Yarım asırlık Türk Loydu, yeni atılımlara hazırlanıyor

Yarım asırlık Türk Loydu, yeni atılımlara hazırlanıyor

 Denizde, karada can ve mal güvenliğini sağlamak, çevre kirliliğini önlemek amacıyla 1962 yılında  kurulan Türk Loydu, 50. yılına yeniliklerle...

 

Denizde, karada can ve mal güvenliğini sağlamak, çevre kirliliğini önlemek amacıyla 1962 yılında  kurulan Türk Loydu, 50. yılına yeniliklerle adım atma arzusunda. Dünyadaki tüm klas kuruluşlarının üye olduğu IACS tarafından klas kuruluşluğu tescil edilen milli klas kuruluşumuzun ilk hedefi, üyelik yolunda yapılması gerekenlere hız vermek olacak.

Türk Loydu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr.  Tamer Yılmaz, Pendik Green Park Otel’deki 50. Yıl galasının açılışında yaptığı konuşmada vakfın, faaliyet ve hedeflerini aktardı. Yılmaz herkese teşekkür ederek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Birinci önceliği eğitime vereceğiz. Bütçemizde buna göre düzenleme yaptık. Ayrıca, Türk Loydu akademisi için de genel kuruldan yetki aldık. Önümüzdeki günlerde sivil havacılık sektöründe de, denizcilikte olduğu gibi ‘uçuşa elverişlilik belgesi’ verilmesi konusunda SHGM ile gerekli girişimlerde bulunuyoruz. Yine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımızın oluruyla demiryolu, hızlı tren gibi yeni iş kollarında da yer almak istiyoruz.”

KLAS KURULUŞLARI BİR BÜTÜN OLARAK HAREKET EDER

Gala gecesinin onur konuğu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da, “Klas kuruluşlarının marka olmaları çok da kolay olmuyor. Etkin olan markalarda şunu görüyoruz. O ülkenin üniversiteleri, sanayi kuruluşları, siyasetçiler, sivil toplum örgütleri bu kuruluşlara sahip çıkıyor. Çünkü, bu kuruluşlar, bir anlamda ülkenin bayrak taşıyıcısıdır. Türk Loydu mührünü uluslararası sefer yapan herhangi bir gemide görmek, Türk Loydu’nun yetenek ve kapasite göstergesinin ötesinde ay yıldızlı bayrağımızın dalgalanması anlamını taşır. O bakımdan bu kuruluşların felsefesinde ticari kaygılar yatmaz. Türk Loydu’nun felsefesinde de Türk denizciliğini, gemi inşasını; büyüyen gelişen Türkiye’nin sanayi ve kara tesislerinin kalitesini kontrol etmek, yetkinliğini onaylamak yatmaktadır” açıklamasını yaptı.

ORTA VADE, SİYASETÇİ SÖYLEMİDİR TARİH İSTİYORUZ

Türk Loydu’nun eğitimi  hep gündeminin ilk sırasında tuttuğunu ifade eden Yıldırım, “Az önce Türk Loydu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr.  Tamer Yılmaz, 103 olan burs miktarını 2 katına çıkaracaklarını söyledi. Bunu çok değerli buluyorum ve daha da artırılmasını diliyorum. Bunun için de Türk Loydu’nun daha fazla iş yapmasına ihtiyaç var. İkinci önemli katkıları ise, önce bir akademiyle başlayacakları atılımı üniversiteye dönüştürme hedefleri olacak. Yalnız hocam, ‘orta vade’ diye telaffuz etti. Orta vade, siyasetçilerin çok sevdiği bir laftır ve sınırları muğlaktır. Sıkıştığın zaman, orta vadeyi 10 yıla kadar uzatabilirsin. O nedenle analitik düşünen bir mühendis camiası olarak, orta vade yerine tarih telaffuz etmek, daha kararlı olma yolunda doğru bir adım olacaktır. Türk Loydu’na da yakışan budur. Bu hamle denizciliğin gelişmesi bakımından da çok ciddi katkılar sağlayacaktır” diye konuştu.

