10 numaradaki kayıp 1 milyar TL
Petrol Sanayi Derneği Genel Sekreteri Dr. Erol Metin: ?PETDER?in Türkiye?deki tek yetkili olarak yaptığı motor yağlarının toplanması ve geri kazanımı...
Petrol Sanayi Derneği Genel Sekreteri Dr. Erol Metin: ?PETDER?in Türkiye?deki tek yetkili olarak yaptığı motor yağlarının toplanması ve geri kazanımı işi; operasyon kalitesi, niteliği açısından dünyanın en iyi 3-5 projesinden biridir. Bize Şırnak?tan telefon edip, ?bir çay bardağı atık motor yağı var, gel bunu al? deyin, 48 saat içinde orada oluruz? diyor.
Birçok nakliyeci, 10 numara yağı yakından tanır. Ancak, ucuz olan ve motorin ile karıştırarak kullandıkları bu yağın nelere mal olacağını pek kestiremezler. Egzozdan çıkan kara dumanları çocuklarının da soluduğunu; 1-2 yıl ucuz yakıt nedeniyle katladığı navlun kârını peyder pey tamircilere iade edeceğini ve vergisiz ticaretten doğan alışverişin hizmet olarak dönmesinin mümkün olmayacağını zamanla anlayacaklarını umuyoruz.
Petrol piyasasında faaliyet göstermek için lisans alma zorunluluğu vardır. Bu lisansı aldıktan sonra da işiniz gereği yoğun olarak denetlenirsiniz. Buraya kadar hiçbir sıkıntı yok. Ama, lisans almayan ya da alması gerekmeyen tarafta da inanılmaz bir denetimsizlik var. 10 numara yağ da, bunların en önemli şemsiyesi.
Çevre Orman Bakanlığı?nın atık motor yağlarının toplanması ve yasalara uygun bir şekilde işleme tabi tutması için tek yetkili kıldığı Petrol Sanayi Derneği?nin (PETDER) Genel Sekreteri Dr. Erol Metin, ucuzluğu nedeniyle ?kamyoncunun dostu? diye nitelendirilen ?10 numaralı sorun?u anlattı:
?10 numara diye satılan yağın içinde kimyasal atıklar, baz yağlar, tehlikeli kimyasallar, bitkisel yağlar? ne ararsanız var. Yani bu yağın içinde ne olduğunu bilmiyorsunuz. Bu da çevreye inanılmaz bir zarar veriyor. Ambalajın üzerinde 10 numara yağ yazıyor. Ama, bir standart belirlenmediği için sadece o teneke 18 kilogram mıdır ona bakılabiliyor. Bunun haricinde içinde ne var kimse bilmiyor. TSE bu standartları yayınladığında, EPDK da, yayınlanan bu standartları mecburi standart haline getirip, yaptığı denetimlerle önünün alınabileceğini düşünüyoruz.?
Bu da işin mali portresi
Dr. Erol Metin, sözlerine şöyle devam ediyor: ?Öte yandan, pompa fiyatı olarak benzinde yüzde 60-65, motorinde de yüzde 50-55 vergi içeriği var. Madeni yağlarda bu yok. ÖTV, yağlama yağlarında 90krş/kg, yağlama müstahzarlarında 30krş/kg?dır. Karıştırarak kullandığınızda da 1.5-2 TL civarında ÖTV?den doğan fark vardır. Dolayısıyla bütün yol boylarında, ağır kamyon trafiğinin yoğun olduğu bölgelerde günde 10 bin teneke 10 numara yağ satan dükkan bulursunuz. Gerçekten bu yağın yanıcılığı çok yüksektir. Ancak, araç motorlarında yakılmak üzere tasarlanmadığı için çevreyi etkileyen emisyonları da korkunç derecededir. Bir süre sonra da tamirciden çıkamazsınız. Fakat, maalesef yaygın olarak kullanılmakta ve alenen beyan edilmektedir. Bizim hesaplarımıza göre Türkiye Cumhuriyeti?nin 10 numara yağdan doğan vergi kaybı 2009 yılında 1 milyar lira civarındadır. Ayrıca çevreye verdiği zarar; bu yakıtın kullanılmasından dolayı araçların motorlarına verilen zarar da ayrı bir konu. Bir an önce vergi düzenlemesinin yapılması ve saha denetimlerinin sıkılaştırılması gerekir. Çünkü, biz iğne ile düzeltirken, diğer yandan kürekle toprak atılıyor.?
