemler UNDNET’e ayrılmış salonlarda yapılıyor. Bu ticari birliktelik de, derneğe üye aidatlarından başka bir gelir kapısı daha açmış oluyor. Yani, herkes kendi işini yaptığında da kazanmak mümkün.
“Birlikten güç doğar”
Dayanışmanın önemini ne güzel tarif etmiş atalarımız. Yine U.N Ro-Ro ve dernekten yola çıkarak bu sözü somutlaştırabiliriz. U.N Ro-Ro, özellikle son dönemde yaygınlaştırdığı daha iyi hizmet için müşterileriyle tek tek görüşüp gereksinimlerini toplayabilir. Ama sektörün stratejik olarak ne istediğini ancak dernek ortaya koyabilir. O nedenle derneğin güçlü olması ve ağırlığının artırılması gereği vardır.
Örneğin, nakliyecilerimizin Fransa’da yaşadığı kendi dorselerini çekememesi problemi, ne nakliyecinin ne de hattın sahibi U.N Ro-Ro’nun kendi başına çözebileceği bir iş değildir. U.N Ro-Ro, müşterilerinin hakkını korumak adına dahi olsa, Dışişleri Bakanlığı’nın kapısını çaldığında ticari bir işletme olarak kabul görür. Ama, yanlarına derneği de alıp gittiklerinde sektörün haklarını savunmak için orada olduklarını ortaya koyarlar.
Son söz: Güçlü dernekten kimseye zarar gelmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.