CİRONUZ 10 KAT DAHA BÜYÜK OLMALIYDI

Türk Loydu’nun 2011 performansının, 2007’den bu yana gerçekleşen performanslarından da iyi çıktığını belirten Bakan Yıldırım, bunu da şu sözlerle yorumladı:  “Tablo çok ilginçtir. Çünkü, bir küresel kriz dönemi de bu aralıkta yaşanmıştır. Hem ciro bazında, hem de karlılık bazında önemli bir başarıdır. Ama hala 20 milyon gibi rakamlar çok mütevazı sayılmalıdır. Bu önemde bir klas kuruluşunun yıllık cirosu en az bunun 10 katı olmalıdır. Türk denizciliğinin potansiyelini düşündüğümüzde, bu cirolar çok düşük kalıyor. Dünyanın toplam cirosunun yüzde 86’ısını oluşturan 30 ülke içinde Türk armatörünün kontrol ettiği filonun miktarıyla ülkemiz 15. sırada yer almaktadır. Türkiye, denizcilikte hiç de ihmal edilemeyecek bir konumdadır. Yani, Türkiye dünyanın 16. büyük ekonomisidir ama denizcilikte 15. sıraya yerleşmiştir. Bu şüphesiz önemli bir başarıdır.”

TOPLAMA VE BESLEYİCİ LİMANLARA İHTİYAÇ VAR

Türkiye’deki  limancılığın ölçek ekonomisine aykırı gelişme gösterdiğini vurgulayan Yıldırım, “Yalnızca İzmit Körfezi’nde 37 liman bulunmaktadır. Singapur’a, Çin’e, Hollanda’ya bakıyorsunuz 30-40 milyon TEU konteyner elleçleniyor. Sizin bütün limanlarınızın kapasitesi bunun yarısını bile karşılayamaz. Bu yapısal bir sorundur. Maalesef, başlangıçta bizim sanayicilerimiz tesisleri kurarken total ekonomiyi göz ardı etmişler. Arkasına yol oluşturmuşlar, bir de demiryolunu eklemişler. Bunun ulaşımdaki kesintisizlikle, süreklilikle alakası yok. Mutlaka toplama limanlarınız olmalı. Ayrıca besleyici limanlara ihtiyaç var. Türkiye , en azından 2023-2035 hedeflerinde bu konsolidasyonu mutlaka yapmalıdır.”

DENİZCİLİĞE POZİTİF AYRIMCILIK YAPTIK

Teşkilat Yasası’nda pozitif bir ayrımcılık yaptıklarını kabul eden Denizcilik, Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, “Denizciliği de bakanlık adının içine koyduk. Böylece denizciliği de, müsteşarlık seviyesinden bakanlık seviyesine terfi ettirdik. Bunu yaparken ‘her şeyi kendi bünyenizde topluyorsunuz’ eleştirileriyle de karşılaştık. Başka ülkelerde her birimin ayrı bakanlığı olduğu söylendi. Doğrudur.  Ancak, bazı ülkelerde siyasette istikrar olmadığı, siyasi irade zayıf olduğu için koalisyonlar olur. Koalisyonların sonucunda da, ulaştırma birine, denizcilik birine, haberleşme diğerine verilebiliyor. Al sana 5 bakanlık. Koordinasyon bir türlü sağlanamıyor. Biz siyaseten doğru bir adım attık. İletişim ile ulaşım birbirinden ayrılamaz. Çünkü, ikisi de erişilebilirliği öngörmektedir” ifadeleriyle bakanlık adındaki değişikliğin yapılma nedenini açıkladı.

Selçuk ONUR – LOJİPORT

(BU HABER, ANCAK AKTİF LİNK VERİLEREK ALINTILANABİLİR)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.