Atık yağları toplamada tek yetkili PETDER
Çevre Orman Bakanlığı Petrol Sanayi Derneği?ni atık motor yağlarının toplanması ve yasalara uygun bir şekilde işleme tabi tutması için tek yetkili kılmış. Bu görevi yaklaşık 6 yıldır sürdürdüklerini ifade eden Erol Metin, ?Ancak ne yazık ki, hiçbir bedel talep etmediğimiz gibi bir de üstüne para vererek, bu işi kurallarıyla yaparken; öte yandan bir kesim ciddi paralar önerebiliyor. PETDER, atık alma konusundaki tek kurum. Başka hiç kimseye verilemez, alınamaz satılamaz. Ama potansiyelin yüzde 15-18?ini ancak toplayabiliyoruz. Atık motor yağlarının oluştuğu her ortamda alır, Bakanlıkça atık yağın tipine göre lisans verilmiş noktalara teslim ederiz. Türkiye?nin her noktasına hiçbir bedel almadan hizmet götürürüz. Motor yağı üreten firmalar, PETDER?in çalışmasına katılır, bu çalışmanın getirdiği maliyeti de paylaşır. Yüzde 90?ı yeniden değerlendirilir. Enerji olarak kullanımı çimento tesislerinde yakıta ilave şeklinde gerçekleşir. Atık yağların enerji değeri oldukça yüksektir. Madde olarak geri kazanımına gelince, bu konuda dünyanın biraz gerisinde olduğumuzu söyleyebilirim. Rafineriler, oldukça kompleks bir süreçten geçirdikten sonra yeniden baz yağa dönüştürürler. Türkiye?deki işletmeler ise, henüz bu aşamaya gelmedi. Fakat, kabasını alıp temizledikten sonra, inşaat sektöründe ya da kalıp yağı olarak kullanılıyor. Ama kirletici parametrelerin çok yoğun olduğu durumlarda bu iki geri dönüşüme de izin verilmeyebilir. Bu ürünler de, İZAYDAŞ?ta bertaraf edilir? açıklamasını yapıyor.
?Şırnak?tan bir çay bardağı atık motor yağını bile 48 saatte alırız?
Yılda yaklaşık 18 bin ton motor yağını ayda 1500-1600 sefer yapmak suretiyle Türkiye?nin her tarafından topladıklarının altını çizen Dr. Erol Metin, ?Yaptığımız, ekonomik olarak fizibl bir iş değildir. Çünkü, alınan ürünün geri kazanımı için bir de bedel harcarsınız. İddia ediyorum, PETDER?in yaptığı motor yağlarının toplanması ve geri kazanımı işi; operasyon kalitesi, niteliği açısından dünyanın en iyi 3-5 projesinden biridir. Bize Şırnak?tan telefon edip, ?bir çay bardağı atık motor yağı var, gel bunu al? deyin, 48 saat içinde orada oluruz. Lojistik yönetimi konusunda bu kadar iddialıyız. Bölgesel araçlarımız dolanır. Biz o aracın planına bu talebi sokarız. Hizmet satın aldığımız lojistik firmasına her bir araç için program veririz. O program dahilinde de alımlar yapılır? ifadelerini kullanıyor.
10 numara yağın astarı yüzünden pahalı
Litresi 1.5-2 TL arasında satılan yağı kullananların motorları iflas etmeye başladı. 180 kilometrelik mesafe için araçlar 135 milyon liralık motorin yakıyor. Aynı rakam 10 numara yağ kullanılması halinde 85 TL'ye kadar geriliyor. Bu yakıtın kullanılmasının ülke ekonomisine verdiği vergi kaybı ise 600 milyon lira ile 1 milyar lira arasında değişiyor. Gümrük Müsteşarlığı, Maliye ve Emniyet birimlerinin konuya ilişkin denetimleri devam ederken 10 numara madeni yağ yol kenarlarında açıkça satılıyor.
Kamyon, otobüs, minibüs ve TIR sürücüleri ucuz olan bu yağı motorin ile karıştırarak yakıt olarak kullanıyor. Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) düşük olduğu için daha düşük bir fiyatla satışı mümkün. Vergi boyutunun yanı sıra bu ürünün kullanılması çevreye de büyük miktarda zarar veriyor. 10 numara yağ kullanımı pistonlarda önemli seviyelerde kurum oluşumuna sebep oluyor. Akışkanlığı düzgün olmadığından, püskürtme sistemlerinde de problem oluşturabiliyor. Piston gömlek ve piston yuvalarında kurum birikimi sonucu motorun ömrü azalıyor.
ADR?ye geçiş önce kamuda başlamalı
2011?den sonra yurtiçi taşımacılık dahil her şey ADR konvansiyonuna uygun yapılacak. Ancak, Almanya?nın 20, İngiltere?nin 30 yılda tamamladığı geçiş sürecini bize özgü yöntemlerle bir çırpıda aşmaya hazır mıyız gerçekten...?
