Yerli makam aracı olur mu?

Yerli makam aracı olur mu?

“PORSCHE’den inin, Fiat’a, Volkswagen’e binin”den sonra beklenen tartışma başladı.“En lüks otomobillere bakanlar, bürokratlar biniyor. Onlar da...

“PORSCHE’den inin, Fiat’a, Volkswagen’e binin”den sonra beklenen tartışma başladı.

“En lüks otomobillere bakanlar, bürokratlar biniyor. Onlar da insin.”

İnerler mi, inmezler mi bilmem.

Karışmam da.

Ama bildiğimi yazarım.

Dünyanın bütün “sanayi” ülkelerinde o ülkelerin liderleri, o ülkede üretilen en prestijli otomobil neyse ona binerler.

Mesela, Amerika başkanları Cadillac’a biner. Pek ender olarak Lincoln’e de binerlerdi ama daha çok Cadillac.

Fransa’da cumhurbaşkanı eskiden Citroen’e binerdi. DS’lere. Sonra Peugeot’ya geçmişti. 604’e bindi. Peugeot modelleri büyüttükçe, en büyüğü neyse ona bindi.

Şimdilerde tekrar Citroen’e döndü. C6’ya biniyordu son gördüğümde.

İngilizler en rahatı. Kraliçe Rolls Royce’a biner, Bentley’e biner. Araziye Range Rover’la çıkar. Bir ara Rover’a da binmişti. Ender olarak da Jaguar’a.

Başbakanları da genelde Jaguar’a biner, eskiden Rover’a da binmişliği vardır.

İtalya Başbakanı, Lancia’ya biniyordu son gördüğümde. Lancia Thesis’e.

Almanlar rahat. BMW, Mercedes, Audi. Seç beğen bin. Merkel genelde Mercedes’e biniyor.

Diyeceksiniz ki, bizimkiler nasıl binsin. Makam arabası olacak yerlimiz mi var?

Hyundai Accent’e mi binecek, Fiat Linea’ya mı? Yoksa en uygunu Renault Fluence’a mı?

Hiçbiri oturaklı makam otomobiline benzemiyor değil mi?

 

BİR ECEVİT

 

Hele hele zırhlamaya kalksan, yerinden kıpırdamaz. Oto olur da mobil olmaz.

Zaten benim bildiğim bir rahmetli Bülent Ecevit var, “Türkiye başbakanlar tarihinde yerli otomobile binen” tek olarak.

Hatırlarım. 1970’lerin ortasında başbakanlık koltuğuna oturduğu her iki seferde yaptığını...

Ecevit’in ilk başbakanlığında devlette makam arabası olarak “Amerikan” kullanma geleneği vardı.

Cumhurbaşkanlığı’nın eski Cadillac’ı vardı. Bir de Mercedes 600 Pullmann’ı.

Başbakanlıkta ise genelde Chevrolet kullanılırdı.

Ecevit başbakan oldu.

Chevrolet’yi garaja çektirdi ve o zamanlar Türkiye’de üretilen üç markadan birini makam otomobili olarak seçti.

Üç marka dediğim biri Anadol, diğeri Murat 124, bir de Renault 12.

Ecevit’in tercihi Renault 12 oldu. Makam için onu seçti. Başbakanlığı süresince ona bindi.

Sonra 12 Eylül, şu bu derken Ecevit’in bir daha başbakan olması için aradan 20 yıldan fazla zaman geçti.

1990’ların ortasında başbakan yardımcısı oldu tekrar.

Kendisine bir Mercedes tahsis ettiler.

Bakanlığa değil de bir kamu bankasına aitti Mercedes.

Ecevit hemen geri gönderdi. Partide kullandığı Tofaş Kartal’ı makam otomobili yaptı.

Millet güldü. Bunun üzerine kendisine “yerli” diye bir Renault Safrane yutturdular.

İthal olduğunu öğrenince onu da geri yolladı.

Bir ara zırhlı bir Tempra kullandı. Türkiye’de üretiliyor diye.

Başbakanlığı sırasında ise Ford minibüse bindi. Biraz da sağlık gerekçeleriyle.

Dediğim gibi. Yerli makam otomobili kullanan tek başbakan Ecevit’ti.

Ama bizim millete yaranmak da pek mümkün değildir. Yerliye binen Ecevit’e de hep beraber kızmıştık “Koskoca başbakan bu otomobillerle mi gezer” diye.

Bana sorarsanız başbakanlar, bakanlar yine neye isterse ona binsin de, en azından kamu kurumlarında “yerli üretim” şartı getirilse hiç fena olmaz.

Yirmi küsur bakana Mercedes almakla batmayız ama binlerce bürokrata alınan lüks araçlar gerçekten müsriflik.

Fatih ALTAYLI-HABERTÜRK 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.