PETDER Teknik ve Dış İlişkiler Koordinatörü Alper Zümrüt de, bu konuda daha çok yol almamız gerektiğini savunanlar arasında. Zümrüt?ün en büyük çekincesi kamudan kaynaklanıyor. Sadece akaryakıt sektöründe 20 bin, genel olarak da 100 binin üzerinde eğitilmesi gereken kişi olduğunu öne süren Alper Zümrüt, ?ADR?nin ekonomik boyutu ekipmanın çok çok ötesine geçer. Eğitim, sertifika, kamu kurumlarının konuya adaptasyonu birçok külfeti de beraberinde getirir. Örneğin, bütün belediyelerin tıbbi atık taşıma araçları var. ADR?ye geçildiğinde bunların tamamının ADR konvansiyonuna göre taşıma yapması gerekecek. ADR denilince herkesin aklına sadece akaryakıt gelir. Ancak kimyasallar, gıda atıkları, yemler, tıbbi atıklar, radyoaktif malzemeler, silah mühimmat nakliyeleri de ADR?ye uygun yapılmak zorunda olacak. Daha önemlisi bu iş ekipman ve eğitimle de sınırlı değil. Bu bir sistem yaklaşımı. Eğitimi verdik, sertifikası da tamam. Araç, Hakkari?den yükü aldı, Gaziantep?e götürüyor. Yol üzerinde kim kontrol edecek? Jandarma. Jandarmayı da eğitmediğiniz sürece, ADR?ye geçmiş sayılmıyorsunuz. İşte bütün sıkıntı burada. 3.5 yıldır yerimizde sayıyoruz. Ama, ertelenmesin, hemen geçilsin paniğiyle bir geçiş yapılırsa, ülke kaynaklarının verimsiz kullanılması söz konusu olur. Bunun da faturası ağırdır? ifadelerini dile getiriyor.
ADR süreklilik ister
1995-96 yılından bu yana akaryakıt şirketleri olarak kendi kullandıkları öz mal araçları ADR?li olarak aldıklarını vurgulayan Zümrüt, ?Ama, birinci yılın sonunda bu aracın ADR?si düşüyor. Çünkü, her yıl ADR sertifikanız için vize almanız lazım. Bunu yaptırmadığınızda sertifikanız düşer. Öte yandan, park ederken sinyal farında çatlak oldu, çıkartıp yenisini taktınız, ADR?si düşmüş demektir. Bu küçük işlemin dahi, sertifikasyon kuruluşunun gözetim ve onayıyla yapılması gerekir? sözleriyle ayrıntıların önemine dikkat çekiyor.
?Tüneller işaretlenmezse, bazı illerimize akaryakıt gitmez?
ADR?ye geçildiğinde gümrük bekleme sahalarında, antrepolarda da büyük sıkıntılar yaşanacağını belirten Alper Zümrüt, bu konuda da şu tespitlerde bulunuyor: ?TIR geliyor, yanına tehlikeli madde taşıyan araç yanaşıyor. Ya da yürüme yasağı başladığında köprü girişinde bütün tankerleri bir araya topluyorsunuz. Bunların hiçbirisi olmamalı. Köprü önünde beklemeler tasnif edilmeli. Köprü ve tüneller işaretlenmeli. Tehlikeli madde taşıyan araçlar tünelden geçemez diyoruz ama mesela Gümüşhane?de bir istasyonumuz var; tünel geçmeden akaryakıt ikmal etmeniz mümkün değil. O tüneller işaretlenmediği sürece, ?Gümüşhane halkı siz akaryakıt kullanmayın? demeniz gerekir ki, bu da insan haklarına aykırı. İzmit?te de dolum tesisleri çıkışında otobana girdiniz sağda tünel solda tünel var.?
?Haksız rekabet önlenmeli?
ADR?nin bütünleyici etki analizleri yapılarak çok detaylı bir program sonucunda geçilmesi gereken bir sistem olduğunun altını çizen Zümrüt, ?Aksi takdirde prematüre geçişler sonrası uygulamanın gerçekleşmesi mümkün değil. Ben, kurala uymak istiyorum ama yönetmeliğe uyma şansım yok. Yönetmeliğe uyarsam haksız rekabet gündeme geliyor. Eğer ADR?ye geçilecekse bir plan program dahilinde geçilmeli, geçilmeyecekse geçilmemeli. Çünkü, belirsizlik zarar veriyor. Biz 140-150 bin Euro verdikten, sürücüyü eğitime gönderdikten sonra çalıştıracağız. Diğer taraftan, bu yatırımı yarı parasına yapıp, diğer hiçbir uygulamaya katılmayan bir başkası, taşımalarını da doğal olarak benden ucuza yaparak haksız rekabet sağlayacak. Bu olmaz? diye konuştu.
Selçuk ONUR - LOJİSTİK EKİPMANLAR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.